Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3851 E. 2024/5660 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene ve vasiyete dayalı tapu iptali ve tescil davasında, mahkemenin yeni kayıt maliklerinin iyiniyetini incelemeden ve davacı tarafın tanıklarını dinlemeden davanın reddine karar vermesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacıların kadastro öncesi zilyetlik iddialarını, vasiyetnameyi ve önceki meni müdahale davasını dikkate almadan, yeni kayıt maliklerinin iyiniyetini araştırması ve davacı tarafın tanıklarını dinlemesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurması isabetsiz bulunarak karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2006/127 E., 2021/305 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Çekişmeli .... ili, ... ilçesi, Konak Mahallesi çalışma alanında bulunan 42 ada 58 ve 59 parsel sayılı taşınmazların dedeleri... .... kaldığını ve ...'a taşınmazdan istifade etmesi için bırakıldığını, ancak ...'ın taşınmazı bırakmaması nedeniyle meni müdahale davası açıldığı daha sonra da meni müdahale kararı verildiğini belirtip davacılara vasiyet yoluyla kalan taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle davacılar adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2.Yargılama sırasında HMK'nın 125 inci maddesi uyarınca ...'a ve ...'a açtığı davadan vazgeçip son tapu kayıt malikleri .... Yapı Anonim Şirketine ve .... husumet yöneltmiştir.

II. CEVAP

Davalılar davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 24.11.2004 tarih 1998/25 Esas, 2004/196 Karar sayılı kararıyla; taraf teşkili sağlanması yönünde kesin süre verildiği halde kesin sürede işlem yapılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 29.05.2006 tarihli 2006/4838 Esas, 2006/6053 Karar sayılı kararıyla; mirastan gelen hakka dayanılmadığı, vasiyetnameye dayanıldığı, bu nedenle terekeye temsilci atanmasına gerek olmadığından davanın esasına girilerek karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararıyla; davalıdır şerhi olmadan yargılama sırasında yapılan devirlerde iyiniyetli olunmadığının ispatlanması gerektiği, davalıların iyiniyetli olmadığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ...'un taşınmazı yakın arkadaşına devrettiğini, O'nun da yakın arkadaşına devrettiğini, taşınmazın vasiyet sonucu davacıların dedelerinden gelmekte olup daha önce görülen 1980/486 Esas sayılı dosyasıyla men'i müdahale davasını kazanarak dedelerinin taşınmazda hak kazandığını öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 15 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. 1023. ve 1024. maddeleri,

08.11.1991 tarih ve 1990/4 Esas, 1991/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.

3. Değerlendirme

1.Kadastro sonucu, Uşak ili, ... ilçesi, .... Mahallesi çalışma alanındaki 42 ada 19 parsel sayılı taşınmaz 1.028,00 metrekare arsa vasfıyla senetsizden 1938-752 nolu vergi kaydı ile ...'nun 11.09.1969 tarih 1015 sıra nosuyla tapu yaptırdığı bir kısmını kardeşi ...'a 1946 yılında hibe ettiği, ...'nin de vefatıyla çocukları ... ile ...'a müştereken tespit ve 7.3.1989 tarihinde tescil edilmiştir. Daha sonra 42 ada 58 ve 59 parsel sayılı taşınmazlara ifraz görmüştür. 422 ada 4 parsel (eski 42 ada 58 parsel) sayılı taşınmaz 02.08.2016 tarihinde ...'a, 10.09.2019 tarihinde ise ...'ne satılarak tescil edilmiş, 422 ada 2 parsel (eski 42 ada 59 parsel) sayılı taşınmaz ise 31.08.2001 tarihinde ...'e, 04.08.2009 tarihinde Samed Torlak'a, 20.04.2010 tarihinde ise son olarak ...'a satılarak tescil edilmiştir.

