Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3450 E. 2024/4723 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak mera vasfıyla tescil edilmiş taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacılar adına tescili talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Hava fotoğrafları ve bilirkişi raporlarına dayanılarak taşınmazda kadastro öncesinde imar ve ihya faaliyetlerinin bulunmadığı, taşınmazın mera vasfını koruduğu ve davacıların zilyetlik iddiasını ispatlayamadıkları gerekçesiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/390 E., 2024/245 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kiğı Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/32 E., 2021/186 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Bingöl ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 249 ada 1 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerinin mirasbırakanı ...'e ait olduğunu, taşınmazın ezelden beridir öncelikle müvekkillerinin mirasbırakanı sonrasında ise müvekkillerinin tasarruf ve zilyetliğinde olduğunu, taşınmazın 50 yılı aşkın süredir mirasbırakan tarafından sonrasında ise müvekkilleri tarafından ekilip biçildiğini, ekilip biçilmediği zamanlarda ise icara verilerek zilyetlik ve tasarruflarının devam ettiğini, müvekkilleri tarafından taşınmazın imar-ihya edildiğini ve bireysel mülkiyete konu olabilecek nitelikte tarım alanı olarak kullanıldığını, ancak taşınmazın kadastro işlemleri sırasında mera olarak tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazın keşif esnasında belirlenecek kısmının tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi davalı Hazineye usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

Dava dilekçesi davalı ... temsilcisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 22.12.2021 tarihli ve 2021/32 Esas, 2021/186 Karar sayılı kararıyla; her ne kadar mahalli bilirkişiler dava konusu taşınmazın davacıların mirasbırakanına ait olduğunu, ölümünden sonra da çocuklarının icara vermek, ot biçmek sureti ile zilyetliği devam ettirdiklerini beyan etmişlerse de alınan jeodezi ve fotogrametri bilirkişisi raporunda dava konusu edilen (A) harfi ile gösterilen kısımlarda 1974, 1983 ve 2004 tarihli fotoğraflarda imar-ihyanın bulunmadığının belirtildiği, ziraat bilirkişilerinin de taşınmazın mera olduğunu, 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 5. maddesinin b bendi kapsamında kaldığını tespit ettikleri, Mahkeme gözleminde ve dosya kapsamında yer alan fotoğraflarda da dava konusu taşınmazda ziraai bir faaliyetin bulunmadığının, ihya edilmediğinin görüldüğü, dava konusu taşınmazın mera parseli olduğu, özel mülkiyete konu olamayacağı, davacıların davasının sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazı müvekkillerinin iyi niyetli olarak 20 yılı aşkın süre nizasız ve fasılasız kullandığını, bunun mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla sabit olduğunu, ancak bilimsellikten, objektif verilerden ve hakkaniyetten uzak bir şekilde hazırlanmış raporlara dayanılarak davanın reddedildiğini, raporlara itirazlarının görmezden gelindiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi 08.02.2024 tarihli ve 2022/390 Esas, 2024/245 Karar sayılı kararıyla; hava fotoğraflarının incelenmesine dayalı 15.09.2021 tarihli jeodezi bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmaza ilişkin 1974, 1983 ve 2004 tarihli hava fotoğraflarının incelemesinde tarımsal faaliyet ile imar-ihyanın olmadığı, komşu parsellere kıyasla veya etrafındaki mera parselinin ışık yansınım değerlerine kıyasla özel mülkiyete konu olabilecek değere ulaşmadığı, 10.07.2021 tarihli ziraat bilirkişileri raporuna göre taşınmaz üzerinde geven, yumak, çayır salkım otu vb. mera bitkilerinin bulunduğu, herhangi bir sulama arkı veya kanalı olmadığı, sınır ayırıcı herhangi bir çit, ark, duvar tespit edilmediği, taşınmazın içinde bulunduğu parsel ile bütünlük gösterdiği, herhangi bir imar-ihyanın yapılmadığı ve özel mülkiyete konu olabilecek tarım arazisi olmadığı; 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 5. maddesinin (b) bendinde belirtilen “Devletin hüküm ve tasarrufunda veya Hazinenin mülkiyetinde bulunan arazilerden etüt sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanılabileceği anlaşılan yerler” kapsamında olduğu, her ne kadar mahallinde yapılan keşifte alınan beyanlarda davacıların mirasbırakanın ot biçme şeklinde kullanımına ilişkin beyanları olsa da bu beyanların raporlarla desteklenmediği, bilirkişi raporlarında varılan sonuçların bu kapsamda birbirleriyle ve Mahkeme gözlemiyle de uyumlu olduğu, bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine dair kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16 ve 17. maddeleri.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu; Bingöl ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 249 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 1.299.657,42 metrekare yüzölçümü ve "mera" vasfı ile orta malı olarak tespit ve tescil edilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.