Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3489 E. 2024/4801 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacı tarafından zilyetlikle iktisap edildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacının zilyetliğinin hangi sebebe dayandığı, mirasbırakanı dışında başka mirasçıların da bulunup bulunmadığı, taşınmazın davacıya ne şekilde geçtiği ve zilyetliği ne sebeple sürdürdüğü hususları araştırılmadan ve komşu parsellerin tapu kayıtları incelenmeden eksik incelemeyle hüküm kurulduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1730 E., 2023/1211 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/227 E., 2021/243 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 101 ada 1 ve 104 ada 14 parsel sayılı taşınmazların davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmazların nizalı bölümlerinin babasının ataları, babası ve kendisi tarafından yıllardır zilyet edildiğini, taşınmaz bölümlerindeki zilyetliğinin eklemeli olarak 65 yıl olduğunu ileri sürerek taşınmazların nizalı bölümlerinin tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, 101 ada 1 parsel sayılı orman parseline yönelik dava aşamada tefrik edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; Mahkemece dava konusu taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, 26.12.2019 tarihli duruşmada 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın eldeki davadan tefrikine karar verildiği, 104 ada 14 parsel sayılı taşınmaza ilişkin dava yönüyle ise davacının söz konusu taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünü dava konusu ettiği, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi beyanları, hava fotoğraflarının incelendiği bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre taşınmazın (A) harfi ile gösterilen nizalı bölümünde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 104 ada 14 parsel sayılı taşınmazın 14.12.2020 tarihli harita bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 9.468,76 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tarla vasfı ile tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişiler tarafından incelenen hava fotoğraflarına göre 1984 yılında taşınmazın nizalı bölümünün kullanıldığına dair bir emare bulunmadığını, taşınmazdaki tarımsal faaliyetin 2002 yılında başladığını, bu durumda tespit tarihine kadar taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını, öte yandan dava esasen kısmen kabul edildiği halde Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin ve reddedilen bölüm yönüyle lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin isabetsiz olduğunu ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; harita mühendisinin hava fotoğraflarına dayalı incelemesinden, taşınmazın nizalı bölümünün 1950 yılında sürülü olduğu, üzerinde tarımsal faaliyet yapıldığı, sınırlarının belli olduğu, imar-ihyasının başladığı 1975 yılında yine sürülü olduğu, üzerinde tarımsal faaliyet yapıldığı, imar-ihyasının devam ettiği 1984 yılında yine sürülü olduğu, üzerinde tarımsal faaliyet yapıldığı, imar-ihyasının tamamlandığı 2002 yılında ise yine sürülü olduğu, üzerinde tarımsal faaliyet yapıldığı, imar-ihyasının tamamlandığı, taşınmazın tarla nitelikli 12, 13, 15, 17, 18 ve 47 parsel sayılı komşu taşınmazlarla aynı nitelikte olduğu, ziraat bilirkişi raporunda 2 nci sınıf kuru tarım arazisi vasfında olup üzerinde tarım yapıldığının belirtildiği, keşifte dinlenen yerel bilirkişilerin beyanlarının bilirkişi raporlarıyla ve hükümde varılan sonuçla uyumlu olduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 inci hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili

tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Kadastro çalışmaları sonucunda Diyarbakır ili, ... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 104 ada 14 parsel sayılı 25.963,93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olmakla ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Mahkemece, dava konusu taşınmazın nizalı bölümünde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı ... dava dilekçesinde, nizalı taşınmazın babasının ataları ve babası tarafından yıllardır kullanıldığını, daha sonra kullanımın kendisine geçtiğini ileri sürdüğü, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tespit bilirkişileri, nizalı taşınmazın öncesinde davacının babası tarafından tarım yapılmak suretiyle kullanıldığını, babası ölünce de davacının kullanıma devam ettiğini belirttiği ve UYAP sistemi üzerinden alınan nüfus kaydına göre davacının mirasbırakanı olan babası ...’nun davacı dışında başkaca mirasçıları da bulunduğu halde Mahkemece davacının nizalı taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin hangi sebebe dayalı olduğu, zilyetliği kendi adına ise taşınmazın davacıya ne şekilde geçtiği ve zilyetliği ne sebeple sürdürdüğü sorulup belirlenmediği gibi bu husus davacıya açıklattırılmamıştır. Esas yönüyle ise dava konusu taşınmazın sınırında bulunan ve Bölge Adliye Mahkemesince hükme esas alınan 104 ada 12, 13, 15, 17, 18, 47 ve 48 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri, varsa dayanağı kayıtlarla (tapu kaydı, vergi kaydı gibi) birlikte getirtilip dosya arasına alınmamış, taşınmazın nizalı bölümünün sınırında 101 ada 1 nolu orman parseli bulunmasına rağmen yöntemince orman araştırması yapılmamış, taşınmazın yalnızca değerini belirten, yetersiz ve tek kişilik ziraat mühendisi bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacıya dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün mirasbırakanı olan babasından kendisine ne şekilde intikal ettiği hususu açıklattırılmalı; davacının, taşınmazın babasından kendisine satış, bağış, paylaştırma ve benzeri bir hukuki işlem neticesinde intikal ettiğini ya da murisin terekesinin taksimi neticesinde kendisine isabet ettiğini iddia etmesi halinde, bu konunun ispatı açısından kendisine delil bildirme imkanı tanınmalı, bildirmesi halinde delilleri toplanmalı; bundan sonra dava konusu taşınmazın sınırında bulunan 101 ada 1, 104 ada 12, 13, 15, 17, 18, 47 ve 48 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri, varsa dayanağı kayıtlarla (tapu kaydı, vergi kaydı gibi) birlikte getirtilmeli, taşınmazların kadastro tespiti kesinleşmişse tedavüllü tapu kayıtları (tapu kütük sayfaları ile birlikte) getirtilip dosya arasına alınmalı, yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı sorularak yapılmış ise ilgili tutanak ve haritası ile eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip dosya arasına alınmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan, bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç kişilik orman mühendisi bilirkişi kurulu ile teknik bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kim tarafından ne sıfatla ve ne şekilde kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; beyanlar arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; komşu taşınmazların varsa dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazın yönünü ne okuduğu belirlenmeli; Mahkeme hakiminin taşınmazın niteliğine ve fiziksel özelliklerine ilişkin ayrıntılı gözlemi (taşınmazın nizalı bölümü ile geriye kalan bölümü ile ilgili olarak ayrı ayrı) tutanağa geçirilmeli; teknik bilirkişiden keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, krokili rapor aldırılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan komşu parsellerle ve nizalı taşınmazın geriye kalan bölümü ile karşılaştırmalı olacak şekilde, dava konusu taşınmazın nizalı bölümünün niteliği, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve kullanım durumunun ne olduğunu belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; orman mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığını, ormandan açma yapmak suretiyle elde edilip edilmediğini belirtir, 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu bildirir ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye dosya arasında bulunan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak taşınmazın nizalı bölümünün sınırlarını ve niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini, imar-ihyaya konu edilmişse ihyanın tamamlandığı tarihi açıklar şekilde rapor alınmalı; ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi gereğince Tapu Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden belgesiz araştırması yapılmalı, zilyetlikle ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup kararın açıklanan sebeplerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.