"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2005/332 E., 2006/348 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın Açılmamış Sayılması
Taraflar arasında görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 7. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı mirasçı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı...., Kadastro Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda tespit harici bırakılan Malatya ili .... ilçesi ... köyünde bulunan, sınırları ve mevkisini belirttiği 33.000 m2 ve 44.000 m2'lik taşınmazların adına tescilini talep etmiş, yargılama sırasında sunmuş olduğu dilekçesiyle açmış olduğu davadan şimdilik vazgeçtiğini ifade etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Akçadağ Kadastro Mahkemesinin 09.02.2004 tarihli ve 2003/24 Esas, 2004/1 Karar sayılı kararıyla, davanın feragat nedeniyle reddine, dava konusu yerin tespit gibi tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hamza Kodaş vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 14.04.2005 tarihli ve 2005/1264 Esas, 2005/1127 Karar sayılı kararıyla, davacının beyanının feragat değil atiye bırakma anlamında olduğu belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1.Akçadağ Kadastro Mahkemesinin 11.08.2005 tarihli ve 2005/19 Esas, 2005/125 Karar sayılı kararıyla, dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, yargılamaya Akçadağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/332 Esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmiştir.
2.Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ve davalı tarafça takip edilmeyen davanın 27.04.2006 tarihinde müracaata bırakılmasına, süresinde yenilenmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçısı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı mirasçısı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının yargılama sırasında ölümü nedeniyle mirasçılara tebliğ yapılmadan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 606 ve 640. maddeleri,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 55, 59, 114/1-d, 115 ve 150. maddeleri,
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 513. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemesinde görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin bozma kararı sonrası devam eden yargılamada davacı Hamza Kodaş'ın 01.11.2004 tarihinde öldüğü, davacı vekilinin 09.03.2006 tarihli celsede müvekkili davacının öldüğünü ve mirasçıların vekaletnamesini sunması için kendisine süre verilmesini talep ettiği, bir sonraki celse davacı vekilinin mazeret sunduğu ve mazeretinin kabul edildiği, 27.04.2006 tarihli celseye ise davacı vekilinin mazeret dilekçesi sunmadan katılmadığı, mirasçıların vekaletnamesini de Mahkemeye ibraz etmediği, bunun üzerine dosyanın işlemden kaldırıldığı, 3 ay içinde yenilenmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmekte ise de kararın dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunduğunu söyleyebilmek mümkün değildir.
2. Taraf koşulu, HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartı olup mahkemelerce re’sen gözetilmelidir (HMK'nın 115/1). Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olduğundan yöntemince taraf teşkili sağlanmadan davada esastan hüküm kurulamaz.
3. Davanın açıldığı sırada mevcut olmasına rağmen yargılama sırasında taraflardan birinin ölümüyle taraf ehliyetinin sona ermesi durumunda HMK’nın 55. maddesi uygulama alanı bulur. HMK’nın 55. maddesinde “Taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir.” hükmünü haiz olup anılan maddenin uygulanabilmesi için dava konusunun ölen tarafın mirasçılarına miras yoluyla intikali mümkün malvarlığına ilişkin olması gerekir. Diğer bir ifadeyle, dava sırasında taraflardan birisi ölürse, istek şahsa bağlı bir hak değilse dava mirasçılar tarafından yürütülür.
4. Miras yoluyla intikali mümkün hakların konusunu oluşturduğu bir davada davacının ölümü hâlinde HMK’nın 55. maddesi gereğince Mahkemece, davacının mirasçılarının tamamı tespit edilerek davadan haberdar edilmeleri gerekir. Davacının tek bir mirasçısının bulunması hâlinde bu mirasçı, birden fazla mirasçısının bulunması hâlinde de TMK’nın 640. maddesi uyarınca terekeye elbirliğiyle malik olmaları sonucu aralarında HMK’nın 59. maddesi gereği mecburi dava arkadaşlığı bulunan mirasçıların tamamı davadan haberdar edilerek murisleri tarafından açılan davaya devam etme iradesinde olup olmadıkları belirlenmelidir. Bu doğrultuda yapılacak tebligatlar sonrasında mirasçıların terekeyi kabul veya ret etmemiş olmaları hâlinde TMK’nın 606. maddesinde belirlenen üç aylık mirasın reddine dair süre beklenerek mirasçıların tamamının davaya katılımı ile taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilir. Ayrıca gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Mahkemece, davayı takip için kayyım tayin edebilecektir. Ancak her hâlükârda davacının ölümünden sonra yargılamaya devam edilebilmesi için Mahkemece mirasçıların tamamının davaya katılımının sağlanması veya terekeye temsilci atanması yoluyla taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilip hüküm kurulması gerekir.
5. Diğer yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 513. maddesi uyarınca, sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça vekalet sözleşmesi, vekâlet verenin ölümü ile kendiliğinden sona ermiş olur.
6.Hal böyle olunca Mahkemece; davacı Hamza'nın ölümü ile ölüm nedeniyle vekalet sözleşmesinin sona erdiği gözetilerek mirasçılarına davetiye çıkartılıp usulüne uygun şekilde tebliğ yapılarak duruşma günü ve saatinden haberdar edilmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili sağlanıp davacı tarafa hukuki dinlenilme hakkı tanınmadan yukarıda açıklanan usul hükümlerine aykırı olacak şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-3. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
25.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.