Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3859 E. 2024/4959 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazların tapu kaydının iptali ve davacılar adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazların çayır, mera ve yayla arazisi vasfında olduğu, tarımsal faaliyetin yapılmadığı, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap koşullarının oluşmadığı gözetilerek davacıların temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1336 E., 2022/1568 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Muş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/369 E., 2019/155 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacının ve asli müdahillerin davalarının reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı ile asli müdahil ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ile asli müdahil ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; Muş ili, Merkez ilçesi, ... köyünde babasından beri tasarruf ettikleri, ekip biçtikleri, bahçe diktikleri, üzerinde ev, ahır ve müştemilat yaptıkları 101 ada 10, 101 ada 11, 102 ada 29, 102 ada 35 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmalarında davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, davalı Hazinenin bu yerlerde hiçbir hak ve ilişiğinin bulunmadığını belirterek babasından intikal eden taşınmazların Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Asli müdahil ... 05.06.2017 havale tarihli müdahillik dilekçesinde özetle; Muş ili, ... köyünde bulunan 101 ada 11, 102 ada 29, 102 ada 35 parsel sayılı taşınmazlara yönelik açılan davada hak sahibi olduğunu belirterek davaya müdahil olarak katılmayı talep etmiş, Mahkemece müdahillik talebinin kabulüne karar verilmiştir.

Asli müdahil ... 05.06.2017 havale tarihli müdahillik dilekçesinde özetle; Muş ili, ... köyünde bulunan 102 ada 29 ve 102 ada 35 parsel sayılı taşınmazlarda hak sahibi olduğunu belirterek davaya müdahil olarak katılmayı talep etmiş, Mahkemece müdahillik talebinin kabulüne karar verilmiştir.

Asli Müdahil ... 03.05.2018 tarihli dilekçesinde özetle; 102 ada 29 ve 35 parsel sayılı taşınmazların kendisine isabet ettiğini, kardeşi olan davacı ... ile anlaşarak yaklaşık 25-30 yıldan beri taşınmazları kullandığını, bu taşınmazlardan 29 sayılı parsel bahçe olup diğer parseli zirai maksatla tasarruf ettiğini, zaten nizalı taşınmazın armut ve ceviz ağaçları ile ekili olduğun, keşif sırasında bu hususun tespit edileceğini, gerek davacının gerekse davalının bu taşınmazlarla bir ilgisinin olmadığını, 102 ada 29 ve 35 parsel sayılı taşınmazların adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekilleri cevap dilekçesinde özetle; davacının dava hakkının hak düşürücü süreye uğradığını, davacının malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız zilyetliğinin olmadığını, müdahale taleplerinin bu durumun ispatı olduğunu, aynı taşınmazlara ilişkin başkaca kimselerin hak ve zilyetlik iddialarının olduğunu, ayrıca kadastro çalışmalarında yapılan tespitlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı taraf ve müdahale talebinde bulunanların haksız ve mesnetsiz olarak mülk edinmek istediklerini, taşınmazlar üzerinde herhangi bir zilyetliklerinin olmadığını, zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluşmadığını, dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; orman mühendisi bilirkişinin 01.10.2018 havale tarihli raporunun incelenmesinde 102 ada 29 parselde imar-ihya olmadığı, parselin sürülü olmadığı, 102 ada 35 parselde herhangi bir tarımsal faaliyet yapılmadığı, imar-ihyanın oluşmadığı, 101 ada 10 parselin yer yer çok engebeli ve taşlık olduğu, 101 ada 11 parselin yer yer çok engebeli ve yüzeysel taşlığın mevcut olduğu, dava konusu parsellerin su ve toprak rejimine zarar verdiği, söz konusu parsellerin konum itibari ile orman muhafaza karakteri taşıdığı, dava konusu parseller üzerinde yoğun emek ve masraf harcanarak vasıf değişikliği yapılmadığı, parseller üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyet yapılmadığından taşınmazlar için imar-ihyanın oluşmadığı, bilim ve fen bakımından orman toprağı veya mera niteliği taşıdığı ve Orman Kanunu bakımından parsellerin orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirtildiği; ziraat mühendisi bilirkişilerin 25.10.2018 havale tarihli raporunun incelenmesinde 102 ada 29 ve 35, 101 ada 10 ve 11 numaralı parsellerde yıllardır büyükbaş ve küçükbaş hayvan besiciliği yapıldığı, zilyetlikle edinilebilen araziler olmadığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan çayır, mera ve yayla arazisi niteliğinde olduğunun belirtildiği, dava ve müdahillik dilekçeleri, keşif, dinlenen mahalli bilirkişilerin beyanları, fen bilirkişisinin 12.06.2018 havale tarihli raporu, ziraat mühendisi bilirkişilerin 25.10.2018 havale tarihli bilirkişi raporu ve orman mühendisi bilirkişinin 01.10.2018 havale tarihli raporu ile tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde davaya konu 102 ada 29 ve 35, 101 ada 10 ve 11 numaralı parsellerin çayır, mera ve yayla arazisi niteliğinde olduğu, parseller üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyet yapılmadığı, taşınmazlar için imar-ihyanın oluşmadığı, yasal şartların sağlanmadığı gerekçesiyle davacı ve asli müdahillerin davalarının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... ve asli müdahil ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, keşifte dinlenilen mahalli bilirkişiler ... ve ...'