Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3533 E. 2024/6312 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine'nin, kadastro çalışmaları sonucu tespit edilen miktar fazlalığının kendi adına tescilini talep ettiği taşınmazla ilgili açtığı kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü süreye uyulup uyulmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin, kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başladığı ve davanın bu sürenin dolmasından sonra açıldığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/458 E., 2024/873 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/897 E., 2021/661 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili; Adıyaman ili, .... ilçesi, .... Mahallesi'nde bulunan 185 parsel sayılı taşınmazın zeminde 20.721,97 metrekare olup tapuda 20.000,00 metrekare olarak kayıtlı olduğunu, kadastro tespiti sırasında mevcut olan yasal düzenlemeler gereği senetsizden en fazla 20.000,00 metrekare tescil yapılabileceğinden miktar fazlası olan 721,97 metrekare kısmın Hazine adına tescili gerektiğini ileri sürerek bu fazlalığın yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle Hazine adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., davanın reddini savunmuş; diğer davalılar beyanda bulunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın mülkiyet aktarımına ilişkin olup taşınmazların aynına ilişkin davalarda 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesi gereği kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçmekle kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı, davacı Hazinenin taşınmazın miktar fazlalığının adına özel mülk olarak tescilini talep etmesine göre hak düşürücü sürenin istisnası niteliğinde olmadığı, kaldı ki dava konusu taşınmazın tapuda 20.000 m² olarak kayıtlı olmasına rağmen zeminde 20.721,97 m² alana sahip olduğu ve kadastro çapının 20.721,97 m² olarak kesinleştiği, 185 parsel numaralı taşınmazın çapı dahilinde bulunan dava konusu alan yönünden, çap ile tapu kaydı arasındaki yüz ölçümü uyuşmazlığı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a veya 41. maddelerinde belirtilen yöntemlerle giderilmeden Kadastro Kanunu'nun 18. maddesine dayanılarak dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında yürürlükte bulunan yasa gereği dava konusu parselin yüz ölçümünün 20.000,00 metrekareyi geçemeyeceğini, taşınmazda 721,97 metrekare fazlalık bulunduğunun tespit edildiğini, fazla kısmın Hazine adına tescili gerektiğini, açılan davada hak düşürücü sürenin uygulanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı Hazine temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesini tekrar ederek kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi;

HGK'nın 2019 (16) 1-714 Esas, 2022/1816 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucunda Adıyaman ili, .... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 185 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının 17.05.1993 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu, davacı Hazinenin taşınmazın miktar fazlalığının Hazine adına özel mülk olarak tescilini talep ettiği ve tesis kadastro paftasında değişiklik olmadığı, buna göre davanın hak düşürücü sürenin istisnası niteliğinde olmadığı, dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının hükmen kesinleştiği 17.05.1993 tarihinden davanın açıldığı 13.12.2018 tarihine kadar 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince temyiz eden davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.