"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/544 E., 2024/813 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bafra 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/246 E., 2023/199 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların muris babaları ... ile davalılar murisi ...'nün kardeş olduklarını, davacılar murisi ....'un Bafra Noterliğinin 22.04.1961 tarih ve 2877 yevmiye sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile Samsun ili, ... ilçesi, ... köyünde kain tapunun Mayıs 960 tarih 285 sıra numarasında kayıtlı üç dönümlük dava konusu eski 65 parsel (yenilemeden sonra 108 ada 24 numaralı parsel) sayılı taşınmazı davalılar murisi ...'ten satın aldığını, muris...'un ölene kadar taşınmazı kullandığını, muris öldükten sonra ise başkalarına kiralandığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalılar adına tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiş, kaldırma kararı sonrasında diğer tapu malikleri ..., ..., ... ve ...'i davaya dahil etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davaya konu 22.04.1961 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden dava tarihine kadar 58 yıl geçtiğini, hak düşürücü süre ve zamanaşımının geçtiğini, muris babaları ...'in 24.05.1998 yılında öldüğünü, satış işlemini yeni öğrendiklerini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 10.03.2022 tarihli ve 2019/451 Esas, 2022/80 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının 16.11.1968 tarihinde kesinleştiği, dava tarihi olan 13.12.2019 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV.KALDIRMA KARARI VE SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Kaldırma Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 03.11.2022 tarihli ve 2022/836 Esas, 2022/1225 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın diğer tapu malikleri ..., ..., ... ve ... davada yer almadığından taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasına ve yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B.İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrası Verilen Hüküm
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın diğer tapu malikleri ..., ..., ... ve ...'in davaya dahil edilmesi ile taraf teşkilinin sağlandığı, dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının 16.11.1968 tarihinde kesinleştiği, dava tarihi olan 13.12.2019 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V.İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf isteminde bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının 16.11.1968 tarihinde kesinleştiği, dava tarihi olan 13.12.2019 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
VI.TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın söz konusu 1961 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle davacılar murisine teslim edildiğini, 50 yılı aşkın süredir davacıların zilyetliğinde bulunduğunu, davacıların taşınmazı başkalarına kiralayıp kira bedelini aldıklarını, zamanaşımı defi'inin kötüniyetli olduğunu belirterek istinaf dilekçesini tekrar etmekle Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dava konusu Samsun ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde kain eski 65 parsel (yenilemeden sonra 108 ada 24 parsel) sayılı taşınmazın tesis kadastrosu sırasında 20.05.1968 tarihinde 1960 tarihli ve 285 sıra nolu tapu kaydına istinaden, Toprak Tevzi Komisyonlarınca 1960 yılında haritaya müsteniden davalılar murisi ... namına temlik edildiği, 1960 tarihli ve 285 sıra nolu tapu kaydında da adına tescilli olduğu, tapu ve haritadaki sınıra itibar olunarak tespit tarihine kadar ...'nün malik sıfatıyla zilyetliğinde olduğu gerekçesiyle, 17.632 m2 yüz ölçümlü tarla vasfıyla davalılar murisi ... adına tespit edildiği, kadastro tutanağının 15.10.1968 ilâ 15.11.1968 tarihleri arasında askı ilâna çıkarılarak itiraz edilmeksizin 16.11.1968 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın 16.11.1968 tarihinde davalılar murisi ... adına tescil edildiği anlaşılmakla, kadastro tespitinin kesinleştiği 16.11.1968 tarihi ile davanın açıldığı 13.12.2019 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1. hükmü uyarınca ONANMASINA,
Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...