Logo

1. Hukuk Dairesi2024/381 E. 2025/753 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazların öncesi itibariyle kime ait olduğu ve davalı zilyetliğinin dayanağının ne olduğu hususunda ihtilaf bulunması.

Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu taşınmazların öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği hususunda toplanan delillerde çelişki bulunduğu ve bu çelişki giderilmeden hüküm kurulduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/12 E., 2023/978 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Pazar(Rize) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/221 E., 2021/270 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl dosya davacıları-birleştirilen dosya davalıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl dosyada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; çekişmeli 289 ada 9, 300 ada 2 ve 290 ada 6 parsel sayılı taşınmazların evveliyatında davacıların murisi ...'nın babası ... ile davalının babası ...'e ait olduğunu, ... ile ...'in kardeş olduklarını, taşınmazların onlara da kendi murislerinden miras yoluyla intikal ettiğini, ... ve ...'in gerek sağlıklarında gerekse de murisleri zamanında herhangi bir taksim yapılmadığını, bu nedenle taşınmazların müşterek olarak kullanıldığını, hal böyle olmasına rağmen kadastro çalışmaları sonucunda taşınmazların sadece davalı adına tespit ve tescil edildiğini, davacıların murisi ...'nın kendi murisi ...'nın tek mirasçısı olduğunu, dolayısıyla taşınmazların 1/2 payının davacıya ait bulunduğunu; ancak kadastro çalışmaları sırasında bu hissenin gizlendiğini ve taşınmazın sadece davalı adına yazıldığını beyanla dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Birleştirilen dosyada davacı ... vekili dava dilekçesinde; çekişmeli 300 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda davalıların murisi ... adına tespit ve tescil edildiğini, yapılan bu tespitin gerçek hak ve mülkiyet durumunu yansıtmadığını, çekişmeli taşınmazın ortak kök muris ...'e ait olduğunu, ortak kök muris ...'in çocukları olan davacının murisi ... ile davalıların murisi olan ...'nın çekişmeli taşınmaza birlikte zilyet olduklarını, adı geçenlerin ölümlerinden sonra mirasçıların aynı şekilde taşınmazı ortak olarak kullanmaya devam ettiklerini, hal böyle olmasına rağmen davalı tarafın çekişmeli taşınmazı kadastro sırasında kendi adına yazdırdıklarını beyan ederek tapu kaydının iptali ile ortak kök muris ... mirasçısı olan davacı adına miras payı oranında tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II.CEVAP

1.Asıl dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ileri sürdüğü iddiaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, gerçek hak ve zilyetlik durumuyla bağdaşmayan iddialar ileri sürüldüğünü, çekişmeli taşınmazların kök murisin mirasçıları arasında yapılan taksim sonucunda davalıya düştüğünü, fiili kullanımın da yıllar önce yapılan taksime göre sürdürüldüğünü, dava konusu taşınmazların uzun yıllardır müvekkilinin zilyet ve tasarrufu altında bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Birleştirilen dosyaya ilişkin olarak dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda asıl dava yönünden; dava konusu taşınmazların tarafların kök murisi ...'den intikal ettiği ancak gerek davacıların murisi ...'e gerekse davalının murisi ...'e taksimen bırakıldığına dair yeterli delil elde edilemediği, kök murisin sağlığında taşınmazları çocuklarına pay etmediği ve 1909 tarihinde öldüğü, öldükten sonra da tüm mirasçıların bir araya gelerek usulüne uygun olarak taşınmazları taksim etmediği, her ne kadar mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından taşınmazların zilyetliğinin davalı tarafından sürdürüldüğü beyan edilmiş ise de mirasçılar arasında kazandırıcı zamanaşımı koşullarının işlemeyeceği, dava konusu 289 ada 9 parsel, 290 ada 6 parsel, 300 ada 2 parsel sayılı taşınmazlarda çoğun içinde az da vardır ilkesi gereği, davacıların dava konusu taşınmazların 1/2 payının muris ...'in veraset ilamındaki miras payları oranında tapu iptal-tescil isteminin reddi ile davacıların davasının kök muris ...'e ait veraset ilamındaki miras payı yönünden iptal ve tescil talebini de kapsadığı gerekçesiyle; birleştirilen dava bakımından ise dava konusu 300 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalıların murisi ... adına tespit ve tescil edildiği, dava konusu taşınmazın davacı murisi olan ...'e ait olduğu, davacının talebinin kök muris ...'in veraset ilamındaki miras payları oranında tapu iptali ve tescil talebi olduğu, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından bu taşınmazın taraf murisleri ...'e ait olduğu, kök murisin sağlığında taşınmazları çocuklarına pay etmediği ve 1909 tarihinde öldüğü, öldükten sonra da mirasçıların bir araya gelerek usulüne uygun olarak taşınmazları taksim etmediği, kadastro çalışmalarında davacı mirasçının hakları gözetilmeden tespit yapıldığı gerekçesiyle 300 ada 3 parsel sayılı taşınmaza yönelik açılan davanın kabülü ile ...'e ait veraset ilamındaki miras payı oranında tapu kaydının iptali ile davacı adına miras hissesi oranında tesciline karar verilmesi gerektiği belirtilerek;

