Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4042 E. 2024/5336 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Murisin ehliyetsiz olduğu dönemde vekil aracılığıyla yaptığı taşınmaz satışının iptali ve miras payları oranında tescili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Murisin ehliyetsiz olduğu dönemde yapılan işlemin geçersizliği, mirasçıların tamamının davaya dahil edilmemesi ve tüm davalılar hakkında gerekçeli karar verilmemesi gibi hususlar gözetilerek yerel mahkemenin ret kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/342 E., 2023/69 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; muris annesi ...’in maliki olduğu 1155 ada 8 parsel sayılı taşınmazın satışı için davalı oğlu ...’i vekil tayin ettiğini, ...’in de taşınmazı davalılara satış suretiyle devrettiğini, temlik tarihinde murisin fiil ehliyetine sahip olmadığını, aynı zamanda işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacı ve davalılar adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ölümü ile mirasçıları davaya dahil edilmiştir.

II. CEVAP

Davalılar; murisin sağlığında mal paylaşımı yapıldığını, buna göre vekaleten işlemler yapıldığını, ...’in, annesine kız kardeşleri ile baktığını, aile ortak malvarlığının beş katlı bina ve .... plakalı araç olduğunu, binada ....ve.... adlarına kayıtlı taşınmazların dava dışı ... ve davacı ... tarafından satılan daireler olduğunu, Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/795 E. sayılı dosyasında .... aleyhine açılan davada murisin işlem tarihinde ehliyetli olduğunun tespit edildiğini, hatlı minibüsün de yine ..... tarafından kandırılarak anneden alındığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEMENİN KARARI

Mahkemece; Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/795 Esas sayılı dosyasının yargılaması sırasında Adli Tıp Kurumundan alınan raporda murisin vekaletnamenin tanzim tarihinde ehliyetli olduğunun rapor edildiği, muvazaanın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

Dairenin 11.04.2019 tarihli ve 2016/4783 E., 2019/2608 K. sayılı kararıyla; 19.06.2008 ve 23.06.2008 tarihleri itibari ile murisin hukuki işlem ehliyetini haiz olup olmadığının Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan alınacak rapor ile saptanması, ehliyetsiz olduğu belirlenir ise kayıt maliki Nurten tereke dışı 3. kişi konumunda olup dava tüm mirasçılar tarafından açılmadığından ve 02.07.2015 tarihli oturumda davacı vekili isteğini miras payına hasrettiğinden davanın reddedilmesi, ehliyetli olması halinde muris muvazaası iddiası bakımından hükme yeterli bir araştırma yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.02.2023 tarihli 2019/342 E., 2023/69 K. sayılı kararı ile; murisin işlem tarihinde ehliyetsiz olduğu, davalı ...’in terekeye 3. kişi konumunda bulunduğu, pay oranında dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; temliğin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, pay oranında açıldığını, Nurten’in mirasçı olmadığından bahsedildiğini ancak ...’in eşi olup davalı ... hem devreden hem devralan olamayacağından kendi adına pay almasını istediği kişi olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 141. maddesinin üçüncü fıkrasında, "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır." hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm ile gerekçenin önemi Anayasa düzeyinde vurgulanmış olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 297. maddesinde, bir mahkeme hükmünün neleri kapsaması gerektiği açıklanmıştır.

07.06.1976 tarihli ve 1976/3-4 E., 1976/3 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde de; “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklamaya yer verilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 115. maddesinde,

(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.

(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.

(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü dava usulden reddedilemez.

hükümleri düzenlenmiştir.

3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris ...’in Bakırköy 11. Noterliği 22.05.2006 tarih .... yevmiyeli vekaletname ile davalı ...’i vekil tayin ettiği, vekilin murisin 199/253 oranda paydaş olduğu 1155 ada 8 parsel sayılı 213,46 m2 arsa nitelikli taşınmazdaki 24/253 payını 19.06.2008 tarihinde davalı oğlu ....a’ya satış suretiyle devrettiği, aynı şekilde 23.06.2008 tarihinde 101/253 payı davalı gelini .....’e, 24/253 payı davalı gelini İmmihan’a, 50/253 payı da davalı gelini ...’ye satış suretiyle temlik ettiği, davalı ...’nın, payını 04.03.2010 tarihinde dava dışı ...’a devrettiği, onun da 01.04.2010 tarihinde eşit payla dava dışı .... ve ...’a temlik ettiği; 1904 doğumlu murisin 26.11.2009 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak davacı oğlu ... ve davalı oğlu ..., dava dışı kızı ....., ölü kızı ....’in çocukları .... ile torunları .... ve....., kendisinden önce ölen oğlu .....’un çocukları....,...,..., ve kendisinden önce ölen oğlu....nin çocukları ....,.... ve davalı ...’nın mirasçı olarak kaldığı, davalı ...’nin Veli’nin eşi olduğu, davalı ...’ın ise ....’un eşi olduğu; Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesi 01.02.2022 tarihli raporunda murisin 19.06.2008 ve 23.06.2008 tarihinde hukuki ehliyeti haiz olmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, miras yoluyla intikali mümkün hakların konusunu oluşturduğu bir davada davalının ölümü hâlinde HMK’nın 55. maddesi gereğince Mahkemece, mirasçıların tamamı tespit edilerek davadan haberdar edilmeleri gerekir ve bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilir. Nitekim, 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesi uyarınca taraf teşkili sağlanmadan yargılamaya devam olunamaz. Taraf teşkili kamu düzeni ile ilgili olup bu hususun yargılamanın her aşamasında temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın kendiliğinden ve öncelikle dikkate alınması gerektiği açıktır.

Öte yandan, HMK'nın 297/2. maddesi gereğince taleplerden her biri hakkında verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve hakların sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.

Somut olayda, davalılardan ...'in 07.01.2022 tarihinde ölümü ile geride eşi davalı ... ve dava dışı çocuklarının, davalı ...'nin 08.12.2014 tarihinde ölümü ile de geride dava dışı çocuklarının mirasçı olarak kaldığı, Mahkemece mirasçılar davaya dahil edilmediği gibi, murisin işlem tarihinde ehliyetsiz olduğunun tespiti üzerine sadece davalı ... yönünden terekeye 3. kişi konumunda olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği, diğer davalılar hakkında gerekçeye yer verilmediği, kaldı ki davalı ...'in eşi ...'in de ölmesi ile mirasçı sıfatını haiz olduğu ve böylece yargılama aşamasında bu davalı yönünden dava şartının sağlandığı açıktır.

Hal böyle olunca; davalılar ... ve ... mirasçıları yönünden taraf teşkilinin sağlanması, dava dışı mirasçılarının olurlarının alınması ya da miras şirketine Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca atanan temsilciye tebligat yapılması suretiyle davanın sürdürülmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra HMK’nın 297. maddesi uyarınca tüm davalılar hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi, davalı ...'nın dava tarihinden önce dava konusu payı dava dışı 3. kişiye temlik ettiği ve davacının tazminat isteğinin bulunmadığının da gözetilmesi, muris işlem tarihinde ehliyetsiz olduğundan davalı ... yönünden davanın kabülü gerekirken değinilen husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Yasa’nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

02.10.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.