Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3614 E. 2025/122 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında bazı taşınmazlarını davalı oğluna devretmesinin muris muvazaası olup olmadığı ve davacıların tapu iptali ve tescil taleplerinin yerinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı oğula yapılan temliklerin, mirasbırakanın diğer mirasçılarını mağdur edecek şekilde ve miras paylaşımı kurallarına uygun olmayan bir biçimde mal kaçırma amacıyla yapıldığı, davalının iddia ettiği gibi geçerli bir satış veya paylaştırma olmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/406 E., 2024/713 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/540 E., 2020/951 K.

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; mirasbırakanları ...’ın maliki olduğu 411, 412 ve 413 parsel sayılı taşınmazları satış suretiyle davalı oğlu Hasan’a devrettiğini, mirasbırakanın bir kısım çocuğunun ve davalı ...’ın annelerinin farklı olduğu halde bütün çocukların nüfus kaydında davacı ... üzerine yazıldığını, temliklerin mirasbırakanın nikahlı eşi davacı ... ve ondan olan çocuklardan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı gibi, davalının da alım gücü bulunmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı; mirasbırakanın kanser hastalığı nedeniyle tedavi masraflarının karşılanması için dava konusu 413 parsel sayılı taşınmazı satmak istediğini, taşınmazın yabancıya gitmemesi için kendisinin satın aldığını, alım gücü bulunduğunu, satış bedelinin mirasbırakanın tedavisinde harcandığını, mirasbırakanla birlikte yaşadığını, mirasbırakana baktığını, maddi ve manevi tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, semenin mutlaka para olması gerekmeyip emek ya da hizmet de olabileceğini, dava konusu diğer iki adet taşınmazın ise 9 tane öz kardeşinin miras payı olarak üzerine geçirildiğini, dava konusu taşınmazlara emek ve masraf harcayarak fıstık bahçesine dönüştürdüğünü, mirasbırakanın dava dışı taşınmazlarını da davacı eşi ... ve ondan olan çocukların miras paylarına karşılık davacı ... adına tescil ettirdiğini, bu kapsamda dava dışı 532 parsel sayılı taşınmazın yarısının mirasbırakan tarafından 3. kişiden 1997 yılında satın alındığı halde o tarihte 20-21 yaşında olan davacı ... üzerine tescil edildiğini, anılan taşınmazın davacıların miras paylarına karşılık verildiğini, davacıların mirasbırakana bakmadıklarını, mirasbırakanın son 15-20 yıl hasta olup son olarak da kanser hastalığından öldüğünü, mirasbırakana davacı eşi ... ve ondan olan çocuklarının ilgi göstermedikleri için mirasbırakanın yeniden evlilik kararı aldığını ve davacılarla ilgisini kestiğini, mirasbırakanın tüm çocuklarına ve eşlerine miras paylarını adaletli şekilde devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Şanlıurfa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.11.2020 tarihli ve 2018/540 E., 2020/951 K. sayılı kararı ile; mirasbırakanın taşınmazlarını satmasını gerektirir bir durum bulunmadığı, yatalak ve bakıma muhtaç bir döneminin olmadığı, mirasbırakanın çiftçilikle uğraştığı ve ölene dek dava konusu taşınmazları kullandığı, ikinci eşi ... ile birlikte yaşadığı, davalı oğlunun ise il merkezinde yaşadığı, dava dışı 532, 533, 419, 420, 392, 535, 80 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan tarafından alınarak ilk eş davacı ...’den olma çocuklara devrinin sağlandığı ve bu suretle mirasbırakanın paylaştırma yaptığı savunulmuş ise de söz konusu taşınmazların tapu kayıtlarının incelenmesinde mirasbırakanın kayıt maliki olmadığı gibi mirasbırakan tarafından devir de yapılmadığı, bu taşınmazların mirasbırakan tarafından alındığının yazılı belge ile ispatı gerektiği, mirasbırakanın başkaca dava dışı 148 ada 67 ve 68 parsel sayılı taşınmazlarda paydaş olup bu paylarını 2017 yılında dava dışı 3. kişiye sattığı, başka taşınmazının bulunmadığı, davacı tarafın beyanı ile, parası mirasbırakan tarafından ödenmek suretiyle dava dışı 80 ve 540 parsellerin davacı ...’e, dava dışı 420 parselin ise davacı ...’a alındığı, ancak mirasbırakanın toplamda 16 mirasçısının bulunduğu ve mirasbırakan tarafından tüm mirasçılarını kapsar ve hak dengesini