"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/363 E., 2024/16 K.
HÜKÜM : Asıl Dava Yönünden Karar Verilmesine Yer Olmadığına-Birleştirilen Dava Ret
Taraflar arasında birleştirilerek görülen şerhin terkini ile tapu iptali ve tescil davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın reddine, asli müdahil Hazinenin davasının reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı asli müdahil Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı ... vekili; Bakanlar Kurulu kararı ile adına tescil edilen .... Halk Eğitimi ve Kız Enstitüsü binası vasıflı 137 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına yolsuz olarak “Ertuğrul Gazi Vakfından” şerhinin tescil edildiğini ileri sürerek şerhin terkinine karar verilmesini istemiştir.
Asli müdahil Hazine vekili; taşınmazı imar mevzuatı uyarınca bedelsiz olarak davalı Belediyeye terk ettiğini, ancak terk amacının ortadan kalktığını ileri sürerek tapunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ... İdaresi; asıl dava ile asli müdahil Hazine tarafından açılan davanın reddini savunmuş; birleştirilen davada ise taşınmazın vakıf malı niteliğinde olduğunu, kadastro ile hatalı olarak Hazine adına tescil edildiğini, öte yandan 5737 sayılı Yasa'nın 17. ve 30. maddeleri uyarınca da vakıf adına tescili gerektiğini ileri sürerek tapunun iptali ve vakıf adına tescile karar verilmesini istemiştir.
III. YARGILAMA SAFAHATİ VE MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.04.2012 tarihli ve 2010/739 Esas, 2012/224 Karar sayılı kararı ile; çekişme konusu taşınmazın vakfa ait olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı ... vekili ve asli müdahil Hazine vekilinin temyizi üzerine Dairece; asli müdahil Hazinenin davası yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemenin 17.01.2014 tarihli ve 2013/424 Esas, 2014/22 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda çekişme konusu taşınmazın vakfa ait olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne, asli müdahil tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı ... ve asli müdahil Hazine vekilinin temyizi üzerine Dairece; 5737 sayılı Yasa'nın 17. ve 30. maddeleri doğrultusunda taşınmazın vakıf adına tescili için gereken koşulların oluşup oluşmadığının araştırılması, öte yandan birleştirilen davada taşınmazın kadastro tespitinin hatalı olduğu, esasen taşınmazın vakfedilen taşınmazlar arasında olduğu ve vakıf adına tespit ve tescilinin gerektiğinin ileri sürüldüğü gözetilerek bu iddia üzerinde de durulması gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.
Mahkemenin 08.05.2018 tarihli ve 2017/143 Esas, 2018/275 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, alınan bilirkişi raporu ile Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesindeki koşullarını davalı Vakıf yönünden oluştuğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne, asli müdahil tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairece; taviz bedeli ödenmek suretiyle vakıf şerhinin terkin edildiği gözetildiğinde, Vakıflar İdaresi tarafından açılan birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğu, asli müdahil Hazine yönünden ise taşınmazın İmar Kanunu uyarınca bedelsiz terki gereken yerlerden olup olmadığı konusunda yöntemince araştırma yapılmadığı, hal böyle olunca asıl davada davacı Belediyenin davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi, birleştirilen davanın reddine karar verilmesi, asli müdahil Hazinenin talepleri yönünden ise mahallinde keşif yapılarak taşınmazın bedelsiz terki gereken yerlerden olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.
Mahkemenin 24.11.2021 tarihli ve 2021/59 Esas, 2021/732 Karar sayılı kararıyla; bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde, vakıf şerhinin yargılama sırasında terkin edildiği gerekçesiyle asıl dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen dava yönünden; taviz bedeli ödenmek suretiyle taşınmazın mutasarrıfına geçtiği gerekçesiyle birleştirilen davanın reddine, asli müdahil Hazinenin talepleri yönünden yapılan incelemede ise mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu taşınmazın imar planına uygun şekilde park alanı olarak ayrıldığı, bedelsiz terki gereken yerlerden olduğu ve kullanım amacına uygun şekilde düzenlemesinin yapılarak halkın kullanımına uygun hale getirildiği ve Belediye Başkanlığı lehine yolsuz tescilin söz konusu olmadığı gerekçesiyle asli müdahilin davasının reddine karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairece; "...hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak asıl davada karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davada davanın reddine, asli müdahilin davasının reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı Vakıf İdaresi ile asli müdahil Hazinenin temyiz itirazlarının reddine. Asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; çekişme konusu taşınmaz üzerindeki şerhin davalı Vakfın 21.04.1989 tarih ve 2055 sayılı talebi sonucu Tapu Müdürlüğünce konulduğu, davanın açıldığı tarihte üzerindeki şerhin mevcut olduğu, yargılama sırasında davalı Vakfın talebi ile şerhin kaldırıldığı gözetildiğinde davacının eldeki davayı açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nın 331/1. maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik masrafların davalı Vakıftan alınmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde masrafların davacı üzerinde bırakılması doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın reddine, asli müdahil Hazinenin davasının reddine, bozma kararı doğrultusunda asıl davada yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı Vakıftan tahsiline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asli müdahil Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asli müdahil Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Hazinenin davasının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mülga 6785 sayılı İmar Kanunu'nun 31. maddesine göre Belediyeye terki yapılan ancak şu anda terk amacı kalkan ve halen Belediye Kültür Sitesi ve çay bahçesi olarak terk amacı dışında ticari amaçla kullanılan taşınmazın Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini, nitekim taşınmazın mevcut durumu itibariyle imar planında sadece yeşil alan veya park olarak kullanılmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, vakıf şerhinin terkini; birleştirilen dava ise asli müdahale davası ile tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi,
6100 sayılı HMK'nın 331/1. maddesi,
Mülga 6785 sayılı İmar Kanunu’nun 31. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 137 ada 1 parsel sayılı, .....Halk Eğitim ve Kız Binası vasıflı taşınmazın 03.01.1973 tarihli kadastro işlemi ile Hazine adına tescil edildiği, daha sonra 06.08.1979 tarihli Bakanlar Kurulu kararına istinaden ... adına tescil edildiği, bozma sonrası davacı ... vekili tarafından sunulan 17.07.2017 tarihli dilekçe ve ekinde yer alan belgelerden, dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan “.... Gazi Vakfından” şerhinin, 08.11.1948 tarihinde taviz bedelinin ödenmesi nedeniyle kaldırıldığı, ancak davalı Vakfın 21.04.1989 tarih ve 2055 sayılı yazı ile, el değiştiren taşınmazın yeni maliki Belediyenin rızası alınmaksızın şerhin tekrar konulduğu, yargılama aşamasında davalı Vakfın Tapu Müdürlüğüne verdiği dilekçesi ile şerhin sehven konulduğunu ve kaldırılmasını talep ettiği, davacı Belediyenin ise şerhin konulması sırasında rızasının olmadığını bildirdiği, bu talep üzerine Tapu Müdürlüğünce şerhin terkin edildiği anlaşılmaktadır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asli müdahil Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Bilecik 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
25.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.