Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4041 E. 2024/5506 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile yetkilendirilen davalıların, vekaletname sınırları dışında hareket ederek taşınmazları kendi adlarına tescil ettirmeleri nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açılması.

Gerekçe ve Sonuç: Vekaletnamede davalıların taşınmazları satma yetkisinin açıkça bulunduğu ve mirasçılara satış yapılamayacağına dair bir kısıtlama olmadığı, davalıların vekaletname kapsamında hareket ettiği ve davacının vekaletnamede bulunmayan bir yetkinin kullanıldığı iddiasını ispatlayamadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/332 E., 2022/2491 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bala Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/11 E., 2019/159 K.

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil, olmazsa bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalılar ile birlikte muris ...'un mirasçısı olduğunu, Ankara 35. Noterliğinin 13.05.1993 tarih ve 13522 yevmiye nolu vekaletnamesi ile davalılara satış yetkisi içeren vekaletname verdiğini, daha sonra gördüğü lüzum üzerine davalıları 08.06.2010 tarih ve ... yevmiye numaralı azilname ile vekaletten azlettiğini, verdiği vekaletnamede taşınmazları davalıların kendi adlarına tescil ettirmeye yetkisi bulunmadığını, davalıların birçok taşınmazı adına intikalen tescil ettirmedikleri gibi kendi adlarına yolsuz olarak tescil ettirdiklerini, taşınmazların Tapu Müdürlüğünden tespiti gerektiğini ileri sürerek kendi davalıların yetkisiz ve yolsuz şekilde adına tescil ettikleri taşınmazların tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde şimdilik 40.000,00 TL tutarındaki taşınmazların bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, miras payının davalılar tarafından satıldığının tespiti halinde satış bedelleri davacıya ödenmediğinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL tutarındaki satış bedellerinin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 02.02.2017 tarihli celsede Bala ilçesinde bulunan ... Mahallesi 60 parsel .... Mahallesi 331 parsel, ... Mahallesi 84 parsel ... Mahallesi 60 parsel, ... Mahallesi 965, 718, 562 ile eski 1106 parselden oluşan 1232 parsel sayılı taşınmazların davanın konusu olduğunu belirtmiştir.

II. CEVAP

Davalılar; öncelikle dava dilekçesinin kanunda sayılan şartlardan yoksun olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davayı kabul etmediklerini, davacı tarafça dava konusu edilen taşınmazların bildirilmesi ile buna ilişkin harçların tamamlanması gerektiğini, öncelikle davanın usulden reddi gerektiğini, ayrıca süresinde de olmadığını, vekaletin 1993 tarihinde verildiğini, Tapu Müdürlüğünün vekaletnamede olmayan bir yetki ile işlem yapamayacağını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

Bala Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.11.2019 tarih 2016/11 E., 2019/159 K sayılı kararı ile, tanık beyanları ve bilirkişi raporu ile tespit edilen satış tarihi itibarıyla tespit edilen bedellerin uyumsuz olmadığı, kaldı ki resmi senetteki bedellerin gerçek değerin altında olmasının tek başına iptal sebebi sayılamayacağı, ayrıca taşınmazların diğer vekile satılmasının yolsuz tescil olarak kabul edilemeyeceği, vekaletnamede verilen yetkinin oldukça geniş olduğu, bu yönde tescili yolsuz kılacak ibarenin vekaletnamede bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davaya konu vekaletnamenin kötüye kullanılarak bir kısım taşınmazların, davalıların vekaletname ile kendilerine verilen bir yetki olmamasına rağmen kendi adlarına devir ve temlik ederek tescil ettirdiklerini, vekaletname uyarınca yetkisiz ve usulsüz işlemler gerçekleştirildiğinden, öncelikle miras hukukundan kaynaklı intikal etmesi gereken hak ve hisselerin kanuna aykırı bir şekilde yolsuz tescil sonucunu doğuran işlemlerle davalıların mülkiyetine geçirildiğini, davacının vekaletnamede hiçbir suretle muristen intikal eden malların davalılar adına tescili, devri ya da kazanımını doğuracak bir yetki vermediğini, ayrıca Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/548 Esas ile Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/55 Esas ve Kahramankazan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/719 Esas sayılı dosyaları ile aynı vekaletnameye istinaden tarafları ve konusu aynı olan davaların Yerel Mahkemece incelenmediğini, birleştirme taleplerinin reddedildiğini, muristen intikal eden tüm mamelekin değerlendirilip tanıkların görgüye dayalı olmayan beyanlarıyla davacıya verildiği belirtilen tutarın somut durum ve malvarlığı karşısında makul olup olmadığının araştırılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; davacının talebinin yolsuz tescil sebebiyle tapu iptal ve tescil olarak değerlendirildiğini ancak davacının bu davanın konusunun yolsuz tescil oluşturacak şekilde vekaletin kötüye kullanımı olduğu yönünde benzersiz bir iddia ile davasını ikame ettiğini, söz konusu vekaletname ile kendilerine satış ve devretme yetkisinin verildiğini, yapılan devir işlemlerinin de davacıya vekaleten yapıldığını, işlemlerin dayanağı geçerli bir vekaletname olduğundan yolsuz tescil söz konusu olmadığı gibi vekaletname sınırları dışında bir işlem yapılmadığından dolayı vekaletsiz iş görmenin de söz konusu olmadığını, davacının hem geçerli bir vekaletnameden hem de yolsuz tescilden bahsederek kendisi ile açıkça çeliştiğini de ileri sürerek gerekçenin düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 28.12.2022 tarih 2021/332 E., 2022/2491 K. sayılı kararı ile; yolsuz tescilin bir üst kavram olduğu, eldeki davanın dava dilekçesi ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre bir bütün olarak değerlendirilerek vekaletin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkin olduğu, davacı ve davalıların kardeş oldukları, dinlenen tanık beyanlarından murislerinden intikal eden taşınmazları paylaşımı konusunda mirasçılar arasında anlaşma yapıldığı, bu anlaşma kapsamında davacının davalı kardeşlerine vekaletname tanzim ettiği, vekaletnamede zuhur edecek kişilere satılması konusunda yetki verildiği, vekil olan tarafından davalı kardeşine satışın yapıldığı, vekaletnamede mirasçılara satış yapılmayacağına ilişkin bir kısıtlamanın bulunmadığı, vekaletnamede açık olan satış yetkisinin bulunması karşısında davacının vekaletnamede olmayan yetkinin kullanıldığına ve bu nedenle kaydın yolsuz olduğuna ilişkin iddiasının dinlenemeyeceği, bununla birlikte tanık beyanlarına özellikle dava dışı mirasçı kardeşlerin beyanına göre mirasçılar arasında anlaşma yapıldığı, yapılan anlaşma kapsamında vekalet verildiği, verilen vekaletin gereğinin anlaşmaya uygun yerine getirildiği, aksinin, ispat külfeti kendisinde olan davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/(1).b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine oy çokluyla karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, davanın süreye tabi olmadığını, yolsuz tescil olduğunu, aynı vekalete ilişkin açılan davaların reddine ilişkin kararların Bölge Adliye Mahkemesince kaldırıldığını, vekalette olmayan yetkiyle işlem yapıldığını ve bedel ödenmediğini, davalı tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin olmadığını, 65.000 TL gibi düşük bir bedel aldığını belirttiklerini, bu bedelin alındığının da ispatlanmadığını, tanık ... ve ...’in geçimi, işleri, ev kredi ödemeleri, çocuklarının okul taksitlerinin davalılar tarafından yapıldığını, tanık ....’ın bedel ödenmediğini belirttiğini, paylaşımın olmadığını, kendi adlarına devre ilişkin özel yetki bulunmadığını, karşı oyun yerinde olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkidir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 506. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6., 1023. ve 1024. maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi.

