Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3678 E. 2024/6314 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi düzenlenen anlaşma zaptına dayanarak açılan tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitlerinin kesinleşme tarihinden itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/456 E., 2024/1039 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/ Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/389 E., 2021/268 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların babaları...'nin mirasçıları olduğunu, davalıların ise murisin kardeşleri olduğunu, muris ve davalıların 02.04.1961 tarihinde Çiftlikköy muhtarlığı nezdinde babaları ...'nin vefatından hemen sonra bir kısım mal varlığına ilişkin anlaşma zaptı imzalandığını, bu anlaşma zaptı dolayısıyla eldeki davanın açıldığını, kök muris ...'nin mirasının tamamını oğlu...'ye bıraktığını, ... tarafından da kendisine ait olan taşınmazın bir kısmını kendi rızasıyla kardeşi ... ve ...'ye bağışladığını, ancak kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın elbirliği mülkiyeti halinde kaydedildiğini ileri sürerek İstanbul, ....., Çiftlikköy 240 ada 2 parsel, 151 ada 15 parsel, 242 ada 9 parsel ve 169 ada 31 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının 02.04.1961 tarihli anlaşma zaptına istinaden iptaline ve anlaşma zaptına uygun şekilde davacılar adına payları oranında tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların öncesinde 463, 748, 1051, 611 parsel numarası ile 1983 yılındaki kadastro tespitinde tapu maliki hissedarlar adına tespit edildiğini ve tespitin 1983 yılında kesinleştiğini, davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, kadastro tespit tutanağındaki haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemeyeceğini ve dava açılamayacağını, davacı tarafça dava konusu yapılan 02.04.1961 tarihli harici anlaşma tutanağının hiçbir geçerliliğinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usule aykırı olduğunu, delillerinin değerlendirilmediğini, adil yargılanma haklarının ve hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, Yargıtayın yerleşik içtihadları ve Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince bölgede tapulama ve kadastro işlemleri yapılmadan önce gerçekleştirilen muhtar senetlerinin geçerliliğinin kabulü gerektiğini, mülkiyet hakkına itibar edilmediğini, hak düşürücü sürenin mülkiyet hakkını engeller nitelikte değerlendirilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacılarca 02.04.1961 tarihli anlaşma senedine dayalı olarak dava konusu edilen taşınmazların tapu kaydının iptaline ve davacıların hisseleri oranında tesciline karar verilmesi talepli olarak eldeki dava açılmış ise de 240 ada 2 parsel (eski 463 parsel), 151 ada 15 parsel (eski 748 parsel), 242 ada 9 parsel (eski 1051 parsel) sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin 05.08.1983 tarihinde kesinleştiği; 169 ada 31 parsel (eski 611 parsel) sayılı taşınmaza yönelik olarak Maliye Hazinesi tarafından dava açılması üzerine Çatalca 2. Kadastro Mahkemesinin 1987/355 Esas ve 1989/41 Karar sayılı kararı ile 611 parselin...,... ve... adına tapuya tesciline karar verildiği, kararın 22.07.1991 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 11.07.2018 yılında açıldığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesi uyarınca kadastrodan önceki sebeplere dayanarak 10 yıl geçtikten sonra dava açılamayacağından, Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediği gerekçesi ile istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi,

Hukuk Genel Kurulunun 2019 (16) 1-714 Esas, 2022/1816 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucunda; İstanbul ili .... ilçesi .... Mah. 240 ada 2 parsel (eski 463 parsel) sayılı 580,00 m2 yüz ölçümlü "iki ahşap ev ve iki katlı tuğla ev ve arsası" vasıflı, 151 ada 15 parsel (eski 748 parsel) sayılı 6.300,00 m2 yüz ölçümlü "tarla" vasıflı, 242 ada 9 parsel (eski 1051 parsel) sayılı 11.050,00 m2 yüz ölçümlü "tarla" vasıflı taşınmazların K.Evvel 1934 tarihli tapu kaydına istinaden 05.07.1983 tarihli tapulama tutanağı ile 1/5'er hisse olarak..., ..., ..., ... ve ... adına tespit edildiği ve tespitin 05.08.1983 tarihinde kesinleştiği; 169 ada 31 parsel (eski 611 parsel) sayılı 11.400,00 m2 yüz ölçümlü "tarla" vasıflı taşınmazın ise tapulama tutanağı ile 1/5'er hisse olarak...,...,... ..., ... ve ... adına tespit edildiği ve Maliye Hazinesi tarafından dava açılması üzerine Çatalca 2. Kadastro Mahkemesinin 1987/355 Esas ve 1989/41 Karar sayılı kararı ile 611 parselin ...,... ve... adına tapuya tesciline karar verildiği kararın 22.07.1991 tarihinde kesinleştiği, taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleşme tarihleri olan 05.08.1983 ile 22.07.1991 tarihinden davanın açıldığı 11.07.2018 tarihine kadar 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.