ün beyanlarının gerekçeli kararda yer almadığını, fen, orman ve ziraat bilirkişileri tarafından tanzim edilen raporların tarafına tebliğ edilmediğini, itiraz hakkının elinden alındığını, mahalli bilirkişi beyanları ile ziraat ve orman bilirkişilerinin beyanlarının birbiri ile çeliştiğini, mahalli bilirkişileri dava konusu yerin kadimden beri elinde olduğunu söylediklerini, ancak orman ve ziraat mühendislerinin tam aleyhte görüş bildirdiklerini, her ne kadar dört ayrı parsel için dava açmış olsa da bu parsellerin tamamının babalarından intikal ettiğini ve pay edildiğini, kendisine düşen parselin 101 ada 10 sayılı parsel olduğunu, bu parsel üzerinde evi, ahırı, müştemilatı, bağı ve bahçesinin olduğunu ancak bilirkişi raporlarında burada hiçbir emeğin olmadığı, imar-ihyanın yapılmadığı, mera arazisi vasfında olduğuna dair tespitlerin tartışılır olduğunu, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Asli müdahil ... istinafa başvuru dilekçesinde özetle; orman bilirkişisinin raporunda dava konusu taşınmazların orman toprağı ve mer'a niteliği taşıdığı, orman kanunu bakımından orman sayılmayan yerlerden olduğunu belirttiğini, buna göre dava konusu taşınmazların orman veya mer'a vasfında olmadığını, ziraat bilirkişilerinin raporunda ise dava konusu taşınmazların hayvan otlama yeri olarak kullanıldığının ve Devletin tasarrufu altında mer'a arazisi niteliğinde olduğunun belirtildiğini, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, dava konusu 101 ada 11, 102 ada 29 ve 102 ada 35 parsel sayılı taşınmazların kadimden beri kendisinin elinde olduğunu, taşınmazların bir kısmında armut bir kısmında ise karışık ağaçlarının dikili olduğunu, yaklaşık 1000 adet ekonomik değeri olan ağaç bulunduğunu, çayırları ekip biçtiğini, zilyetlik şartlarının lehine oluştuğunu ileri sürerek hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Muş ili, Merkez ilçesi, ... köyünde 2016 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre yapılan kadastro çalışmaları sırasında çekişmeli 101 ada 10 parsel sayılı, 28.825,33 m² yüzölçümlü, 101 ada 11 parsel sayılı, 22.590,58 m² yüz ölçümlü ve 102 ada 29 parsel sayılı, 3.405,70 m² yüz ölçümlü taşınmazların çayır, 102 ada 35 parsel sayılı, 4.009,11 m² yüz ölçümlü taşınmazın bahçe vasfı ile senetsizden 13.05.2016 tarihinde Hazine adına tespit edildiği, 08.06.2016 ilâ 12.07.2016 tarihleri arasında yapılan askı ilan süresinde itiraza uğramadan 12.07.2016 tarihinde kesinleşerek aynı tarihte tapuya tescil edildiği, taşınmazların çayır, mera ve yayla arazisi vasfında olduğu, tarımsal faaliyetin yapılmadığı, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap koşullarının oluşmadığı, bu nedenle davacı ve asli müdahillerin davalarının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle asli müdahil ... ve davacının istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... ile asli müdahil ... temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Asli müdahil ... temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, zira keşifte dinlenilen mahalli bilirkişilerin beyanlarına itibar edilmediğini, hava fotoğraflarının temin edilmediğini, mahkemenin keşifte harita mühendisini dahil etmeyerek hatalı hüküm verdiğini, eksik yapılan keşfin hukuka aykırı olduğunu, zira hava fotoğraflarına bakıldığında meyve ağaçlarından önce dava konusu yerlerin ekilip biçildiğinin açıkça görüleceğini, ayrıca zilyetlik olgusunun mahalli bilirkişilerin beyanları, mahkeme gözlemi ve diğer bilirkişilerin beyanları ile ispatlandığını ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu; Muş ili, Merkez ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan çekişmeli 101 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazlar ile 102 ada 29 parsel sayılı taşınmaz çayır vasfı ile, 102 ada 35 parsel sayılı taşınmaz ise bahçe vasfı ile senetsizden Hazine adına tespit edilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı ile asli müdahil ...'ın temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ile asli müdahil ...'ın temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90'ar TL bakiye onama harçlarının temyiz eden davacı ve asli müdahil ...'dan ayrı ayrı alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.