gözetir biçimde bir paylaştırma yapılmadığı, mirasbırakanın tüm aktif malvarlığını aynı gün ikinci eşten olan davalı oğluna devrettiği, özellikle kızlara yapılan bir malvarlığı devri bulunmadığı, temliklerin mirstan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, muris muvazaasının sözkonusu olmadığının dosya kapsamı ve tanık beyanlarıyla anlaşıldığını, dava konusu 413 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından mirasbırakandan satın alındığını, mirasbırakanın lösemi hastası olması nedeniyle bu taşınmazı sattığını, dava konusu 411 ve 412 parsellerin ise davalıya ve anne bir kardeşlerine miras payına karşılık verildiğini, mirasbırakanın ölümünden 30 yıl kadar önce paylaştırma yaparak tüm mirasçılara haklarını verdiğini, dava dışı 532 parsel sayılı taşınmazın davacılara verildiğini, mirasbırakanın kendi üzerine almadan doğrudan davacılar üzerine taşınmaz aldığının tanık beyanlarıyla da anlaşıldığını, davacıların mirasbırakan ile ilgilenmediklerini, davanın dürüstlük kuralına aykırı şekilde açıldığını, mirasbırakana dava dışı ikinci eşi ... ile davalı ...’ın baktıklarını, davacıların ise murisin cenazesine dahi katılmadıklarını, denkleştirme yapılırken bu hususun da nazara alınması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 16.05.2024 tarihli ve 2021/406 E., 2024/713 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın dava konusu üç parça taşınmazını aynı resmi senetle 15.05.2009 tarihinde satış suretiyle davalı oğluna temlik ettiği, mirasbırakanın gayrı resmi olarak ... ... isimli kişi ve bu kişiden olduğu iddia edilen çocuklarıyla birlikte yaşadığı, davalının da her ne kadar kayda göre resmi nikahlı eş davacı ... üzerine kayıtlı görünse de gerçek annesinin dava dışı ... ... olduğunun ve mirasbırakanın resmi nikahlı eş ve ondan olan çocuklardan mal kaçırma iradesiyle hareket ettiğinin iddia edildiği, davalının şehir merkezinde ikamet ettiği, mirasbırakanın bakım ve ihtiyaçlarıyla çoğunlukla birlikte yaşadığı dava dışı ... ...’nin ilgilendiği, davalının özel bir bakım yapmasının sözkonusu olmadığı, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı gibi bunun köyde de duyulmadığı, davalı tarafça satış bedeli ödediğine ilişkin herhangi bir kayıt sunulmadığı ve bedeller arasında fahiş fark olduğu, dava konusu 413 parsel sayılı taşınmaz yönünden temlikin gerçek bir satış olduğu savunmasına itibar edilmediği, dava konusu 411 ve 412 parsel sayılı taşınmazlar yönünden her ne kadar paylaştırma savunmasına dayanılmış ise de paylaştırmanın bütün mirasçıları kapsar ve hak dengesini gözetir şekilde yapılmasının gerektiği, mirasbırakan tarafından davacılara paylaştırma kastıyla verildiği savunulan dava dışı 80, 532, 419, 420, 392, 535, 540 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtları incelendiğinde sözkonusu taşınmazların dava dışı 3. kişilerden bir kısım davacıya temlik edildiği, mirasbırakandan bir geçiş olmadığı, bedelinin mirasbırakan tarafından ödenmek ve bir kısım davacı adına tescil ettirilmek suretiyle davacılara ve davacıların öz kardeşleri olan mirasçılara kazandırmada bulunulduğu savunmada ve bir kısım tanık beyanında belirtilmiş ise de böylesi bir durumda paylaştırmanın bütün mirasçıları kapsadığından ve usulünce yapılmış bir paylaştırma olduğundan söz edilemeyeceği, bu nedenle, davalı tarafın paylaştırma savunmasının yerinde görülmediği, dava konusu taşınmazların davalıya temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun ispatlandığı gözetildiğinde yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; 4721 sayılı TMK'nın 706.,

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1943 doğumlu mirasbırakan ...’ın 01.03.2018 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı eşi ... ile davacı çocukları ... ... ve ..., davalı oğlu ... ile dava dışı çocukları .... ve ...’nın kaldıkları, mirasbırakanın 411, 412 ve 413 parsel sayılı taşınmazlarını 15.05.2009 tarihinde satış suretiyle davalı oğlu ...’a temlik ettiği anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı 59.657,09 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,20.01.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.