Logo

1. Hukuk Dairesi2024/385 E. 2025/1959 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tescil edilen taşınmazın, mirasbırakan tarafından davalıya mal kaçırma amacıyla devredildiği iddiasıyla tapu iptali ve tescil ile olmadığı takdirde tenkis talepli davada, istinaf incelemesi sonucu verilen esastan red kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1769 E., 2023/1498 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gediz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/28 E., 2022/382 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davada davacılar; dava konusu 143 ada 1 parsel sayılı taşınmazın muris babaları ...'ye ait olduğu halde kadastro çalışmaları sırasında ikinci eşi olan davalı adına tespit ve tescil edildiğini, kadastro tespit tarihinde yaşlı olan murisin etki altında kaldığını, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı işlem yaptığını, tapulamanın yolsuz ve hatalı olduğunu, murisin muvafakat beyanı da bulunmadığını ileri sürerek yolsuz tescil ya da muris muvazaası hukuki nedenlerine dayalı olarak tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı; muris ile evlendiğinde dava konusu taşınmazın kendisine verildiğini, evlendiği günden itibaren dava konusu yerde kaldığını, mal kaçırmanın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince ilk kararda; dava konusu taşınmazın murise ait olduğu, ilk evliliğinden olan çocuklarından mal kaçırmak amacı ile muris tarafından davalı adına tescilinin yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tapu iptal-tescile karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ilk kararda; dava konusu taşınmazın muris ...'ye babasından kaldığı, ...'nin kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın eşi olan (davalı) ...'ye yazılmasını istediği, yakın çevresine de evin eşine ait olduğunu beyan ettiği, tarafların ortak murisinin bu iradesi dikkate alındığında kadastro tutanağının gerçeği yansıtmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olmadığı, yolsuz tescil veya muris muvazaasına dayalı tapu iptali taleplerinin şartlarının gerçekleşmediği, terditli tenkis talebine yönelik yargılama yapılması, delillerin toplanıp tenkis talebinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 353/1/a-6 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karar üzerine İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen ikinci kararı ile; şartları oluşmadığından asıl ve birleştirilen davada tapu iptali-tescil talebinin reddine; murisin dava konusu taşınmaz ile ilgili sağlararası kazandırma işleminin TMK'nın 565. maddesi kapsamında olmadığı, kaldı ki tenkis hesabı yapılması halinde, davacıların saklı paylarının tasarruf dışı terekeden tamamen karşılandığı, tenkisi gerektirecek karşılanmayan saklı pay bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davada tenkis talebinin de reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın muris ...'ye babasından kaldığı, murisin kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın eşi olan (davalı) ...'ye yazılmasını istediği, yakın çevresine de evin eşine ait olduğunu beyan ettiği, tarafların ortak murisinin bu iradesi ve tapusuz taşınmaza ait zilyetliğin devrinde muris muvazaasının söz konusu olamayacağı dikkate alındığında tapu iptali ve tescil yönünden verilen kararda, dosya kapsamına uygun düştüğü anlaşılan bilirkişi raporuna göre tenkis isteminin reddine ve her iki davada da kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına dava değeri aşılmaksızın vekalet ücretine hükmedilmesinde usûl ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca, tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın yasaya ve usule aykırı olduğunu, yolsuz tescil istemi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, taşınmazın murise ait olduğunun ispatlandığını, kadastro tespitinin usulsüz olduğunu, muris muvazaası bulunduğunu ve ispatlandığını, inşaat ve ziraat bilirkişilerinin raporlarına taşınmazlarının değeri açısından tenkis istemi yönünden bilirkişi tarafından tanzim edilen rapora ilişkin itirazların dikkate alınmadığını, birleştirilen davada davalının kendisine vekil tayin etmediğini, davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi ve kadastro sonrası (muris muvazaası) hukuki nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1921 doğumlu muris ...'nin 07.03.2015 tarihinde ölümü ile geride ilk eşinden olan davacı çocukları ile davalı ikinci eşi Sıddıka, ikinci eşinden olan ve kendisinden önce ölen oğlu Cem'in dava dışı çocuklarının mirasçıları olarak kaldığı, çekişme konusu 143 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edildiği, kadastro tespitinin 31.12.2007 tarihinde kesinleşmesi ile de davalı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davacılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.