"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
(Kapatılan Eyüp 1. Asliye Hukuk Mahkemesi)
SAYISI : 1954/107 E., 1969/98 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkin davadan dolayı verilen 05.03.1969 tarihli ve 1954/107 Esas, 1969/98 Karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan Dairenin 08.12.1969 tarihli ve 1969/7940 Esas, 1969/7341 Karar sayılı kararının düzeltilmesi süresinde davalı ...’in bir kısım mirasçıları ...., ...., ...,.... ...., davalı ...’in bir kısım mirasçısı ..., davalı ... .... tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; 217 ada 8 parsel sayılı taşınmazın murisleri tarafından satın alındığını, taşınmazın üzerine muris tarafından bina inşa edildiğini, 1949 yılında bu evin yıkılarak yerine yeni bir bina yapıldığını ve taşınmazın 35 yıldır davacılar tarafından iyiniyetli olarak kullanıldığını ileri sürerek temliken tescile karar verilmesini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, harici satışa değer verilemeyeceğini belirterek asıl davanın reddini istemişler, karşı dava olarak taşınmaz üzerindeki binanın yıkılmasına ve ecrimisile hükmedilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05.03.1969 tarih ve 1954/107 Esas, 1969/98 Karar sayılı kararı ile; taşınmazın uzun yıllardır davacılar tarafından kullanıldığı, taşınmazın Medeni Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce satışının gerçekleştiği, bu nedenle harici satışın geçerli olduğu, temliken tescil şartlarının oluştuğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, taşınmazın tapu kaydının bilirkişi raporunda belirlenen arsa bedelinin davalılara ödenmesi halinde iptali ile davacılar adına tesciline, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar-karşı davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Onama Kararı
Dairenin 08.12.1969 tarihli ve 1969/7940 Esas, 1969/7341 Karar sayılı kararı ile hükmün oy çokluğuyla onanmasına karar verilmiştir.
C. Karar Düzeltme Talebi
Dairenin yukarıda belirtilen onama kararına karşı davalı ...’in bir kısım mirasçıları ....., ..., ...., davalı ...’in bir kısım mirasçısı ...; davalı ... .... süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunmuşlardır.
D. Karar Düzeltme Nedenleri
Bir kısım davalılar karar düzeltme dilekçelerinde özetle; aradan geçen 49 yıl gibi uzunca bir süre içinde herhangi bir işlem yapılmadığını ve kararın kesinleşmediğini, mahkeme ilamlarının taraflara on yıl içinde tebliğ edilmemesi durumunda zamanaşımına uğrayacağını, tapuda halen taşınmazın maliki olarak davalıların yer aldığını, tapulu taşınmazın haricen satışına geçerlilik tanınamayacağını, taşınmazın davalılar tarafından satılmadığını,.... olarak geçen kişinin taşınmazda malik olmadığını, taşınmaz üzerindeki yapının değerinin arsanın değerinden daha yüksek olduğundan bahisle arsa bedelinin davalılara ödenmesi ve ancak bu paranın ödenmesi halinde taşınmazın davacılar adına temlik ve tescilinin gerektiği yönünde hüküm kurulmasına rağmen aradan geçen 50 yıl içinde mahkemenin takdir ettiği taşınmaz bedeli olan 5900 liranın davacı tarafından ödenmediğini, davacıların iyiniyetli kabul edilemeyeceklerini belirterek Dairenin onama kararının düzeltilmesini talep etmişlerdir.
