"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1886 E., 2023/1402 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Azdavay Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/10 E., 2022/106 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kastamonu ili, Pınarbaşı ilçesi, ... Mahallesinde davacı murisi ...'e ait 6.622,26 m2 yüz ölçümlü taşınmazın 80-90 yıldır murisinin zilyetliği altında olduğunu, ölümüyle aynı şekilde mirasçıları tarafından kullanılmaya devam ettiğini, ancak kadastro çalışmaları sırasında 122 ada 4 parselin davacının murisi adına 3.772,26 m2 olarak tespit edildiğini, bakiye 2.850 m2'lik kısmın ise davalı adına tespit edilen 123 ada 3 parsel içinde kaldığını ileri sürerek dava konusu 123 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 2.850 m2'lik kısmının davalı adına tapu kaydının iptali ile davacının murisi ... mirasçıları adına tescili ile 122 ada 4 parsele tevhidini talep etmiş, 24.10.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde maddi hata yapıldığını, dava konusu taşınmazın 122 ada 3 parsel olduğunu belirtmiş, muris ...'nın davacı haricindeki mirasçıları 06.02.2019 tarihli dilekçeleri ile davaya muvafakatlerini bildirmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin davalıya usulsüz olarak tebliğ edildiğini, dava konusu 122 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespitinde hata olmadığını, köyün ortak kullanımında olması nedeniyle köy adına tespit edildikten sonra, köyün mahalleye dönüşmesiyle davalı ... adına tescil edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ziraat bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz bölümünün meydana gelen sel nedeniyle arazi tabanında çakıl taşlarından oluşan verimsiz toprak tabakasının kaldığının, 35-40 yıldır tarım arazisi olarak kullanılmadığının bildirildiği, mahalli bilirkişi ... ve Rıfkı, davacı tanıkları ..., ..., ... ve ...'in 1980'lerde murisin babası ... ...'nin İstanbul'a göç etmesi sonrasında dava konusu yerde yaklaşık 30-40 yıldır ekim-dikim olmadığına dair beyanları, taşınmaz üzerinde herhangi bir sınırın mevcut olmadığı, davasız aralıksız zilyetlik koşullarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV.İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahalli bilirkişi ve davacı tanıklarının dava konusu taşınmazın yaklaşık 30-40 yıldır ekilip biçilmediğini beyan ettikleri, davacı dava konusu 122 ada 3 parselin bir kısmının murisi ...'ya ait olduğunu iddia etmiş ise de dava konusu bölüm üzerinde öncesinde davacının murisinin zilyetliği bulunsa dahi murisin ölümünden sonra mirasçıları tarafından kullanıldığının ispat edilmediği, 20 yılı aşkın süredir davacı tarafın taşınmazı kullanmadığı, zilyetliğin terk edildiği, mülkiyet hakkından vazgeçilmiş olduğu, malik sıfatıyla zilyetliğin ispatlanamadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V.TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde eksik inceleme sonucu verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin kararının kaldırılmasını, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
2.Davacı asıl ek temyiz dilekçesinde özetle; ziraat bilirkişi raporu ile hava fotoğrafları arasında çelişki olduğunu, mahalli bilirkişiler küçükken köprüden geçtiklerini beyan ettiğini, taşınmazın 3 tarafının dereyle çevrili olduğunu, 1.000 m2'sinin çayın içinde kaldığını, köprünün başlangıcının dava konusu taşınmazın sınırında olduğunu, dedesi, babası ve kendisi tarafından kullanıldığını, araziye göz kulak olduklarını, fiilen ekip biçme yapılmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasını, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi imar-ihya, kazandırıcı zamanaşımı ve miras yoluyla gelen hak hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dava konusu Kastamonu ili, Pınarbaşı ilçesi, ... Mahallesinde kain 122 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda 03.12.2008 tarihinde senetsizden Köy Tüzel Kişiliğinin tarlası olduğu, halen de aynı amaçla iktisap edildiği gerekçesiyle 7.008,46 m2 yüz ölçümlü tarla vasfıyla ... Köy Tüzel Kişiliği adına tespit edildiği, 05.05.2009 ilâ 04.06.2009 tarihleri arasındaki askı ilân süresi içerisinde dava açılmaksızın tespitin 05.06.2009 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın köy adına tescil edildiği, 23.06.2014 tarihli tashihen kurumlar arası devir işlemiyle de davalı ... adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı ve vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ve vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.