"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1620 E., 2024/628 K.
KARAR : Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Suhşehri Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/170 Esas, 2023/63 Karar
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene tapu iptali ve terkin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Sivas ili, .... ilçesi, ..... köyü 112 ada 15 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde kadimden bu tarafa köy yolu, mahalle yolu olarak kullanılan ve Hazinenin tasarrufunda, köylünün kullanımında olan, keşif mahallinde gösterecekleri yolun 112 ada 15 parsele eklenerek davalı adına tespit ve tescil edildiğini, davalının oğlu ...'ün ise davalı babasından yetki aldığını belirterek kaçak olarak köy yolunu kapatarak ev yapmaya başladığını, müvekkillerinin bu yoldan menfaati olanlar sıfatıyla davayı açtıklarını, açılan davanın Hazine adına Suşehri Mal Müdürlüğüne ihbar edilmesini ve davaya dahil edilmelerini talep ettiklerini belirterek dava konusu 112 ada 15 parsel sayılı taşınmaz içerisinde davalı adına tespit ve tescil edilen, keşifte gösterilecek yol olan kısmın tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde 2006-2007 yılında yapılan kadastro tespit çalışmalarında taşınmazın müvekkili adına tespit ve tescil edildiğini, davacılardan ...'in de kadastro çalışmalarında tespit bilirkişisi olarak görev aldığını, kadastro tespit bilirkişilerinin de aynı köyün insanları olduğunu ve dava konusu yerde yol olsaydı, hiçbir tespit bilirkişisinin yolun olduğu yeri davalı adına yazdırmayacağı gibi köy muhtarının da onaylamasının mümkün olmayacağını, dava konusu 112 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağı incelendiğinde dava konusu yerin davalıya ecdatlarından intikal eden yer olduğunun anlaşıldığını, dava konusu taşınmazın batı yönünde köy yolu mevcut olup köy yolu ile taşınmaz arasında kot farkı bulunduğundan müvekkilinin talimatıyla köy yolu ile taşınmaz arasına 2017 yılında perde beton çekildiğini, hatta perde beton çekilirken hiç kimsenin itiraz etmediğini, müvekkilinin oğlu olan köy muhtarınca o bölgede kendi taşınmazlarının bir kısmı da yola bırakılarak yolun genişletildiğini, yola tecavüz eden birisinin yolu genişletmeyeceğini, dava konusu yerin kadimden beri müvekkilinin kullanımında olduğunu ve yol ile hiçbir ilgi ve alakasının bulunmadığını, müvekkilinin oğlu Dursun tarafından yıllar önce taşınmazdaki ahır ve samanlıklarına inebilmek, taşınmazın kuzey doğu kısmından umumi köy yoluna çıkabilmek için iş makinesi kullanılarak bağlantı sağlanmış olduğunu, iddiaların tamamen yersiz olduğunu ileri sürerek hak düşürücü süre de dikkate alınarak suiniyetle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... aşamada ölmüş, mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.04.2023 tarihli ve 2020/170 Esas, 2023/63 Karar sayılı kararıyla; fen ve jeodezi/fotogrametri bilirkişileri tarafından düzenlenen 21.12.2021 tarihli ek raporda dava konusu yerin 1973 senesinde yol olarak kullanıldığına, 1973 ilâ 2004 seneleri arasında herhangi bir tarihte yol olarak kullanımın terk edildiğine, 2004 senesinde yol olarak kullanılmadığına dair tesptiler ve 17.02.2023 tarihli ek raporda 1973 tarihli hava fotoğrafında yol olarak görünen kısmın krokide (B) harfi ile gösterilmiş olup yüz ölçümünün 88,28 m² olarak hesaplandığına, önceki 21.12.2021 tarihli ek raporlarındaki diğer tespitlerin saklı olduğuna dair tespitler ile bu raporlardaki tespitlerle örtüşen mahalli bilirkişiler ve tanıkların beyanları gözetildiğinde dava konusu taşınmazın fen ve jeodezi/fotogrametri bilirkişilerince düzenlenen 17.02.2023 tarihli ek raporda bilirkişilerce incelenen 1973 tarihli hava fotoğrafında dava konusu taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 88,28 m²'lik kısmında yol mevcut olduğunun belirtildiği, dolayısıyla yol olarak kullanıldığı ve istikrar kazanmış Yargıtay kararları uyarınca da 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/B hükmünde belirtilen orta mallarının/yolların imar-ihya ile kazanılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu 112 ada 15 parsel sayılı taşınmazın bilirkişiler tarafından tanzim edilen 17.02.2023 tarihli ek rapor ve krokisinde (B) harfiyle gösterilen 88,28 m²'lik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile bu parselden ifraz edilerek yol olarak tapuda terkinine, parsele ilişkin bakiye kısmın aynı vasıf ile mevcut tapu maliki üzerinde mevcut hissesiyle bırakılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılar tarafından yol olarak kullandıkları yerin müvekkiline ait 112 ada 15 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davalı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek dava açtıklarını, davacılardan ...'in kadastro tespitleri sırasında kadastro tespit bilirkişisi olarak görev yaptığını, dava konusu yer iddia edildiği gibi yol olsaydı tespit tutanağını imzalamayacağını, kadastro tespit tutanağında imzaları olan kişilerin de dinlenmesi gerektiğini, dosyada mevcut kadastro bilirkişisi raporunda görüldüğü gibi dava konusu taşınmazın kuzey doğusunda arasında kot farkı olan umumi köy yolunun mevcut olduğunu, dava konusu parselde eğim fazla olup yol olarak kullanılmasının mümkün olmadığını, davalının oğlunun dava tarihinde muhtar olması nedeniyle davaya konu 112 ada 15 parsel sayılı taşınmaz ile kuzey doğusundaki umumi köy yolu arasına köy halkının ve Kaymakamlığın katkıları ile perde beton