Logo

1. Hukuk Dairesi2024/401 E. 2025/1822 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalıya satılan taşınmazın, davacı mirasçılarına ait olup olmadığı ve davalının iyi niyetli mülk edinme hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, taşınmazın mirasçılara ait olduğunu bilebilecek durumda olduğunun tespit edilmesi ve iyi niyet iddiasının ispatlanamaması nedeniyle, TMK m.1023’den yararlanamayacağı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/686 E., 2023/1486 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Cide Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/383 E., 2023/6 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda 08.04.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davalı vekili Av. ... ile temyiz edilen davacı vekili Av. ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen tereke idare memuru ... gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Kastamonu ili, Cide ilçesi, ... köyü 183 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ... mirasçıları adına tespit edilmesi gerekirken, sahte evrak ile komisyon kararı neticesinde ... ... adına tespit edildiğini, daha sonra çekişmeli taşınmazın davalıya satıldığını, davalının taşınmazın ...’ya ait olduğunu bildiğini ve bilebilecek durumda olduğunu belirterek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava tereke adına açıldığı halde görülebilirlik koşulunun sağlanmadığını, davalının 12 yaşında İstanbul’a gittiğini, çekişmeli taşınmazın sınırında davalıya babasından kalma ev bulunduğunu, çekişmeli taşınmazın satılacağını öğrenince taşınmazı köy dışından birinin satın almaması düşüncesi ile satın aldığını, dava konusu taşınmazda ...’un zilyet olduğunu, davalının başkaca kişinin zilyetliğini görmediğini, iyi niyetli olarak mülkiyeti kazandığını, taşınmazı satın almadan önce nizadan haberdar olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 19.07.2019 tarihli, 2016/216 Esas, 2019/105 Karar sayılı kararı ile; davalının kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 06.10.2020 tarih ve 2019/1858 Esas, 2020/965 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan araştırmanın eksik olduğu belirtilerek taşınmazla ilgili zilyetlik, hibe ve taksim hususlarının araştırılması ve kadastro tespitine esas 28.04.2008 tarihli senette imza incelemesi yapılması gereğine değinilerek karar kaldırılmış dosya Mahkemesine gönderilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; çekişmeli taşınmazın ...’ya ait olduğu, murisin ölümünden sonra terekesinin mirasçıları arasında usulünce taksim edilmediği, çekişmeli taşınmazın tespitine esas 28.04.2008 tarihli dilekçedeki imzanın davacının elinin ürünü olmadığının Adli Tıp Kurumu raporu ile tespit edildiği, çekişmeli taşınmazda satın alma yoluyla malik görünen davalının iyi niyetli olmadığı, taşınmazın ...’e ait olduğunu bilebilecek durumda bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında Mahir ve müşterekleri adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; çekişmeli taşınmazın ...’ya ait olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, dava konusu taşınmazın murisin sağlığında ...’a verilmediği, murisin ölümünden sonra da mirasçıları arasında yöntemince taksim yapılmadığı, taşınmazı satın alan davalının aynı köyden olması ve dava konusu taşınmazın bitişiğinde kendisine ait taşınmaz bulunduğunun beyan edilmesi karşısında, çekişmeli taşınmazın ... mirasçılarına ait olduğunu bilebilecek durumda olması nedeniyle TMK'nın 1023. maddesinden yararlanamayacağı gerekçesi ile istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının tapu siciline güvenerek iyi niyetle mülkiyeti kazandığını, taşınmazın ...’a ait olduğunu bildiğini, satın almadan önce niza konusunda bilgi sahibi olmadığını, tapu dayanaklarını inceleme yükümlülüğünün bulunmadığını, iyi niyetli olduğunu, TMK’nın 1023. maddesindeki şartların davalı lehine oluştuğunu, davacının 8 yıl boyunca usulsüz tapulamadan haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava açmada kötü niyetli olduğunu, Mahkemece dinlenen mahalli bilirkişilerin de taşınmazın ... tarafından kullanıldığını beyan ettiklerini, davalının İstanbul’da yaşadığını ve iyi niyetli olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2007 yılında yörede yapılan kadastro çalışmaları sonucu; Kastamonu ili, Cide ilçesi, ... köyünde bulunan 183 ada 1 parsel sayılı 2.105,37 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz Mehmet kızı Şerife Tekiner’in ceddinden intikal ve taksim nedeniyle ... ... ve müşterekleri adına tespit edildikten sonra, komisyon kararı ile müstakilen ... ... adına tescil edilmiş, 09.08.2016 tarihinde yapılan satış nedeni ile ... adına kayıtlanmıştır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davacı vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın Cide Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

08.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.,