2. Mahkemece, yeni kayıt maliklerinin iyiniyetli olup olmadıkları hususunda davacı tarafça delil bildirilmediği, yargılama sırasında yapılan devirlerin iyiniyetli olmadığının ispatlanamadığı, davacıların eldeki davanın kesinleşmesi sonrasında, taşınmazları devreden eski maliklere karşı tazminat davası açmalarına yasal bir engel olmadığı, dava konusu taşınmazların hatalı kadastro tespiti gördüğü iddiası ve davacılara vasiyet edildiği iddiası sebepleri ile tazminat davası açılması halinde delillerin tartışılabileceği, dosya kapsamında bulunan diğer delillere ilişkin bir değerlendirme ve delil tartışması yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de Mahkemece, ilk temlik yönünden davacıların kadastro öncesi nedene ve vasiyetnameye dayalı tapu iptali ve tescil talepleri üzerinde durulması, sonrasında son temlik edenler yönünden iyiniyetli mal edinen 3. kişi konumunda bulunduğu savunması gözetilerek TMK’nin 1023 üncü maddesi uyarınca kazanımının korunup korunmayacağı hususu üzerinde durulması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hukuksal neden yönünden hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Davacılar, çekişmeli taşınmazları kendilerine ait bulunan 42 ada 17 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte bir bütün halinde kullandıklarını, murisleri... tarafından 19.06.1985 tarihli vasiyetnameyle kendilerine bırakıldığını, dava konusu edilen yerin murisleri tarafından ...'a kullanması için verildiğini ancak taşınmazı geri vermeyince Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1980/486 Esas 1982/58 Karar sayılı dosyasıyla müdahalenin men'ine karar verildiğini iddia etmiş; davalılar da dava konusu taşınmazlara karşılık anneleri ...'nin başka yerden hissesini verdiğini, davacıların murisi...'ın da dava konusu edilen taşınmazları davalıların annesine verdiğini savunmuşlardır. Davacıların delil olarak dayandığı yukarıda bahsedilen mahkeme dosyasında, davalıların savunmasında belirtmiş oldukları takas hususunun tartışıldığı, davalıların savunmasında ev yeri olarak bahsedilen anneleri ... tarafından verilmiş olan yerin...'ın hissesine düştüğü ve diğer mirasçıların de bir hakkı bulunmadığı belirtildiği halde Mahkemece, davacı tarafça delil olarak dayanılan Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/486 Esas, 1982/58 Karar sayılı dosyası hiç tartışılmamış, dava konusu edilen taşınmaz ile anılan davadaki taşınmazın aynı yer olup olmadığı belirlenmemiş, kök muris ...'nun dava konusu edilen taşınmazları kardeşi ...'ye hibe edip etmediği, hibe etti ise ne zaman hibe ettiği ve zilyetliğin devredilip devredilmediği tespit edilmemiş, öte yandan yeni kayıt maliklerinin iyiniyetli olmadığının ispatlanamadığı belirtilmiş ise de bu hususta davacılar vekilinin 18.11.1998 tarihli delil dilekçesi ile bildirdiği tanık dinlenmeden karar verilmiştir.

3. Dairemizce verilen geri çevirme kararıyla Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/486 Esas, 1982/58 Karar sayılı dosyasının dosya arasına alınması istenmiş ise de dosyanın imha edildiği bildirilerek mahkeme kararı ile kesinleşme şerhinin dosya arasına alındığı anlaşılmıştır.

4. Hal böyle olunca, sağlıklı sonuca ulaşabilmek için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalı; keşifte 1980/486 Esas, 1982/58 Karar sayılı kararında belirtilen hudutlar yerel bilirkişi ve tanıklar eliyle uygulanmalı, hükümde belirtilen taşınmazın çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı belirlenmeli; dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından muris... tarafından davalıların murisi ...'ye hibe edilip edilmediği, hibe edilmiş ise hibenin ne zaman yapıldığı ve zilyetliğin devredilip devredilmediği, davalıların murisi tarafından hissesinin verildiği belirtilen ev yeri hakkında bilgileri olup olmadığı, taşınmazların kimin tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı hususları maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri dosyaya getirtilecek parsel tutanaklarının içerikleri ile denetlenmeli; beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; Mahkemece, Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/486 Esas, 1982/58 Karar sayılı dosyasında yapılan trampaya ilişkin değerlendirme de gözetilip toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

5. Kabule göre de, Mahkemece yargılama sırasında HMK'nın 125 inci maddesi gereğince davaya dahil edilen kayıt maliklerinden ...'nin davacılara ait komşu taşınmazdaki evi yapan inşaat şirketi olduğu, diğer davalının ise davalı ...'ın arkadaşı olduğuna ilişkin davacı tarafın iddiası bulunmasına rağmen TMK'nın 1023 üncü maddesi gereğince dava konusu taşınmazları satın alırken iyiniyetli olup olmadığı yönünde delil toplanmadan, davacı tarafın delil listesinde bildirdiği tanıkları dinlenmeden, dava bu yönüyle de tartışılmadan eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Davacılar vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

15.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.