1-Asıl davanın kısmen kabulü ile çekişmeli 289 ada 9 parsel, 290 ada 6 parsel, 300 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının Pazar (Rize) Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/368 Esas, 2017/970 Karar sayılı ...'e ait veraset ilamındaki davacıların miras payı oranında iptali ile iptal edilen kısmın davacıların miras payı oranında davacılar adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine,

2-Birleştirilen davanın kabulü ile çekişmeli 300 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının Pazar (Rize) Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/368 Esas, 2017/970 Karar sayılı ...'e ait veraset ilamındaki davacının miras payı oranında iptali ile iptal edilen kısmın davacının miras payı oranında davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına asıl dosyada davacılar/birleştirilen dosyada davalılar vekili ile, asıl dosyada davalı/birleştirilen dosyada davacı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilememiş olmasına, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplere, istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı olarak yapılabilecek olmasına, istinaf edenin sıfatına, harcı yatırılan değer üzerinden davacı ve davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olmasına, yargılama giderlerinin kabul/ret oranına göre taraflar arasında paylaştırılmış olmasına, birleştirilen davada kabul kararı verilen miras payının değeri üzerinden davacı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olmasına ve tüm dosya kapsamına göre Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Asıl dosyada davacı-birleştirilen dosyada davalılar vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazların davacıların murisi ...'nın babası ... ile davalı ...'nin babası ...'e ait yerler olduğunu, adı geçenler arasında taksim yapılmadığını, keşif aşamasında dinlenen yerel bilirkişi beyanlarının da bu hususları doğruladığını, hal böyle olunca taşınmazların 1/2 payı üzerinden veraset ilamı uyarınca davacılara isabet edecek payların belirlenmesi gerekirken, kök muris ...'ten gelen payları üzerinden karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, ayrıca birleştirilen davanın da reddi gerekirken kabulünün doğru olmadığını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin isabetsiz belirlendiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.

1.Kadastro sonucunda, Rize ili, Hemşin ilçesi, Yeni Mahalle çalışma alanında bulunan 289 ada 9, 290 ada 6 ve 300 ada 2 parsel sayılı taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak belgesizden ... adına; 300 ada 3 parsel sayılı taşınmazın ise aynı gerekçelerle belgesizden ... adına tespit edildiği, askı ilanlarının 06.02.2007-08.03.2007 tarihleri arasında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitlerinin kesinleşerek taşınmazların tapuya tescil edildikleri, taşınmazların halen tespit malikleri adına tapuda kayıtlı oldukları, asıl davanın 18.11.2016, birleşen davanın ise 06.12.2016 tarihinde on yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldıkları anlaşılmıştır.

2.Asıl dosyada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; çekişmeli 289 ada 9, 300 ada 2 ve 290 ada 6 parsel sayılı taşınmazların evveliyatında davacıların murisi ...'nın babası ... ile davalının babası ...'e ait olduğunu, ... ile ...'in kardeş olduklarını, taşınmazların onlara da kendi murislerinden miras yoluyla intikal ettiğini, ... ve ...'in gerek sağlıklarında gerekse de murisleri zamanında herhangi bir taksim yapılmadığını iddia ederek miras yoluyla gelen hakka dayanmışlar; davalı ise asıl davada taksim savunmasında bulunmuş, ikame ettiği birleştirilen dava yönünden ise bu kez kök müşterek muris ... terekesinin taksim edilmediği iddiasıyla tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuştur.

3.Toplanan delillere göre mahalli bilirkişiler ... ... ve ... ... taşınmazların bilinen ilk zilyetlerinin tarafların yakın miras bırakanları ... ve ... olduğunu beyan etmiş, hatta çekişmeli 290 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 3. kişiden adı geçenler tarafından satın alındığını anlatmışlardır. Mahalli bilirkişi ... ... ise taşınmazların bilinen ilk zilyetleri olarak müşterek kök muris ...'in tüm mirasçılarının adlarını beyan etmiş, taraf tanıkları ise taşınmazların ilk sahipleri olarak tarafların yakın miras bırakanları ..., ... ve kardeşleri ...'yı bildiklerini söylemişlerdir. Şu halde toplanan delillere göre davaya konu taşınmazların öncesi itibariyle kimden geldiği, kime ve ne sebeple intikal ettiği hususunda çelişki hasıl olduğu halde bu çelişki giderilmeden hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.

4.Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece, mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, hayatta ise tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ile tanıklardan çekişmeli taşınmazların öncesinde kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, tarafların müşterek kök murisi ...’ten mi kaldığı, yoksa davacıların murisi ...'nın babası ... ile davalının babası ...'e mi ait olduğu, adı geçenlerin terekesinin taksim edilip edilmediği, davalı ...'nin zilyetliğinin dayanağının ne olduğu (taksim, satış, bağış vb.) hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı beyan alınmalı, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri dinlenilmeli, beyanlar arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, çelişkinin giderilmemesi halinde hangi beyana üstünlük tanındığının gerekçesi karar yerinde açıklanmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Asıl dosya davacıları vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden asıl davada davacılara iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.