Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3797 E. 2024/6715 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti kesinleştikten sonra açılan tapu iptali ve tescil davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, davacının temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/855 E., 2024/343 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mardin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/561 E., 2023/349 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; dava konusu Mardin ili, .... ilçesi, ... Mahallesi 13 parsel sayılı taşınmazın kadastro sırasında davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, ancak vergi kaydı gereğince taşınmazın mirasbırakanı ..... oğlu .... adına tescil edilmesi gerektiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile tüm mirasçılar adına tescilini istemiş, yargılama sırasında diğer mirasçılar davaya muvafakat ettiklerini bildirmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili; dava konusu taşınmazın 1975 yılında Hazine adına tescil edildiğini, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesindeki on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 09.10.1979 yılında kesinleştiği, davacının kadastro öncesi nedene dayanarak eldeki davayı açtığı, kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 09.10.1975 tarihinde kesinleştiği ve bu tarihte taşınmazın Hazine adına tapuya tescil edildiği, davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanun'unun 12/3 maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 03.06.2022 tarihinde açıldığı, Mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin mülkiyet ve Mahkemeye erişim hakkını engellediğini, Anayasa Mahkemesince verilen bu doğrultuda kararların bulunduğunu, Mahkemece keşif yapılmadan, mahalli bilirkişiler dinlenmeden, hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılmadan eksik araştırmaya dayalı olarak karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Mardin ili, .... ilçesi, .... Mahallesi 13 (yeni 184 ada 1) parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan kadastro tespitinin 09.10.1975 tarihinde kesinleştiği ve bu tarihte taşınmazın tapuya tescil edildiği, eldeki davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 03.06.2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.