"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/239 E., 2024/1205 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/300 E., 2023/351 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; murisi ... lakaplı ... oğlu ...’un İstanbul Anadolu 17. Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.10.2016 tarihli 2016/29 Esas, 2016/752 Karar sayılı hasımsız veraset ilamına göre tek mirasçı olduğunu, murise ait dava dışı bir kısım taşınmazlar üzerinde bulunan kayyım kararının kaldırılması talebi ile dava açtıklarını, açılan dava sonucunda murisi ile tapu malikinin aynı kişi olduğuna dair tespit yapılmak sureti ile kayyımlığın kaldırılmasına dair karar verildiğini, satılan taşınmaz bedellerinin talep edilmesi üzerine kayyımın kesinleşen karara rağmen ödemeyi yapmadığını, murisin Emvali Metruke Kanunu'na tabi olduğunu bu sebeple taşınmazların Hazineye intikal etmesi gerektiğini ileri sürdüğünü, idari yargıda açılan davada murisin Emvali Metruke Kanunu'na tabi olamayacağı tespit edilmek sureti ile Vakıflar İdaresi tarafından alınmış vaziyet kararlarının iptaline karar verildiğini, karara rağmen yine ödeme yapılmadığını ve bu defa da hasımsız veraset ilamının iptali için dava açılmış olup davanın reddedildiğini, İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/996 Esas sayılı hasımlı veraset ilamı talepli açılan davanın ise derdest olduğunu, dava konusu 1441 ada 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların murise ait iken davalı İdare adına adına yolsuz olarak tescil edildikten sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kamulaştırılarak bedelin davalı İdareye ödendiğini ileri sürerek taşınmazların dava tarihlerindeki değerlerinin yasal faizi ile birlikte ödenmesini, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise kamulaştırma bedellerinin ödendiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; dava konusu edilen taşınmazların tamamının Sultan Beyazıt Vakfından vakfiyeli olarak ... oğlu ... adına kayıtlı iken Maliye Hazinesince yapılan incelemede adı geçen ... oğlu ...'un devir cetvellerinde adına rastlanmadığı, uzun yıllar ülkemizde bulunmadığı, savaş yıllarında ülkeyi terk ettiği tespit edildiğinden Maliye Hazinesince Şişli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/448 Esas, 1992/591 Karar sayılı dosyasında açılan davada adı geçenin firari ve mütegayyip kişilerden olduğunun hüküm altına alındığını, ancak tasfiye yasalarına göre vakıf kökeninden gelen taşınmazlarda mülkiyet hakkı Maliye Hazinesine değil Vakıflar Genel Müdürlüğünün olması yasa gereği olduğundan idarece Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/689 Esas, 1991/867 Karar sayılı dosyasında açılan dava neticesinde ... oğlu ...'un firari ve mütegayyip kişilerden olması nedeniyle taşınmazların Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredilmesine karar verildiğinden, 06.07.1992 tarihiyle hükmen ve metruken adına tescil edilerek tapu senetleri alındığını, dava konusu taşınmazların Dolmabahçe - Bomonti - Kağıthane - Piyalepaşa karayolu tüneli güzergahında kalması nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Encümenince 23.03.2007 tarih ve 938-902 sayılı kamulaştırma kararı alındığından kamulaştırmaya tabi tutulduğunu, kamulaştırma bedellerinin İdarece tahsil edildiğini, ... oğlu ...'un savaş yıllarında veya ondan sonraki yıllarda ülkede bulunup bulunmadığının, ülkemizde bulunmuşsa nerede olduğunun davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/956 Esas, 2022/953 Karar sayılı dosyasında açılan hasımlı veraset dosyasında davacının ... oğlu ...'un tek mirasçısı olduğunun tespit edildiği, İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/473 Esas, 2020/156 Karar sayılı dosyasında davacının ... oğlu ... mirasçısı olduğuna dair Maliye Hazinesi tarafından alınan veraset ilamının iptali davasının reddedilerek kesinleştiği, taşınmazın Emvali Metruke Kanunu'na tâbi olmadığına dair Vakıflar İdaresince alınan vaziyet kararının İdare Mahkemesince iptal