Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3292 E. 2024/6439 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın kadastro tespitinin 1971 yılında kesinleştiği, davanın ise 2023 yılında açıldığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/234 E., 2024/810 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/142 E., 2023/271 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili özetle; Çorum ili, .... ilçesi, ... köyü, 150 Ada 5 Parsel(eski1240 parsel) sayılı arsa niteliğindeki taşınmaz ve üzerindeki muhdesatların davacının babası ...'a ait iken 2015-2016 yılları arasında bölgede yapılan kadastro çalışmaları sırasında davacının kardeşi olan davalı ... adına yolsuz tescil ile tescil edildiğini, davacının babası ... 07.12.2022 tarihinde vefat ettiğini, babasının vefatından bir süre sonra taşınmazın babasının adına kayıtlı olmadığını ve kadastro çalışmaları sırasında davalı ... adına tescil edildiğini öğrendiğini, taşınmazın 1970 yılında ... tarafından satın alınıp kullanıldığını, taşınmazın muris ...'a ait olduğu bütün köy ahalisi tarafından bilinmesine rağmen kadastro çalışmaları sırasında davalı ... ile o dönemde köy muhtarı ile işbirliği yaparak müteveffa ... adına tescil edilmesi gereken taşınmazı davalı ... adına tescil ettirdiklerini, bu dönemde yurt dışında olan davacının bütün bu olanlardan haberdar olmadığını, taşınmazın davalı ... adına yolsuz tescille tescil edilmiş olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptaline ve miras payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili özetle; davaya konu taşınmazın davacı tarafın iddia ettiği gibi babasına ait olmadığını, 2015-2016 yıllarında yapıldığı söylenilen kadastro çalışmalarından çok önce davalı tarafından iktisap edildiğini, davaya konu taşınmazı 3367 sayılı Yasa uyarınca 22.08.2008 tarihinde ... Köy Tüzel Kişiliğine yaptığı başvuru ile Köy İhtiyar Heyetinin aynı tarihli kararı sonucunda 630,00 TL karşılığında ... Köy Tüzel Kişiliğinden satın aldığını ve 10.11.2008 tarihinde adına tescil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taşınmazın kadastro tespitinin 1971 yılında kesinleştiği, davanın ise 2023 yılında açıldığı, bu haliyle kadastro tespitinin kesinleştiği tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tapu kayıtlarında her ne kadar taşınmazın ... Köy Tüzel Kişiliği tarafından terkin sebebi ve ... tarafından edinme sebebi olarak "442/3367-1 S. Köy Kanununa Göre Hak Sahiplerine Tahsis İşlemi" olarak belirtilmiş ise de bu yönde tapu kayıtlarının hatalı olduğunu, davaya konu taşınmazın babası ...'a ait olduğunun bütün köy ahalisi tarafından bilindiğini, davalının taşınmazın muris ... tarafından satın alındığı tarihlerde henüz doğmadığını ve davalının taşınmaz üzerinde yapılan yapıların inşasına hiçbir katkısı olmadığını, Mahkemece işin esasına dahi girilmeksizin davanın reddine karar verildiğini, eldeki davada hak düşürücü sürenin geçmediğini, taraflarınca kadastro öncesi sebeplere dayalı dava açıldığı belirtilirken taşınmazın kadastrodan önce muris tarafından satın alınmış olduğunu ve yıllarca bu taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunduğunun izah edilmeye çalışıldığını, eldeki davanın hukuki nitelendirmesinin Mahkemece yapılması gerektiğini, davaya konu taşınmazın davalı tarafça yolsuz tescille edinildiğini öne sürerek Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 1969 yılında yapılan kadastro sonucunda Çorum ili, .... ilçesi, .... köyü 1240 parselin mera vasfı ile sınırlandırıldığı, tespite itiraz olunması üzerine tespitin 31.05.1971 tarihinde kesinleştirildiği, 08.02.2008 tarihinde arsa vasfı ile ..... Köyü Tüzel Kişiliği adına tahsis edildiği, 1240 parselin birçok parsele ifraz edildiği, dava konusu 150 ada 5 parsel sayılı taşınmazın da ifraz sonucu oluşan parsel olduğu, Köy Tüzel Kişiliği tarafından 10.11.2008 tarihinde 3367 sayılı Kanun'a göre davalı adına tapuda devrinin yapıldığı, eldeki davanın da 16.05.2023 tarihinde açıldığı, Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açmış olmasına göre Mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf aşamasında ileri sürdüğü hususları tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesi.

3. Değerlendirme

1.1969 yılında yapılan kadastro sonucunda Çorum ili, .... ilçesi, .... köyü 1240 parsel sayılı taşınmazın mera vasfı ile sınırlandırıldığı, tespitin 31.05.1971 tarihinde kesinleştirildiği, 1240 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilen taşınmazlardan olan dava konusu 150 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 08.02.2008 tarihinde arsa vasfı ile ... Köyü Tüzel Kişiliği adına tahsis edildiği, Köy Tüzel Kişiliği tarafından 10.11.2008 tarihinde 3367 sayılı Kanun'a göre davalı adına tapuda devrinin yapıldığı, eldeki davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra 16.05.2023 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.