"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1413 E., 2024/878 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ürgüp 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/109 E., 2023/192 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... dava dilekçesinde özetle; 263 ada 71 parsel sayılı taşınmazın hissedarı olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında adına kayıtlı taşınmaza komşu 263 ada 70 parsele ait taşınmaz sınırı ve paftasında yeri gösterilen umumi yolun hudutlarının hatalı tespit edildiği, bu nedenle 263 ada 71 parselin yüz ölçümünün eksik ölçüldüğünü, 71 parselin bir kısmının 70 parsel içerisinde, bir kısmının da yolda kaldığını açıklayarak 263 ada 70 parselin tapu kaydının mahallinde gösterilecek şekliyle kısmen iptali ile 263 ada 71 parselin kayıt malikleri adına tapuya tesciline, mahallinde gösterilecek şekliyle köy yolu olarak görünen alanın 263 ada 71 parselin kayıt malikleri adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; davalılara ait taşınmazı diğer komşu taşınmazlardan ayıran sınırın geçmişten beri aynı şekilde olduğunu, arazide kot farkı olması sebebiyle kazı işlemi yapılarak zemin seviyesine indirildiğini, davacının iddiasının aksine, taban sınırı ile kadastro çalışmaları sonrası belirlenen yüz ölçümü arasında fark olup davalılara ait taşınmazın yüz ölçümünün eksik yazıldığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; nizalı taşınmazın öncesinin ne olduğunun, üzerinde sürdürülen zilyetliğin ne şekilde ve ne zaman başladığının ve nizalı taşınmazın iktisaba elverişli olup olmadığının, zilyetliğin sürdürülüş biçiminin, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olup olmadığının Yargıtay içtihatlarına uygun olarak araştırılmasını, hava fotoğraflarından istifade edilmesini talep ettiklerini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının 263 ada 71 parsel sayılı taşınmazda paylı mülkiyet hükümleri dairesinde malik olduğu anlaşılmakla taraf teşkili hususunun değerlendirilmesi ve talebe göre işin esasının incelenmesi suretiyle özellikle tescil harici bölüm yönünden zilyetlikle kazanım koşullarının araştırılması gereğine değinen kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama sonucunda, taraf teşkili sağlanamadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
1. Paftasında yol olarak tespit harici bırakılan ve teknik bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yönünden davanın tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin olduğu, mahallinde yapılan keşif sonucunda bu taşınmaz bölümünün değerinin 3.630,00 TL olarak belirlendiği, belirlenen değere karşı taraflarca itirazda bulunulmadığı, dava konusu taşınmaz değerinin karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı olarak belirlenen 17.830,00 TL’den aşağı olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352/1. maddesi gereğince istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle reddine,
2. Tapu iptali ve tescil davası yönünden ise somut olayda, davacının dava konusu ettiği taşınmaz bölümlerinin tapu kayıtlarının iptali ile kendisinin paydaş olduğu 263 ada 71 parsel malikleri adına tesciline karar verilmesini talep ettiği ve bir kısım paydaşların muvafakatını içeren dilekçeleri Mahkemeye sunduğu, ne var ki müşterek mülkiyette bir paydaşın diğer paydaşlar adına tasarrufta bulunma, bu kapsamda onlar adına dava açma yetkisinin bulunmadığı, bu nedenle eldeki davada taraf teşkilinin tamamlanmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin tapu iptali ve tescil davası yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 57. maddesine göre paydaşların tek başlarına dava açabileceklerini, davacının adına kayıtlı taşınmazın tamamını ilgilendiren bir husus için tek başına dava açtığını, hissedarlardan bir kısmının ölümü nedeni ile paylarının el birliği mülkiyete dönüştüğü, bu halde taraf teşkilini sağlamanın Mahkemenin görevi olduğunu, Nevşehir Valiliği Kadastro Müdürlüğünün 09.05.2022 tarihli yazılarına göre "kadastro tespiti sırasında sehven tersimat ve ölçü hatası yapıldığı" bildirilmiş olup davacının davasında haklı olduğunu deliller ile ispatlanmış iken davanın taraf teşkili sağlanamadığı gerekçesi ile usulden reddedilmiş olmasının telafisi imkansız zararlar doğuracağını, mevcut kararın usul ve yasaya aykırı bir karar olduğunu ileri sürmüş ve bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ile paftasında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmazın tescili talebine ilişkindir.
Kadastro çalışmaları sonucunda, dava konusu Nevşehir ili, Ürgüp ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 263 ada 70 parsel sayılı 781,31 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla davalılar ... ve ... adına tespit edilmiş, askı ilan süresi içerisinde dava açılmadığından tutanak 04.12.2008 tarihinde kesinleştirilerek tespit malikleri adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı, kendisinin paydaş olduğu 263 ada 71 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının yol, bir kısmının ise 263 ada 70 parsel içinde ölçüldüğü iddiası ile dava açmıştır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.