edildiği, davacı murisi adına kayıtlı taşınmazların tapu kaydının iptal edilerek vakıf adına tescilinden sonra kamulaştırılarak dava dışı İBB adına tescil olması nedeniyle taşınmazların davalı ... adına tesciline dayanak vaziyet kararının iptal edilmesi nedeniyle davacıya iade edilmesi gereken dava konusu taşınmazlarla ilgili davalıya yönelik davada taşınmazın elden çıkartılmış olduğundan taşınmazların dava tarihindeki rayiç bedelinin davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 14.351.946,72 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Vakıflar İdaresince alınan vaziyet kararının İdare Mahkemesince iptal edildiği, kamulaştırma bedelinin davalı İdareye ödendiği, asıl kamulaştırma bedelinin nemalarla birlikte ödenmesi gerektiği, ancak Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulaması doğrultusunda davacının dava dilekçesinde tahsilden itibaren işleyecek faizi ile birlikte demek sureti ile bedelin dava tarihine güncellenmesini istediğinin kabulü gerektiği, buna göre bu bedelin denkleştirici adalet ilkesi dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/(1).b.2 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile 10.098.578,26 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazın kayıt maliki gaip olduğundan kanun gereği vakfı adına tescil edildiğini, taşımazın davacıya aidiyetine ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını, bilirkişi raporuna ilişkin itirazların değerlendirilmediğini, kamulaştırma bedelinin dava tarihi itibariyle güncel değerinin toplam 6.473.333,08 TL olduğunu, kabul anlamına gelmemekle ancak kamulaştırma bedeli ile sorumlu olacağını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı bedel istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden; 1441 ada 2 parsel sayılı 429 m2 miktarlı arsa, 1441 ada 3 parsel sayılı 342 m2 miktarlı arsa ve 1141 ada 4 parsel sayılı 368 m2 miktarlı arsa nitelikli taşınmazların tamamı 07.06.1950 tarihli kadastro işlemi ile .... oğlu ... adına kayıtlı iken Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/689 Esas, 1991/867 Karar sayılı kararı ile ... tarafından hasımsız olarak açılan kayıt malikinin firari ve mütegayip kişilerden olduğunu, İdarece 101 sayılı vaziyet kararı alındığını belirterek taşınmazların metruken adına tescilinin talep edildiği, davanın kabulüne karar verildiği, taşınmazların 06.07.1992 tarihinde hükmen davalı İdare adına tescil edildiği, bilahare İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından davalı İdare aleyhine açılan Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.07.2008 tarihli 2007/541 Esas, 2008/262 Karar sayılı ilamına istinaden 2 parsel sayılı taşınmaz kamulaştırılmış olup 579.150,00 TL bedelin Vakıflar Genel Müdürlüğüne ödendiği, Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.07.2008 tarih 2007/539 Esas, 2008/260 Karar sayılı ilamına istinaden 3 parsel sayılı taşınmaz kamulaştırılmış olup 461.700,00 TL bedelin Vakıflar Genel Müdürlüğüne ödendiği, Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.03.2009 tarih 2008/499 Esas, 2009/135 Karar sayılı ilamına istinaden de 4 parsel sayılı taşınmaz kamulaştırılmış olup 518.900,00 TL bedelin Vakıflar Genel Müdürlüğüne ödendiği, 4 parsel sayılı taşınmazın yola terk ile sayfasının kapandığı, diğer taşınmazların İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına 19.08.2008 tarihinde tescil edildiği, İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 04.10.2022 tarihli 2020/996 Esas, 2022/993 Karar sayılı davacı tarafından davalı İdare aleyhine açılan dava konusu taşınmaz malikine ilişkin hasımlı veraset ilamı alınması istekli davada muris ....lakaplı .... ve ....’den olma 1292 doğumlu ...’un tek mirasçısının davacı ... olduğuna karar verildiği ve kararın 20.12.2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
7531 sayılı Kanun’un 20. maddesi uyarınca değiştirilen 5737 sayılı Kanun’un 77. maddesi uyarınca temyiz eden davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.