Logo

1. Hukuk Dairesi2024/352 E. 2024/2275 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı on yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/324 E., 2023/1237 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Pazar(Rize) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/200 E., 2022/709 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; ... Mahallesinde bulunan 134 ada 4 ve 140 ada 24 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanları ...’a ait olduğunu, mirasbırakanın ölümünden sonra mirasçılardan ... tarafından alınan Eyüp 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/598 E., 2006/914 K. sayılı veraset ilamına dayanarak taşınmazların intikal işlemlerinin yapıldığını, anılan veraset ilamının hatalı olup kendilerinin mirasçı gözükmediğini, veraset ilamının İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/213 E., 2014/507 K. sayılı kararı ile iptal edildiğini, iptal edilen veraset ilamı esas alınarak yapılan tescil işlemlerinin yolsuz nitelikte olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline ya da miras paylarının bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, davacılardan ...’ın yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar; davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Pazar (Rize) 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.09.2021 tarihli ve 2021/223 E., 2021/610 K. sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının 03.07.2009 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 28.06.2021 tarihinde açıldığı, bu durumda tutanakların kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; davacılar vekilinin istinaf yoluna başvurması üzerine Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 16.03.2022 tarihli ve 2022/13 E., 2022/291 K. sayılı kararı ile; hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında davacı tarafa süre verilerek eldeki davadaki tapu iptali ve tescil ile miras payının bedelinin tahsili taleplerinin terditli olarak mı yoksa seçimlik olarak mı ileri sürüldüğü hususunun açıklattırılması, taraflar adına HMK'nın 137 nci ve devamı maddeleri gereğince duruşma gün ve saatini bildirir açıklamalı davetiye çıkartılması, bundan sonra hak düşürücü süre, dava şartları, ilk itirazlar ile zamanaşımı hususlarının öncelikle karara bağlanması, bu noktalarda herhangi bir eksiklik ya da yasaya aykırılık bulunmaması halinde ise işin esasına geçilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Mahkemenin kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kök mirasbırakan ...’in kadastro işlemlerinin yapıldığı 2009 tarihinden önce 1990 yılında öldüğü, bu durumda davacı tarafça kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı olarak kök mirasbırakan ...’in terekesine ait taşınmazlar için miras payları oranında iptal ve tescil, terditli olarak ise miras payları oranında bedel talebinde bulunulduğu, dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının 03.07.2009 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 28.06.2021 tarihinde 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra açıldığı, hakkın özünün hak düşürücü süreye bağlanmış olması durumunda taşınmaz bedelinin tazmininin talep edilemeyeceği gerekçesiyle iptal tescil isteğinin hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine, tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eldeki davanın yolsuz tescile ve mirasçılar arasındaki muris muvazaasına dayalı iptal tescil isteğine ilişkin olduğunu, bu durumda da zamanaşımı ve hak düşürücü süreye tabi olmadığını, iptal olunan veraset ilamı esas alınarak yapılan tescil işleminin yolsuz nitelikte olduğunu, eldeki davada hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 25.10.2023 tarihli ve 2023/324 E., 2023/1237 K. sayılı kararıyla; davacıların, dava konusu taşınmazların mirasbırakan ...'e ait olduğunu, ölümüyle birlikte mirasçılarına kaldığını, davalılar mirasbırakanı ... tarafından Eyüp (Kapatılan) 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.09.2006 tarihli ve 2006/598 E., 2006/914 K. sayılı veraset ilamıyla taşınmazların tapuda intikal işlemlerinin yapıldığını ancak söz konusu veraset ilamının hatalı olduğunu, zira mirasbırakan ...'in mirasçıları olmalarına rağmen kendilerinin veraset ilamında mirasçı olarak gösterilmediğini, bunun üzerine intikal işlemine esas veraset ilamının iptali istemiyle dava açtıklarını ve yapılan yargılama sonunda İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.11.2014 tarihli ve 2014/213 E., 2014/507 K. sayılı kararı ile bu veraset ilamının iptaline karar verildiğini, bu nedenle hatalı yapılan intikal işlemiyle, miras haklarından yoksun bırakıldıklarını ileri sürerek taşınmazın davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini talep ettiklerini, Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacıların tapu iptali tescil talebinin davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, tazminat talebinin ise koşulları oluşmadığından reddine karar verildiği, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, davacıların dayandığı hukuki sebeplerin kadastro tespitinden öncesine ilişkin olup dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde yazılı on yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu, kadastro tespitinin zaten ...'a babasından intikalen yapılmış olduğu, hak düşürücü sürenin niteliği gereği kesilmesi ya da durmasının sözkonusu olmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 inci maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro çalışmaları sonucu ... köyü çalışma alanında bulunan 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, miras yoluyla gelen hak ve taksime dayanılarak belgesizden 1/5'er paylarla ...evlatları ..., ..., ..., ... ve ... adına tespit edildiği, komisyona itiraz edilmesi üzerine Kadastro Komisyonu'nun 26.05.2009 tarihli kararıyla hisse hesabında hata yapıldığından bu kere 1/7'şer paylarla ...evlatları ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... kızı... adına tespitine karar verildiği; 140 ada 24 parsel sayılı taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, miras yoluyla gelen hak ve taksime dayanılarak belgesizden 1/4'er paylarla ...evlatları ..., ..., ... ve ... oğlu ... adına tespit edildiği, her iki taşınmazın kadastro tutanaklarının 03.07.2009 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 28.06.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının

temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...