"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/42 E., 2023/203 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istekli davadan dolayı Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 28.11.2022 tarih, 2021/5247 Esas, 2022/7791 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; Bartın ili, Kurucaşile ilçesi, Danişment köyü çalışma alanında bulunan 105 ada 46, 64, 95, 128 parseller ile 106 ada 63 ve 65 parsel sayılı taşınmazlar ve Kavaklı köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 2, 176 ada 16 ve 183 ada 4 parsel sayılı taşınmazların davacıların mirasbırakanı ...'den mirasçılarına intikal ettiğini, murisin sağlığında dava konusu taşınmazları mirasçıları arasında taksim ve temlik etmediğini, 2008 yılında yapılan kadastro çalışmalarında murisin kız evlatlarının köyde bulunmamasından faydalanan davalının taşınmazları kendi adına tespit ve tescil ettirdiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların davacılar ve davalı adına müştereken tesciline karar verilmesini talep etmiş, 03.11.2014 tarihli dilekçesi ile davacıların kök muris ...’den gelen miras payları oranında iptal-tescile karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; dava konusu taşınmazların muristen intikal eden taşınmazlar olmadığını, taşınmazların öncesinde amcası ...'e ait olduğunu, amcası ...'ün dava konusu taşınmazları kendisine devrettikten sonra kadastro tespiti yapılıncaya kadar en az 20 senedir malik sıfatı ile iyiniyetli zilyetliği bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.01.2015 tarih, 2012/191 Esas, 2015/38 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazların kök muris ...’e ait olduğu, kök murisin ölümüne müteakip taşınmazların oğulları olan İbrahim ve ...'e geçtiği, tarafların babası ...'ün terekesinin taksim edilmediği ve mirasçılar arasında iştirak halinde mülkiyette kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetliğin işlemeyeceği gerekçesi ile dava konusu taşınmazların Amasra Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/138 Esas, 2013/211 Karar sayılı kararında belirtilen miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Onama/Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04.04.2018 tarih, 2015/19946 Esas, 2018/2383 Karar sayılı kararı ile; dava konusu 105 ada 46, 64, 95, 128 parseller ile 106 ada 63 ve 65 parseller yönünden yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle bu taşınmazlar hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına; dava konusu 109 ada 2, 176 ada 16 ve 183 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise taşınmazların öncesinin kime ait olduğunun tam olarak belirlenemediği, tüm tanıklar ve bilirkişilerin taşınmazların başında yeniden dinlenilmeleri suretiyle çelişki giderilerek bu taşınmazların da tarafların kök murisleri İbrahim'den kalıp kalmadığının belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 24.12.2020 tarih, 2019/9 Esas, 2020/306 Karar sayılı kararıyla; iddianın kanıtlandığı gerekçesi ile dava konusu 109 ada 2, 176 ada 16 ve 183 ada 4 parseller yönünden davanın kabulüne; Amasra Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.08.2013 tarih, 2013/138 Esas, 2013/211 Karar sayılı veraset ilamına istinaden toplam 28800 pay üzerinden 5775 payın davacı ..., 5775 payın davacı ... Gür (Kocabaş), 5775 payın davacı ..., 11475 payın davalı ... adına tesciline karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
E. İkinci Bozma Kararı
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 28.11.2022 tarih, 2021/5247 Esas, 2022/7791 Karar sayılı kararı ile; dava konusu 109 ada 2 parsel sayılı taşınmazın muris ... terekesine ait olmadığı, öncesinde Hafize Yöndem isimli şahsa ait olduğu ve davacıların bu taşınmaz üzerinde miras hakkının bulunmadığı gözetilerek anılan taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği; dava konusu 176 ada 16 ve 183 ada 4 parsel sayılı taşınmazların ise kök muris ...’e ait olmadığı fakat davacıların da mirasçısı olduğu amcaları ...’e ait olduğu, davacıların taşınmazlardaki payının ...’den gelen miras payları ile sınırlı olduğu gözetilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
F. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; dava konusu 105 ada 46, 64, 95, 128 parseller ile 106 ada 63 ve 65 parseller yönünden karar kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, diğer taşınmazlar yönünden bozma kararındaki gerekçe benimsenerek davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile karar verildiğini, davacıların dava dilekçesinde babaları olan ...’den gelen miras hakkına dayandıklarını, muris ... yönünden bir talepleri olmadığını, davacıların iddialarını kanıtlayamadığını, dava konusu taşınmazların davacıların babaları ...’den intikal eden taşınmazlardan olmadığını, davacıların dedeleri ...’ün ise dava dışı mirasçısı olduğunu, davacıların dedelerinin mirasçıları adına talepte bulunamayacaklarını, hükmün fer'ilerinin hatalı olduğunu, vekalet ücretinin yanlış hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesi,
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bartın ili, .... ilçesi, ..... köyü çalışma alanında bulunan 105 ada 46, 64, 95, 128 parseller ile 106 ada 63 ve 65 parsel sayılı taşınmazlar ve Kavaklı köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 2, 176 ada 16 ve 183 ada 4 parsel sayılı taşınmazların irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle davalı adına tespit edildiği, tespitin 22.01.2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
4. Ancak, 105 ada 46, 64, 95, 128, 106 ada 63 ve 65 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne ilişkin verilen kararın Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04.04.2018 tarih, 2015/19946 Esas, 2018/2383 Karar sayılı kararı ile onandığı, bu kararda tüm taşınmazlar yönünden toplam 45.693,14 TL değer üzerinden 5.369,35 TL vekalet ücretine hükmedildiği, kararın 3 parça taşınmaz yönünden bozulduğu, onanan 6 parça taşınmazın bilirkişi raporu ile saptanan değerine göre ise davacılar lehine karar tarihi itibariyle 4.712,68 TL vekalet ücretine isabet ettiği, 3 parça taşınmaz yönünden 10.09.2020 tarihli keşif sonucu düzenlenen ziraat bilirkişi raporunda temyize konu 109 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 10.950,95 TL, 176 ada 16 parselin 9.627,62 TL ve 183 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 19.206,25 TL değerinde olduklarının tespit edildiği, Mahkemece 109 ada 2 parsel yönünden davanın reddine, 176 ada 16 ve 183 ada 4 parsel yönünden davacıların toplam 3/8 olan miras payları oranında davanın kabulüne karar verildiği, o halde 176 ada 16 ve 183 ada 4 parsel sayılı taşınmazların dava tarihindeki değeri olan 28.833,87 TL üzerinden davacıların payına isabet eden 10.812,70 TL üzerinden davacılar lehine oluşan vekalet ücretinin saptanması ve bu saptanan değerden ilk karar ile 3 parça taşınmaz için hükmedildiği anlaşılan 656,67 TL vekalet ücretinin mahsup edilmesi gerekirken davacılar lehine fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
5. Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370. maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin işin esasına yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine,
2.Davalı vekilinin diğer temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile hükmün 6. bendi hükümden tamamen çıkarılarak yerine 6. bent olarak “Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 10.156,03 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine” cümlesinin yazılmasına; 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.