Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3593 E. 2024/6597 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu yapılan tespit ve tescile itiraz davasında, kadastro kanununda öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının onanmasına ve davacıların temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/211 E., 2024/705 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/255 E., 2023/383 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; dava konusu Mersin ili, .... ilçesi, .... Mahallesi 3867 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 19.12.1961 tarihli ve 69 nolu eski tapu kaydı ile toplam 529 m² olarak eşit paylarla davalıların mirasbırakanı...... ve davacıların mirasbırakanı ... ... adlarına kayıtlı olduğunu, kadastro sırasında 529 m²'nin yarısı olan 264,5 m2 olarak eşit paylarla tescilinin yapılması gerekirken hata ile 763 ada 4 parsel sayılı 262 m² taşınmazın mirasbırakanı ... adına, 763 ada 5 parsel sayılı 293 m2 taşınmazın ise davalıların mirasbırakanı...adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazların daha sonra imar görerek 3867 ada 3 parsele gittiğini ve 206 m2'lik hissenin mirasbırakanları...adına, 230 m2'lik hissenin davalıların mirasbırakanı ... adına tescil edildiğini, davalılardan 12 m2 daha az adlarına hisse tescil edildiğini ileri sürerek 3867 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 12 m²'lik kısmının tapu kaydının iptali ile mirasbırakan adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; iddiaların doğru olmadığını, davacının davada dayandığı sebebin açık bulunmadığını, kadastro öncesi nedene dayanıyorsa davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın 1979 yılında yapılan kadastro çalışmaları neticesinde 763 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmaz olarak tespit ve tescil edildiği ve tespitin bu şekilde kesinleştiği, 08.10.1998 tarihinde imar uygulaması neticesinde anılan taşınmazların 3867 ada 3 parsel olarak tevhit edildiği, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davanın Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 763 ada 4 parselin davacılar mirasbırakını ... adına, dava konusu 763 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ise davalıların mirasbırakanı ..... adına tespit edildiği, tespitin 763 ada 4 parsel açısından 18.07.1980 tarihinde, 763 ada 5 parsel açısından ise 17.08.1979 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği, dava tarihi itibari ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hak düşürücü süreyi öngören Kadastro Kanunu'nun 1987 tarihinde yürürlüğe girdiğini, dolayısıyla eldeki davada uygulanmaması gerektiğini, Anayasa'ya göre mülkiyet hakkına sınırlama getirilemeyeceğini, davalılar vekilinin 09.11.2023 tarihli duruşmadaki beyanında 2,5 m2 yönünden iptal-tescile karar verilmesini kabul ettiğini, davalılar vekilinin bu beyanı gereğince 2,5 m2 yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, terditli talepleri hakkında da bir karar verilmediğini, davayı açarken yalnızca tapu iptal-tescil talep edilmiş ise de 12.10.2023 tarihli dilekçelerinde iptal-tescil isteklerinin mümkün olmaması halinde sebepsiz zenginleşme uyarınca tazminat talep ettiklerini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, Mersin ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmasında kök 763 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalıların mirasbırakanı ..... adına, kök 763 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ise davacıların mirasbırakanı .... adına tespit edildiği, tespitin 763 ada 5 parsel yönünden 17.08.1979 tarihinde, 763 ada 4 parsel yönünden ise 18.07.1980 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği, taşınmazların daha sonra imar uygulamasına tabi tutularak dava konusu 3867 ada 3 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu, eldeki davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 13.07.2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

Diğer yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 309/4. maddesine göre kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. O halde, davalılar vekilinin 09.11.2023 tarihli duruşmadaki şartlı beyanına geçerlilik tanınma olanağı bulunmamaktadır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.