Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3369 E. 2024/5958 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Daha önce kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı tespit edilip tapu kaydı iptal edilen taşınmaz için, kıyı kenar çizgisinin yeniden tespiti ve tescil davası açılması üzerine, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilip verilmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Önceki davada da kıyı kenar çizgisi incelemesi yapılarak tespit işleminin gerçekleştirildiği, tarafların ve uyuşmazlık konusu taşınmazın aynı olduğu, her iki davanın da kıyı kenar çizgisinin yeri ve buna bağlı olarak taşınmazın mülkiyetine ilişkin olduğu gözetilerek kesin hüküm bulunması sebebiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/799 E., 2024/902 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Ret-Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/435 E., 2022/932 K.

Taraflar arasındaki kıyı-kenar çizgisinin yeniden tespiti ile tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı Şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulmak suretiyle vekalet ücreti yönünden düzeltilerek kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Şirket vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Şirket vekili; Yalova ili, Altınova ilçesi, Hersek Mahallesinde bulunan davacı Şirketin maliki olduğu 594 parsel sayılı taşınmazın Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/394 Esas, 2011/500 Karar sayılı kararı ile kıyı-kenar çizgisi içerisinde kalan 2.761,45 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ve sicilden terkinine karar verildiğini, verilen karara rağmen davacı Şirketin zararının tazmin edilmediğini, bu hususa ilişkin tazminat davası da açtıklarını, Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/394 Esas, 2011/500 Karar sayılı kararının eldeki dava bakımından kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, yeniden kıyı-kenar çizgisinin belirlenebileceğini ileri sürerek dava konusu taşınmaza ilişkin kıyı-kenar çizgisinin yeniden tespiti ile haksız olarak tapu kaydının iptaline karar verilen dava konusu kısmın davacı Şirket adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekili; 594 parsel sayılı taşınmazın 2.761,45 m2'lik kısmının kıyı alanında kaldığının tespit ve terkin edildiğinin kesinleşmiş Mahkeme kararı ile sabit olduğunu, yetki ve görev şartı bulunmadığını, yasal ön başvuru şartlarının yerine getirilmediğini, zamanaşımı süresinin geçirildiğini, aktif ve pasif husumetin bulunmadığını belirterek ve yargı yolu ihlali nedenleriyle davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu yerin Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/394 Esas sayılı dava dosyası ile açılan tapu iptali davasında dava konusu aynı yer olduğu, aynı konuda ve aynı taraflar arasında verilen kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Şirket vekili ve davalı Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B.İstinaf Sebepleri

1. Davacı Şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk verilen karar ile eldeki davada dayanılan vakıaların farklı olduğunu, kesin hükmün uygulanabilmesi için dava sebeplerinin de aynı olması gerektiğini, kesin hükümden bahsedilemeyeceğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tescil talebinin reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, ancak reddedilen davada davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi davalı taraf lehine nispi vekalet ücreti takdir edilmediğini bildirerek vekalet ücreti yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kesin hüküm oluşturduğu kabul edilen Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/394 Esas, 2011/500 Karar sayılı dava dosyasının taraflarıyla eldeki dosyanın taraflarının, her iki dosya yönünden uyuşmazlık konusu taşınmazın aynı olduğu, eldeki davada kıyı-kenar çizgisinin yeniden belirlenmesinin talep edildiği, Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/394 Esas, 2011/500 Karar sayılı dava dosyasında da kıyı-kenar çizgisi incelemesi yapılarak kıyı-kenar çizgisinin hükmen belirlenmiş bulunduğu, her iki dosyada da uyuşmazlık konularının kıyı-kenar çizgisinin zeminde nereden geçtiğinin ve buna bağlı olarak da evveliyatında davacı Şirkete ait 594 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalmaktayken Mahkeme hükmü ile belirlenen kıyı-kenar çizgisine göre kıyı çizgisi içerisinde kaldığı belirlenen kısmın mülkiyetine yönelik olup kesin hüküm oluşturan dosya ile eldeki davanın konularının esasen aynı olduğu, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine dair verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, ancak davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar verildiği halde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiği gerekçeleriyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle vekalet ücreti yönünden düzeltilerek kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Şirket vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı Şirket vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava ile eldeki davanın taraflarının ve dava sebeplerinin farklı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kıyı-kenar çizgisinin yeniden tespiti ile kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığından tescil dışı bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-i bendi, 115. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.