E. Gerekçe
Asıl dava, temliken tescil; karşı dava yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Dosya içeriğindeki gerekçeli karar ve Dairenin onama kararı ile eksiğin tamamlatılması yolu ile getirtilen tapu kayıtları ve dayanağı belgelerden; dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, .... Mahallesi’nde bulunan 217 ada 8 parsel sayılı, 236,40 m2 yüz ölçümlü “bahçeli ahşap ev” vasıflı taşınmazın Nisan 319 tarih, 13 sayılı tapu kaydına binaen davalıların murisi .... oğlu.... adına tespit edildiği, tespitin 05.02.1951 tarihinde kesinleştiği, 14.04.1950 tarihli kadastro tutanağının açıklama kısmında taşınmaz üzerinde davacıların babası ...oğlu...tarafından 35 sene önce inşaat yapıldığının ve bu şekilde taşınmazın tasarruf edildiğinin ve taşınmazın .... .... Vakfından geldiğinin belirtildiği, taşınmazın halen .... oğlu ....mirasçıları adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmazın mülkiyetine ve taşınmaz üzerindeki ayni haklara ilişkin ilamların zamanaşımına uğramayacağı açıktır. Ne var ki, dosya içeriğinde kararın taraflara tebliğ edilerek kesinleştiğine ilişkin bir belge bulunmadığından bir kısım davalıların karar düzeltme dilekçeleri süresinde kabul edilerek itirazlarının incelenmesine karar vermek gerekmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan 743 sayılı Medeni Kanun’un 648. maddesinde “Bir kimse başkasının inşaat levazımiyle kendi arsası üzerine yahut kendi levazımiyle başkasının arsası üzerine bina yapmış olsa bu levazım, arsanın mütemmim cüzü olur. Şu kadar ki levazım, malikin rızası olmaksızın alınıp kullanılmış ise kal'i fahiş bir zararı müeddi olmadıkça maliki onu kal'i ile istirdadını talebedebilir ve masarifi arsa sahibine ait olur. Eğer bina arsa sahibinin rızası olmaksızın levazım sahibi tarafından yapılmış ise kal'i fahiş bir zararı müeddi olmadıkça arsa sahibi kal'ini istiyebilir ve masarifi levazım sahibine ait olur.”, 649. maddesinde “Ebniye kalolunmadığı takdirde arsa sahibi inşaat levazımına mukabil muhik bir tazminat vermeğe mecburdur. Arsa sahibi inşaatı suiniyetle yapmış ise diğer tarafın bütün zararını tazmin ile mahküm edilebilir. Eğer bina levazım sahibi tarafından suiniyetle yapılmış ise arsa sahibinin levazım için vereceği tazminat levazımın en az kıymetini geçmiyebilir” ve 650. maddesinde “Binanın kıymeti açıkça arsanın kıymetinden ziyade ise hüsnüniyetle hareket eden levazım sahibi muhik bir tazminat mukabilinde mecmuunun mülkiyetinin kendisine verilmesini istiyebilir.” düzenlemelerine yer verilmiş olup Medeni Kanun'un 650. maddesine dayanan temliken tescil taleplerinde objektif ve sübjektif koşulların birlikte gerçekleşmesi gerektiği açıktır. Yani, binanın değeri arsa değerinden fazla ve davacı iyiniyetli olmalıdır. Nitekim başkasının arazisine kendi malzemesi ile inşaat yapan kişinin, inşaatın başlangıcından bitimine kadar iyiniyetli olması, bir diğer anlatımla "zeminin kendisine ait olduğu" ya da 05.07.1944 tarih ve 1944/12-26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi, "mülkiyetin ileride kendisine geçirileceği inancıyla" hareket etmesi, yapının dava tarihine göre hesaplanacak değerinin zemin değerinden açıkça daha fazla olması gerekmektedir.
Somut olaya gelince; karar düzeltme yoluna başvurulan söz konusu karara ilişkin dosya bulunamamış ve usulüne uygun olarak ihya yoluna gidilmesine rağmen gerekçeli karar ile Dairenin onama kararı dışında bir belge dosyaya sunulmamış olup karar düzeltme itirazlarının denetlenebilmesi için dosya kapsamında toplanan delillerin ve özellikle yapılan keşif ile alınan bilirkişi raporlarının incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, taraflardan ve ilgili kurumlardan dava dosyasına ilişkin evrakların tespit edilebildiği ölçüde getirtilerek dosya arasına koyulması, gerekçeli kararda geçen harici satış senedinin varsa sunulmasının istenmesi, mahallinde yeniden keşif yapılarak taşınmazın ve üzerindeki yapının dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi ve 743 sayılı Medeni Kanun’un 648, 649 ve 650. maddeleri gözetilerek asıl ve karşı dava yönünden bir karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Bir kısım davalıların karar düzeltme isteğinin 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca değinilen yönden kısmen kabulüne, Dairenin 08.12.1969 tarihli ve 1969/7940 Esas, 1969/7341 Karar sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına, Mahkemenin 05.03.1969 tarihli ve 1954/107 Esas, 1969/98 Karar sayılı kararının açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,
Karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteminde bulunanlara iadesine,
Dosyanın İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
23.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi