"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/938 E., 2024/381 K.
HÜKÜM/KARAR : Usulden Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/92 E., 2023/24 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; Bingöl ili, ... ilçesi, ... köyünde kain 175 ada 3, 177 ada 2 ve 177 ada 4 parsel sayılı taşınmazların davalı adına tescil edildiğini, ancak bahse konu taşınmazların davacı ve davalıların babası olan ...’a ait olduğunu, zilyetlik ve tasarrufu murise ait olup murisin ölümünden sonra eklemeli zilyetlikle mirasçılarına intikali gerektiğini, oysa davalının kendi adına tescil ettirdiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı; taşınmazların kadastro tespiti ile adına tescil edildiğini, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, muristen gelen taşınmazların mirasçılar adına tescil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/(1).b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; davada muris muvazaası hukuki sebebine dayandıklarını, bu sebebe dayalı olarak açılan davaların haksız fiil ve yolsuz tescil özelliği taşıdığından zamanaşımına veya hak düşürücü süreye tabi olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Bilindiği üzere; Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." ve HMK’nın 140. maddesinin 3. fıkrası “Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.” hükümlerini düzenlemektedir.
Dosya içeriğinden; davacının dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın murise ait iken davalının kendi adına tespit ettirdiğini, cevaba cevap dilekçesinde davanın muris muvazaasına ilişkin olduğunu beyan ettiği, ön inceleme duruşmasında da “ Uyuşmazlığın dava konusu Bingöl ili .... ilçesi .... köyü 175 ada 3 parsel, 177 ada 2 parsel, 177 ada 4 parsel sayılı taşınmazların tarafların ortak murisi olan ...'dan intikal ettiği halde sadece davalı adına tespit ve tescil edildiğinden bahisle açılan kadastro öncesi tapu iptal ve tescil davası olduğu tespit edildi ve anlaşmazlık taraflarca imza altına alındı.” şeklinde belirtildiği görülmekle, dava dilekçesi ve ön inceleme tutanağında tespit edilen hususlar göz önüne alındığında davanın kadastro öncesi nedene dayalı olduğu, kaldı ki taşınmazların öncesi tapusuz olup 1974 tarih ½ İBK’nın olayda uygulanmayacağı, dava konusu Bingöl ili, ... ilçesi, ... köyü 175 ada 3 parsel sayılı 3.848,43m2 miktarlı kavaklık, 177 ada 2 parsel sayılı 1.236,02m2 miktarlı kavaklık ve 177 ada 4 parsel sayılı 1.117,86 m2 miktarlı kavaklık nitelikli taşınmazların kadastro çalışmalarında senetsizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile davalı ... adına tespit edildiği, dava açılmadığından tespitin 03.07.2009 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 25.09.2022 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.