"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/421 E., 2023/1260 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Pazar(Rize) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/71 E., 2021/635 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Rize ili Hemşin ilçesi ... köyü 139 ada 7 ve 165 ada 5 parsel sayılı taşınmazların müvekkili davacıların kök murisi İbrahim adına kayıtlı iken murisin 1932 yılında ölümünden sonra 1939 yılında davalı ... Bankasının uhdesine alındığını, 26.06.2007 tarihinde de davalı ... Bankası tarafından 1411/19 sayılı ihale ile davalı ... adına tescil edildiğini, ne var ki Banka tarafından temlik etme işlemlerinin usulsüz ve hukuka aykırı şekilde yürütülerek gerçekleştirildiğini, çekişmeli taşınmazlar alacağa mahsuben davalı bankanın uhdesine geçirilmeden önce taşınmaz malikinin mirasçılarına herhangi bir tebligat yapılmadığını, dolayısıyla davalı Bankaya yapılan temlik ya da nakil işlemlerinin haksız ve usulsüz olduğunu, İbrahim adına kayıtlı taşınmaz ipotekli iken ... adına kayıtlı taşınmazın tescile konu edildiğini beyanla, Rize ili Hemşin ilçesi ... köyü 139 ada 7 ve 165 ada 5 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacıların murisi ... adına tapuya tesciline, ayrıca yapılan işlem nedeniyle uğranılan zararların tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... Bankası A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı Banka tarafından taşınmazın 1939 yılında edinilmesine ilişkin evrakları saklama yükümlülüğünün davalı Banka açısından sona erdiğini, günün teknolojileri ve koşulları göz önüne alınarak 1939 yılında edinilmesinin üzerinden 80 yıl geçtikten sonra haksız menfaat temin etmek amacıyla açılan iş bu davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın tazminat talebinin de haksız olduğunu, kaldı ki tazminat talebinin gerekçelendirilmediğini, belirsiz bir zararın dava dilekçesi aracılığıyla davalı bankadan tahsilinin talep edilmesinin adil yargılanma hakkına da açıkça aykırı olduğunu öne sürerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının taksim yapıldığını iddia ettiği yıllarda, Mehmet'in muris İbrahim mirasçısı olmadığı, yine muris İbrahim öldüğünde muris Mehmet'in 6 yaşında olması nedeniyle yaş itibariyle taksim sözleşmesi yapacak ehliyete sahip bulunmadığı, davacı vekilinin, ilk davada taşınmazların tereke malı olduğundan bahisle miras payı oranında dava açmasının ardından, ilk açılan davanın reddi üzerine başka bir hukuki sebebe dayanarak işbu davayı açtığı, taksim iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla daha önce açtığı davada taksimden hiç bahsetmeyen ve miras payını talep eden davacı tarafın, iş bu davada taksim savunmasında bulunması da kendi içerisinde çelişki oluşturduğu, Yerel Mahkemenin tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı taraf adına olan tapu kaydı iptal edilmediği sürece davacı tarafın tazminat talebinin dinlenilme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı Bankanın çekişmeli taşınmazları kendi adına temlik etme işlemlerinin usulsüz ve hukuka aykırı şekilde yürütüldüğünü, zira söz konusu tasarruf işlemleri yapılmadan önce taşınmaz malikinin mirasçılarına herhangi bir tebligat yapılmadığını, buna ilişkin olarak sunulan herhangi bir belge bulunmadığını, takip tarihinde ipotek borçlusu ölü ise mirasçıları hakkında takip başlatılması gerektiğini, zira ölü kişiye karşı takip başlatılamayacağını ve bu şekilde başlatılan bir takibe de mirasçıların dahil edilmesi suretiyle devam edilemeyeceğini, tapu malikine TTK'nın 887. maddesi uyarınca ihbar yapılmadıkça söz konusu alacağın tapu maliki bakımından muaccel hale gelmeyeceğini, öte yandan vaki işlemde İİK'nın 150/ı maddesi uyarınca muacceliyet şartının sağlanamadığını, kural olarak alacağın muaccel hale gelmesinin ihbar yapılmasına bağlı olduğu durumlarda hem ipotek borçlusuna hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine muacceliyet ihbarında bulunulması gerektiğini, bu ihbar yapılmadan icra takibine geçilemeyeceğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmadan doğrudan alacağa mahsuben taşınmazın davalı Banka uhdesine geçirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ipoteğin tesis edildiği tarihlerde ipotek borçlusu öldüğünden mirasçılarına tebligat yapılması gerekirken bu yapılmadan işlemlere devam edilmesinin de hatalı olduğunu, davalı Banka adına tapuda yapılan tescil işlemi yolsuz olduğundan buna bağlı tüm işlemlerin de tüm sonuçlarıyla birlikte yolsuz hale geleceğini, davalı Bankanın yapılan tüm bu işlemlere ilişkin bilgi ve belgeleri dosyaya sunamadığından ispat yükümlülüğünü yerine getirememiş olduğunu, davacıların iştirak halindeki taşınmazlardan kendilerine düşen miras paylarını talep etmelerinde hukuken herhangi bir engel bulunmadığını öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Kadastro sonucunda, Rize ili Hemşin ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 139 ada 7 ve 165 ada 5 parsel sayılı taşınmazların ... Bankası tarafından ihale ile satışından tapu kaydına dayanılarak davalı ... adına tespit edildikleri, askı ilanlarının 17.04.2009-16.05.2009 tarihleri arasında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitlerinin kesinleşerek taşınmazların tapuya tescil edildikleri, taşınmazların daha sonra 28.12.2018 tarihinde ... adına intikal ettirildikleri anlaşılmıştır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.