Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4026 E. 2025/2497 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, babasının ehliyetsizliği ve muris muvazaası iddiasıyla açtığı tapu iptali ve tescil davasının, davacının dava açma ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddedilmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın değerinin, temyiz edilebilirlik sınırının tespiti için yargılama aşamasında keşfen belirlenmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/891 E., 2024/1226 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 27. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/251 E., 2024/57 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi 13.06.2024 tarihli ek kararı ile, kesin nitelikte verilen kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 362. maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamayan kararlardan olduğu gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.

Ek karar davacı tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların kardeş olduğunu, 86 yaşındaki babaları ... hakkında hukuki ehliyeti olduğuna dair 27.05.2020 tarihli rapor alındığını ve aynı tarihte ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapılarak mülkiyeti babasına ait olan dava konusu Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan ... ada 2 parselde kayıtlı iki katlı kargir ev vasıflı taşınmazın 10.06.2020 tarihinde davalı adına tapuya tescil edildiğini, alınan raporu kabul etmediğini, 86 yaşındaki birinin temyiz kudretini haiz olmasının mümkün olmadığını, yeniden rapor alınması gerektiğini, davalının ölünceye kadar bakma sözleşmesi karşılığı mülkiyetine geçirdiği taşınmazın mal kaçırma kastıyla davalıya bağışlandığını, yıllarca anne ve babasına baktığını fakat son 4 yıldır davalı ... tarafından görüştürülmediğini, sürekli tehdit edildiğini ve şiddete maruz kaldığını belirterek yolsuz tescilin iptaline, taşınmazın babası ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın devam eden itirazın iptali ve tahliye davasını sürüncemede bırakmak için açıldığını, ölünceye kadar bakma akdi gerçekleştirilmeden önce babası hakkında sağlık raporu alındığını ve rapor doğrultusunda işlem gerçekleştirildiğini, taşınmazın devrinde herhangi bir hile veya muvazaalı bir durumun mevcut olmadığını, davacının iddialarını kabul etmediğini, müvekkilinin uzun yıllardır babasına baktığını, her türlü ihtiyacı ile ilgilendiğini, alınan sağlık raporunun usulüne uygun olarak tam teşekküllü bir hastaneden gerekli tüm tetkik, muayene ve araştırmalar yapılarak düzenlendiğini ve mevcut sağlık raporu ile babası ...'un akli melekelerinde hiçbir sorun olmadığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortada olduğunu, devam eden itirazın iptali davası ile yargılamanın sonuna gelindiğini ve davalı tarafın tahliyesine karar verilecek olması sebebiyle kötüniyetli olarak yargılamayı uzatma amaçlı eldeki davanın açıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.12.2022 tarih ve 2022/404 Esas, 2022/494 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazda davacının babası olan ve halen hayatta bulunan ... adına kayıtlı hissenin ölünceye kadar bakım akdi ile davalıya devredildiği, söz konusu devrin mal kaçırmak kastı ile yapıldığı, ...'un hukuki ehliyetinin bulunmadığı iddiası ile tapu iptali ve tescil talebinde bulunulduğu, davacı ile davalı kardeş olup işlemin tarafı olan babaları ...'un dava tarihi itibari ile ve halen hayatta olduğu, davacının devir işleminin tarafı olmadığı ve babası sağ olduğundan miras hakkının da henüz doğmadığı dikkate alındığında bu davayı açmakta hukuki menfaatinin olmadığı, muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil talebinin ve murisin ehliyetsiz olduğuna dair iddiaların ancak mirasçılar tarafından dile getirilebileceği ancak henüz baba ...'un hayatta olduğu gerekçesiyle davanın hukuki menfaat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. Kaldırma Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 26.04.2023 tarih ve 2023/511 Esas, 2023/960 Karar sayılı kararıyla; tarafların babaları olan ...'un halen hayatta olduğu, davacının "dava dışı babası ... tarafından dava konusu taşınmazın ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile muvazaalı olarak ve mal kaçırma kastıyla davalıya temlik edildiği, babasının temlik tarihindeki yaşı dikkate alındığında fiil ehliyetini haiz olmasının mümkün olmadığı" iddiasıyla eldeki davayı açtığı, Mahkemece ...'un halen hayatta olduğu, bu nedenle muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasının açılmasının olanaklı olmadığının isabetli şekilde tespit edildiği; öte yandan, davacı ehliyetsizlik hukuksal nedenine de dayandığından, dava dışı ... hakkında herhangi bir vesayet (vasi tayini) dosyası bulunup bulunmadığının araştırılması, ...'un TMK'nın 405. maddesi gereğince kısıtlandığının tespit edilmesi halinde vasinin davayı takip edip etmeyeceğinin belirlenmesi için vasiye tebligat yapılması, vasinin husumete izin kararı alarak davaya kısıtlı adına devam edeceğini bildirmesi halinde, temlik tarihinde ...'un fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması, ... hakkında bir vesayet dosyası veya kısıtlama kararı bulunmadığı takdirde ise davacının bu davayı açmaya aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, dosyanın eksiklikler tamamlandıktan sonra karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. Kaldırma Kararından Sonra İlk Derece Mahkemesince Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ...'un nüfus kayıtları incelendiğinde kendisine vasi tayin edilmediğinin tespit edildiği, bununla birlikte Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna müzekkere yazılarak tarafların babası olan ... (TCKN: 12727948268) hakkında herhangi bir vesayet (vasi tayini) dosyası bulunup bulunmadığının sorulduğu, müzekkere cevabında hakkında böyle bir dosyanın bulunmadığının bildirildiği, daha sonra davacı tarafça Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/1613 Esas sayılı dosyasında vasi tayini davasının açılmış olduğu, dosyanın derdest olduğunun görüldüğü, her ne kadar eldeki dava açıldığı anda vasi tayinine ilişkin bir dosya olmadığı anlaşılmış ise de sonradan açılan davada dava dışı ...'un ehliyetinin olmadığına yönelik bir tespit yapılması halinde bu durumun eldeki davayı da etkileyebileceği nazara alınarak Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/1613 Esas sayılı dosyası üzerinden rapor alınmasının beklenildiği vasi tayini dosyasında alınan sağlık kurulu raporu ile "nörolojik yönden vasi tayini gerektirir hastalığı bulunmamaktadır" yönündeki tespit doğrultusunda ...'un ehliyetinin bulunduğunun anlaşıldığı, bu sefer de davacıların savurganlık yönünden aynı dosyada talepte bulunduğu anlaşılmış ise de usul ekonomisi gereği dosyanın sonucu beklenilmeksizin yargılamaya devam olunarak kaldırma kararı öncesinde olduğu gibi davacının dava açma ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesi Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların babaları olan dava dışı ...'un halen hayatta olduğu, davacının muris muvazaası ve ehliyetsizlik hukuksal nedenlerine dayalı olarak ve dava dışı ... adına tescil isteği ile eldeki davayı açtığı, tarafların babaları halen hayatta olduğundan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak dava açılmasının mümkün bulunmadığı, ...'un dava tarihinde ehliyetsiz olduğuna ilişkin bir delilin somut olayda bulunmadığı gibi davacının vasi sıfatı ile eldeki davayı açmadığı, o halde davacının dava dışı ... adına eldeki davayı açmaya aktif dava ehliyetinin bulunmadığı, Mahkemece davanın görülebilirlik şartı olan aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine 6100 sayılı HMK'nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

