Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4020 E. 2024/6859 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılardan birinin, miras bırakanlara ait taşınmazların paylarının yolsuz tescil iddiasıyla açtığı tapu iptali ve tescil davasının, diğer mirasçıların katılımı olmaksızın kısmi dava olarak açılıp açılamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, miras payı oranında tapu iptali ve tescil talebinde bulunmasının, diğer mirasçıların haklarını etkileyecek nitelikte olduğu ve bu nedenle davanın tüm mirasçılar veya miras ortaklığını temsilen atanacak bir mümessil tarafından açılması gerektiği gözetilerek, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/813 E., 2024/1044 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 8. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/281 E., 2023/362 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; murisleri ...ile ... adına kayıtlı olan 7100 ada 31 (eski 28 ada 3), 26 ada 5, 28 ada 14, 17; 43 ada 20 ve 1162 ada 2 parsel sayılı taşınmazlardaki ½'şer payların bilinmeyen nedenlerle usulsüz şekilde davalı adına tescil edildiğini, taşınmazlarda hiçbir hakkı bulunmayan davalının sadece bu yerlerin ekimini yapan kişi olup tescilin düzeltilmesi talebini kabul etmediğini ileri sürerek yolsuz tescil nedeniyle taşınmazların davalı adına olan ½’şer paylarının tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; davanın süresinde açılmadığını, dava konusu taşınmazlarda dava dışı ... ile davacının murisi ...yarı yarıya paydaş iken, ...’ın ölümü ile payının mirasçılarına intikal ettiğini, 1980’li yılların sonunda taşınmazları ...'ın mirasçılarından satın aldığını, zilyetliğinde bulundurduğunu, davacının murislerinden taşınmaz satın almadığını, onun taşınmazlardaki paylarının mirasçılarına intikal ettiğini, ...’ın mirasçısı olmayan davacının eldeki davayı açma hakkının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalının yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; çekişme konusu 26 ada 5 ve 1162 ada 2 parsel sayılı taşınmazlarda davalının bir payının bulunmadığı, diğer taşınmazlar bakımından ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davalının taşınmazlarda bir hakkının bulunmadığı iddia edilmekte ise de davalının çekişmeli yerlerdeki paylarını tespit malikinden satış suretiyle edindiği, davacının payının ise tespit maliki muris ...’dan intikal ettiği gerekçeleriyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı davacının istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 20.09.2018 tarihli ve 2018/684 Esas, 2018/1075 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafından tescilin yolsuz olduğunun iddia edildiği, buna göre Mahkemece işin esasının incelenmesi, davacının murisine teban pay oranında istekte bulunduğu, dava dışı mirasçıların olduğu gözetilerek pay oranında açılan davanın dinlenip dinlenemeyeceği değerlendirildikten sonra yolsuz tescil iddiası bakımından gerekli araştırma ve incelemenin yapılması ve hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, gereği için dosyanın Yerel Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesince, taşınmazların bir kısmında davalının paydaş olmadığı, paydaş olduğu taşınmazların ise 1/2'şer paylarının kadastro tespiti sonucu dava dışı ... adına tescil edildiği, kalan 1/2 payın ise davacının murisi ...adına tescil edildiği, ... mirasçılarına intikal eden payın davalıya satış suretiyle devredildiği, davalının taşınmazlardaki payları davacının murisinden satın almadığı, yolsuz tescilin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacının istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 13.07.2023 tarihli ve 2021/1511 Esas, 2023/1654 Karar sayılı kararıyla; karardan sonra ölen davalı ...’nun mirasçılarının tespit edilerek davada yer almalarının sağlanması, ondan sonra diğer hususların değerlendirilmesi gerektiği, kabule göre de Dairenin önceki gönderme kararında, pay oranında üçüncü kişi aleyhine açılan davanın dinlenip dinlenemeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiğinin ifade edildiği halde Mahkemece anılan hususta bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan işin esası incelenerek davanın esastan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gibi davacı aleyhine yüksek vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığı gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, gereği için dosyanın Yerel Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; murisin davacı dışında da mirasçılarının bulunduğu, davacının halefiyet esasına göre tereke adına değil de kendi miras payı için talepte bulunduğu, davacının muris Halit ve ...'ın terekesine ait dava konusu taşınmazdan yalnızca kendi payına düşen kısım için kendi adına dava açtığı, davanın diğer mirasçıların paylarını kapsamadığı ve aynı zamanda diğer mirasçılar adına da açılmadığı, diğer mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya yöntemine uygun biçimde muvafakatlerinin alınması ya da miras ortaklığına bir mümessil tayin edilerek onun huzuru ile davaya devam edilmesinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların kök muris ...ve muris ... adına kayıtlı olmasına rağmen yolsuz şekilde davalı adına tescil edildiğini, davalının taşınmazları ekip biçmek suretiyle kullandığını, davalı ile görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını ve taşınmazları devretmeye yanaşmadığını, taşınmazların eski tapu kayıtları ve kadastro tutanaklarının incelenmediğini, davalının adına nasıl tescil yapıldığının aydınlatılmadığını, eksik araştırma ve inceleme sonucunda karar verildiğini, alınan bilirkişi raporunun karara dayanak olamayacağını, aleyhe vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, Mahkemece tüm eksikler tamamlandıktan sonra dosyanın kadastro ve gayrimenkul hukukunda uzman bir bilirkişi heyetine tevdi edilmesi gerekmesine rağmen bunun yapılmadığını, yargılamanın adil ve makul süre içerisinde tamamlanmadığını, adil yargılama ilkesinin ihlalinin değerlendirilmediğini, yıllar önce verilen resmi belgelerde taşınmazların hak sahiplerinin açıkça belirtildiğini ancak Mahkemece bu belgeler değerlendirilmeden karar verildiğini belirtip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının muris dedesi ...ile babası ... adına kayıtlı olan taşınmazların usulsüz bir şekilde ½ paylarının davalı adına tescil edilmiş olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtığı, davanın açıklanan içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı olarak talepte bulunulduğu ve kadastro sonrası nedene dayanıldığı, Dairenin gönderme kararları sonrasında Mahkemece mahallinde uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapıldığı, elde edilen bilirkişi raporu ile dava konusu taşınmazların özellikleri tespit edilerek dava tarihi değerlerinin belirlendiği, tespit edilen değerden yargılama sırasında harcın ikmalinin sağlandığı, UYAP sisteminden elde edilen nüfus kaydı kapsamına göre davalı ...’nun 09.09.2021 tarihinde ölümüyle Mahkemece Dairenin gönderme kararı doğrultusunda mirasçılarının davada yer almalarının sağlandığı, davacının, murisine teban yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı olarak pay oranında tapu iptali ve tescil isteğiyle eldeki davayı üçüncü kişi konumunda bulunan ... aleyhine açtığı, dava dışı mirasçıların olduğu, pay oranında üçüncü kişi aleyhine açılan davanın dinlenemeyeceği, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı, istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 683, 702, 705 ve 1022/1. maddeleri,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 114/1-d ve 115. maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı olarak 7100 ada 31 (eski 28 ada 3), 26 ada 5, 28 ada 14, 17; 43 ada 20 ve 1162 ada 2 parsel sayılı taşınmazların 1/2'şer payları bakımından murise teban miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğiyle açıldığı, davacının muris dedesi ....'ın 18.03.1959 tarihinde öldüğü, muris babası ...'ın ise 11.11.1985 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak davacı ile dava dışı kişilerin kaldığı, davalının terekeye göre üçüncü kişi konumunda olduğu anlaşılmaktadır.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.