çektirdiğini, bu işlem sırasında da dar olan köy yoluna davalının sahibi olduğu 112 ada 15 parsel sayılı taşınmazdan yer katarak mevcut köy yolunu genişlettiğini, bu hususun davalının taşınmazından köy yoluna katılan kısmın bilirkişi raporunda belirtilmesini ısrarla talep etmelerine rağmen bu durumun raporda belirtilmediğini, ek rapor da alınmadığını, davalının çalışmak için İstanbul'a gittiği sırada köy halkının dava konusu taşınmazı boş olduğu dönemlerde kestirmeden evlerine ve arazilerine gidebilmek için 1970-1980'li yıllarda yol olarak kullandıklarını, eğim nedeniyle başka türlü kullanımının da olmadığını, bu kullanımın kadim kullanım olup olmadığının araştırılması gerektiğin, davalının oğlunun 1980'li yıllarda köye dönerek yerlerine sahip çıkması üzerine bu kullanımı da terk ettiklerini, hava fotoğrafları incelediğinde eski tarihli hava fotoğraflarında dava konusu yerde yol olmadığının tespit edildiğini, 1974 tarihli hava fotoğrafında patika yol tespit edildiğini, ancak sonrasındaki fotoğraflarda dava konusu yerin 112 ada 15 parselle bir bütün olduğu yol olmadığının tespit edildiğini, dava konusu edilen yerde kadim kullanıma matuf bir yolun olmadığının hava fotoğrafları ile de sübuta erdiğini, keşifte dinlenilen tanıkların aradaki husumetten dolayı aleyhe beyanda bulunduklarını, mahalli bilirkişilerin bir kısmının eski kadim kullanımı bilmediklerini beyan ederken bir kısmının da aralarında akrabalık ilişkisine dayalı olarak dava konusu yerin yol olduğu şeklinde soyut beyanlarda bulunduklarını, keşifte dinlenilen davalı tanıklarının da dava konusu yerin yol olmadığını belirttiklerini, davacıların iddialarında belirtmiş oldukları gibi evlerinin ada-parsel numaralarını vererek gerçekten yolları olup olmadığının, hangi yolları kullandığının da cevapları dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 06.06.2024 tarihli ve 2023/1620 Esas, 2024/628 Karar sayılı kararıyla; incelenen dosya kapsamına, İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamaya, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı ...'ün yerinde olmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiş, ayrıca 17.02.2023 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen kısım yönünden davanın kabulü ile 125 ada 15 parselden ifrazıyla yol olarak terkinine karar verildiği, ancak aynı raporda (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bakiye yerler yönünden bir karar verilmediğini, bu itibarla verilen kararın hatalı ve eksik olduğunu, yine (C) harfiyle gösterilen kısmın da değerini tamamen kaybettiğini, davacıların keşifte yol olarak talep ettikleri kısım dikkate alınarak kısmen kabul kısmen ret kararı verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve yol olarak terkin istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 16. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda; Sivas ili, .... ilçesi, ..... köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 15 parsel sayılı taşınmaz 2.125,81 metrekare yüz ölçümü ve "ahır ve arsası" vasfı ile senetsizden davalı ... adına tespit edilmiştir. Dava konusu taşınmazın davalı ...'ün ölümü ile davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ...'e intikal ettiği, davalılardan ..., ..., ...'in 20.10.2023 tarihinde satış suretiyle paylarını davalılar ..., ... ve ...'e temlik ettiği anlaşılmıştır. Davacılar, dava konusu taşınmazda 17.02.2023 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 88,28 metrekare yüz ölçümündeki kısmın kadimden beri köy yolu olduğu iddiasıyla çekişmeli taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ile yol olarak terkine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
2. Temyiz olunan bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
4. Ne var ki yol olarak terkinine karar verilen (B) harfli bölüm taşınmazın ortasında bulunduğu ve taşınmazı (D) ve (C) harfleriyle gösterilen kısımlar şeklinde ikiye ayırdığı halde, "Sivas ili Suşehri ilçesi ..... köyü, .... mevkii, 112 ada 15 parsel sayılı taşınmazın bilirkişiler ..... ve ..... tarafından tanzim edilen 17/02/2023 tarihli ek rapor ve krokisinde B harfiyle gösterilen 88,28 m²'lik kısmın davalı adına olan TAPU KAYDININ İPTALİ ile B harfiyle gösterilen 88,28 m²'lik kısmın bu parselden ifraz edilerek YOL OLARAK TAPUDA TERKİNİNE, parsele ilişkin bakiye kısmın aynı vasıf ile mevcut tapu maliki üzerinde mevcut hissesiyle bırakılmasına,
" şeklinde karar verilip (D) ve (C) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin tapuya nasıl tescil edileceği konusunda hüküm kurulmaması infazda tereddüt oluşturacak olması nedeniyle isabetsiz ise de; yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
Davalı ... vekilinin temyiz itirazının değinilen yön itibarı ile kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, kamu düzeni gereğince, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "parsele ilişkin bakiye kısmın aynı vasıf ile mevcut tapu malikleri üzerinde mevcut hissesiyle bırakılmasına," şeklindeki cümle hükümden çıkartılarak yerine "17.02.2023 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (D) harfi ile gösterilen 1.711,99 metrekarelik kısmın aynı ada ve aynı parsel altında mevcut tapu malikleri üzerinde mevcut hissesiyle bırakılmasına, (C) harfi ile gösterilen 325,54 metrekarelik kısmın ise aynı ada ve son parsel numarası verilmek suretiyle mevcut tapu malikleri adına mevcut hissesiyle tapuya kayıt ve tesciline" cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.