3. Değerlendirme

Muris ...’un 10.01.1986 tarihinde ölümü ile geride çocukları davacı ..., davalılar ..., ..., ... ile dava dışı ..., ...., ..., ...., ..., ... ve ...’in mirasçı olarak kaldığı, davacı ... ve ...’nin Ankara 35. Noterliği 13.05.1993 tarih ... yevmiye numaralı vekaletnamesi ile T.C. sınırlarında murislerinden intikal eden veya etmesi gereken taşınmazların adlarına intikal ettirmeye, iştirak halindeki mülkiyeti müşterek mülkiyete kalp ettirmeye, taşınmazlardaki hak ve hisselerini kısmen ve tamamen zuhur edecek müşterilerine tayin edeceği bedel ve şartlarda satmaya, satış bedelini almaya davalılar ..., ... ve ...’yı vekil tayin ettikleri, dava konusu Ankara ili, .... ilçesinde bulunan .... Mahallesi 60 parsel sayılı 4.943.000 m2 miktarlı tarlanın 294300/4943000 payı, .... Mahallesi 331 parsel sayılı 104.300 m2 miktarlı tarlanın ½ payı, .... Mahallesi 84 parsel sayılı 1.8500m2 miktarlı tarlanın tamamı, .... Mahallesi 60 parsel sayılı 16.000 m2 miktarlı tarlanın tamamı, ....Mahallesi 965 parsel sayılı 1.520 m2 miktarlı kargir ağıl, ev ve arsası nitelikli taşınmazın ½ payı, aynı yer 718 parsel sayılı 26.500 m2 miktarlı tarlanın tamamı, aynı yer 562 parsel sayılı 9.640 m2 miktarlı tarlanın tamamı ile 1106 parsel sayılı 288.500 m2 miktarlı tarlanın 4/5 payı ... adına kayıtlı iken 11.10.2000 tarih 1464 yevmiyeli işlemle davalı ...'nın talebi ile mirasçılarına intikal ettiği, davacı, davalılar ve diğer mirasçılar adına iştirak halinde kayıtlı iken bahsi geçen vekaletnameye istinaden davacı ve dava dışı ... adına vekaleten davalı ... tarafından iştirak paylarının 11.10.2000 tarih .... yevmiyeli akitle 2.000.000.000 ETL davalı ...’e satıldığı, aynı gün takip eden yevmiyeli akitle de dava dışı ... ve ...’in bizzat dava konusu taşınmazlardaki paylarını aynı bedelle davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiği, dava konusu 1106 parselin 25.10.2002 tarihinde ifrazı ile 1133, 1134 (yola terk) ve 1135 parsellerin oluştuğu, 1135 parselin ifrazı ile de 1231 (yol, kamulaştırma ile kapandı) ve 1232 parselin oluştuğu, 1232 parsel sayılı 250.459,66 m2 miktarlı tarla nitelikli taşınmazda ve dava konusu diğer taşınmazlarda elbirliği mülkiyetinin 08.12.2015 tarihli işlemle sona erdirildiği anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle,

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Harç peşin alındığından davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.