Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3248 E. 2024/5578 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile devredilen taşınmazın, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle muvazaalı olarak devredildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, son tapu malikinin iyiniyetli olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararında son tapu malikinin de iyiniyetli olmadığının belirtilmesi ve buna göre davanın kabulü gerektiği yönünde hüküm kurulması gerektiği belirtildiğinden, bozmaya uyularak verilen davanın kabulüne ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/727 E., 2024/945 K.

KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/6 E., 2021/336 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istekli davada bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda Bölge Adliye Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalı... Arabam Paz. A.Ş. yetkilisi olduğunu bildiği davalı ... ile ortak inşaat yapımı ve demir alım satımı işi karşılığı sermaye olarak 2010 model Volkswagen Jetta marka araç, 210.000,00 TL nakit para ve 1495 ada 22 parsel sayılı taşınmazdaki dava konusu bağımsız bölümünü koyduğunu, ayrıca sermaye olarak koyduğu taşınmazın satışına ilişkin Konya 2. Noterliğinin 20.03.2018 tarih ve 03270 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vekaletnamesini verdiğini, sonrasında, yapılacak ortak işten vazgeçtiğini davalı şirket yetkilisi olduğunu bildiği ...'ye bildirdiğini, sermaye olarak verdiği araba, nakit para ve dava konusu taşınmazın kendisine geri verilmesini talep ettiğini, davalı ... ile aralarında dava konusu taşınmazın davalı .... Arabam A.Ş.'de olduğunu, emaneten kendilerinde durduğunu, taşınmazın devrinin verileceğini belirten sözleşme yaptıklarını, bir süre sonra, dava konusu taşınmazın devrinin eşine yapılmasını taahhüt eden yeni bir sözleşme daha yaptıklarını, taşınmazın devri için davalı Şirketin adresine defalarca gitmesine rağmen görüşemediğini, yaptığı araştırma sonucu davalı Şirketin dolandırıcı olduğunu öğrendiğini ve şikayette bulunduğunu, yapılan sözleşmelere rağmen davalı Şirket ve diğer davalı ...'nin dava konusu taşınmazı vekalet yetkilerini kötüye kullanarak arkadaşı olan davalı ...'e muvazaalı şekilde devrettiğini, ....'nin ise yanında çalıştırdığı işçisi diğer davalı ...'e temlik ettiğini, Mustafa tarafından gönderilen ihtarname ile muvazaalı devirlerden haberdar olduğunu, kendisinin oturduğu dava konusu taşınmazından tahliye edilmek istendiğini, unutkanlığı olduğunu, vekaletname verme yeterliliğinin yeterince araştırılmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davacının ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ...; dava konusu taşınmazı diğer davalı ...'den 160.000,00 TL bedeli karşılığında satın aldığını, iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, belediyede çalıştığını, diğer davalı ...'nin yanında çalışmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ...; dava konusu taşınmazı 155.000,00 TL bedel ödeyerek davacının vekaletname verdiği ... isimli kişiden satın aldığını, davacı ile vekaletname verdiği ... arasında yapıldığı iddia edilen sözleşmeden bilgisi ve haberi bulunmadığını, ...'e 160.000,00 TL bedelle taşınmazı sattığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın ... tarafından vekalet ilişkisi ve verilen taahhütler kötüye kullanılarak devredildiği, davalıların iyiniyetli olacağından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının iyiniyetli 3. kişi konumunda korunması gerektiğini, davalı tarafından Konya 8. İcra Müdürlüğünün 2019/12358 Esas sayılı dosyası ile kira alacağı nedeni ile icra takibi başlatıldığını, davacı tarafın bu takibe itiraz etmediğini, davalının dava konusu evi gördüğünü ve beğenerek aldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi, 16.05.2022 tarih ve 2022/7 E. 2022/981 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın davalı vekil tarafından vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle davalı ...'ya, ... tarafından da davalı ... Kesiklere devredildiği, ... ve ...'in Mahkeme gerekçesinde kabul edildiği şekilde inanç sözleşmesinin varlığını ve vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduğu, davalı ... ile diğer davalıların el ve iş birliği içerisinde oldukları hususunun davacı tarafından kanıtlanamadığı, davalı ...'in iyiniyetli 3. kişi konumunda olup TMK'nın 1023. maddesinin korumasından yararlanacağı, ... dışındaki diğer davalılar bakımından bedel isteği de bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar vermiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 16.05.2022 tarih ve 2022/7 E. 2022/981 K. sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 29.11.2023 tarih ve 2023/4949 E. 2023/6950 K. sayılı kararıyla; davalı vekil, .... ile diğer davalılar .... ve ....'nin kötüniyetli olduklarının kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, buna karşılık dava kapsamı itibariyle son tapu kayıt maliki davalı ...'nın da iyiniyetli olmadığı ve TMK'nın 1023. maddesinin korumasından yararlanamayacağı, bu sebeple davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine değinilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazı 160.000 TL bedel karşılığında satın aldığını, dekontun dosya kapsamında mevcut olduğunu, ödenen bedel ile taşınmazın keşfen tespit edilen değeri arasında fahiş bir farkın bulunmadığını, davacının iddia ettiği sözleşmenin tapu kayıtlarında mevcut olmadığını, davalının bu sözleşmeden haberdar olabilecek durumda olmadığını, aksinin kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olacağını, davalı ... tarafından davacı aleyhine kira alacağı nedeniyle icra takibi başlatıldığını, davacı tarafından takibe itiraz edilmediğinin dosya kapsamından sabit olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 504/1. ve 506. maddeleri.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2. ve 3. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 11.782,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'ten alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.