"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2126 E., 2024/901 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tirebolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/446 E., 2023/364 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacılar; paydaşı oldukları dava konusu 131 ada 241 parsel sayılı taşınmazı 5 yıl içerisinde yurt yapılmak şartıyla dava dışı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Trabzon İl Müdürlüğüne bağış suretiyle devrettiklerini, daha sonra taşınmazın davalı Bakanlığa devredildiğini, ancak aradan geçen zaman içerisinde davalının bağış amacına uygun herhangi bir eylemde bulunmadığını, bağıştan rücu şartlarının gerçekleştiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini, olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı vekili; asıl davada davacının Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünü davalı olarak gösterdiğini ancak müdürlüğün tüzel kişiliği bulunmadığını, davada husumetin yanlış gösterildiğini, 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazın Kredi Yurtlar Kurumu tarafından 01.12.2020 tarihinde davalı Bakanlığa tashihen deviri yapıldığından, bakanlık yönünden sorumluluğun henüz doğmadığını, dava konusu taşınmazda bağış amacına aykırı hiçbir işlem yapılmadığını, imar durumunun inşaat için mümkün olmaması ve ödenek sıkıntısı gibi ekonomik sıkıntılardan dolayı yurt inşaatına başlanamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davada .... Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne yöneltilmiş ise de bu hususun HMK'nın 124. maddesi uyarınca kabul edilebilir yanılgı olduğu gerekçesiyle davalının ... olarak düzeltildiği, dava konusu taşınmazın resmi senette açıkça "5 yıl içinde bu parsele yurt binasının inşasının tamamlanması ve isminin süresiz olarak ... ve... öğrenci yurdu olarak belirlenmesi şartıyla ve bu şart beş yıl içinde yerine getirilmediği takdirde hukuki hakları saklı kalmak kaydıyla" devredildiği, dava tarihi itibarıyla bağış üzerinden beş yıl geçtiği halde taşınmaz üzerinde herhangi bir yapı yapılmadığı, davalının bağış şartının yerine getirilememesi hususunda haklı bir mazeret de sunmadığı, bağıştan rücu koşullarının oluştuğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıların dava konusu taşınmazı satış akit tablosunda "...5 yıl içerisinde iş bu parsele yurt binasının inşaatının tamamlanması ve isminin süresiz olarak ... ve... öğrenci yurdu olarak belirtilmesi ve 5 yıl içerisinde yapılmaması durumunda hukuki haklarının saklı olduğu..." şartıyla bağışladıkları, davacı ...'ın 01.03.2021 tarihinde davalı Kuruma çektiği ihtarname ile bağışın şartları gerçekleşmediğinden iadesini talep ettiği ve 01.12.2021 tarihinde dava açtığı, her ne kadar davalı tarafından asıl davanın süresinde açılmamış olduğu ileri sürülmüş ise de davacı ...'nın davalı kuruma taşınmazın kendisine iadesi için başvurduğu tarihe kadar yüklemenin yerine getirileceği inancını taşıdığı, ihtar tarihi olan 01.03.2021 tarihinde ise buna ilişkin umudunun tükendiği, birleştirilen dava davacılarının ise bağışlama şartının yerine getirilmediğini 06.09.2022 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği öğrendiklerini beyan ettiği, davalı tarafın da bunun aksini ispatlayamadığı, bu nedenle davalının hak düşürücü süreye yönelik itirazının yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesinin davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle HMK’nın 124. maddesi gereğince davacının asıl davada husumeti yanlış gösterdiğinin kabul edilebilir yanılgı olduğunun kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, asıl ve birleştirilen davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, taşınmazın değerinin belirlendiği bilirkişi raporunun denetime elverişsiz olduğunu, fahiş fiyat belirlendiğini, asıl ve birleştirilen davada iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasına istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Asıl ve birleştirilen dava; bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; asıl ve birleştirilen davada davacıların dava konusu 131 ada 241 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını 31.08.2012 tarihinde "...5 yıl içinde bu parsele yurt binasının inşasının tamamlanması ve isminin süresiz olarak ... ve... öğrenci yurdu olarak belirlenmesi ve beş yıl içinde yapılmaması durumunda hukuki hakların saklı olması şartıyla..." Yüksek Öğrenim Kredi Yurtlar Kurumuna devrettikleri, anılan Kurumun da taşınmazı 01.12.2020 tarihinde tashihen davalıya devrettiği anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleştirilen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz eden davalı harçtan muaf olduğundan, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.