3. Bölge Adliye Mahkemesi 13.06.2024 tarihli ek kararıyla; davacı ...'un 04.06.2024 havale tarihli temyiz dilekçesinin 6100 sayılı HMK'nın 366/1. maddesi yollamasıyla 346/1. maddesi uyarınca kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle; yargılamanın yanlış ve eksik yapıldığını, her ne kadar dava değeri olarak 242.500,00 TL olarak göstermiş olsa da yargılama aşamasında taşınmazın gerçek değerinin tespiti için keşif yapılmadığını, dava değerinin Mahkemece tespit edilmediğini, dava dilekçesinde gösterilen değerin dikkate alınması nedeniyle dava değerinin kesinlik sınırının altında kaldığını, mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini, davanın yanlış nitelendirildiğini, dava konusunun ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali ve fiil ehliyetine dayalı tapu iptal-tescil davası olduğunu, davalı tarafın muvazaalı hareket ettiğini söylemenin muris muvazaası anlamına gelmeyeceğini, eldeki dosya tefrik edilmeden önce birleşik olduğu diğer kira alacağına dayalı tahliye davasında yapılan keşif ve taşınmaz değerinin eksik tespit edildiğini, İlk Derece Mahkemesinin kaldırma kararından önce ve sonra iki farklı karara imza attığını, Mahkemece kamu düzeni ile ilgili olması sebebiyle öncelikle ehliyetsizlik iddiasını değerlendiren Ankara 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/1613 Esas sayılı dosya sonucunu beklemesi gerekirken açtığı davanın reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, adli yardım müessesesi uyarınca masrafların Hazine üzerinde bırakılması gerektiğini, dosyada vekaleti bulunmayan avukatların işlem yapılmasına izin verildiğini ve vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek ek kararın ortadan kaldırılmasına, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın 242.500,00 TL değer gösterilmek suretiyle açıldığı ve yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın değeri keşfen saptanmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca, gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda dava değerinin gayrimenkulün değerine göre belirleneceği öngörülmüştür. Dava değerinin belirlenmesinde taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı kuşkusuzdur.

Aynı Kanun'un 30. maddesi ise “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılıyorsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 409. maddesinde (HMK 150) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” şeklinde; 32. maddesi ise; “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Harçlar Kanunu'nun uygulaması kamu düzenini ilgilendirdiğinden hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken bir husustur.

Öte yandan; miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Hal böyle olunca; eldeki davada öncelikle temyiz sınırının ve kanun yolunun açık olup olmadığının denetlenmesi bakımından Mahkemece taşınmazın dava tarihindeki değerinin keşfen belirlenmesi, bundan sonra dava değerinin hesaplanması ve bu değer üzerinden kanun yolu denetiminin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin asıl kararı ve 13.06.2024 tarihli ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Davacının adli yardım talebinin İlk Derece Mahkemesince kabul edildiği ve kararı temyiz ederken harç yatırmadığı gözetilerek harca ilişkin hüküm kurulmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.05.2025 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.