"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3276 E., 2024/889 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/206 E., 2022/207 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; 5421 parsel sayılı taşınmazın 3811 metrekarelik kısmının davalı tarafça 1995 yılında kamulaştırıldığını, kamulaştırılan kısmın aynı yıl Karayollarına devredildiğini, kamulaştırma bedelinin alınması amacıyla Karayolları 1. Bölge Müdürlüğüne gidildiğinde kamulaştırma alanında azalma olduğunun 2.111 metrekarelik kısmın alınacağının, fazla alınan 1.700 metrekarelik kısmın iade edileceğinin beyan edildiğini, 3.811 metrekarelik kısım davalı adına tescil edilmesine rağmen 2.111 metrekarelik kısmın kamulaştırma bedelinin ödendiğini, 1.700 metrekarelik kısmın bedelinin alınmadığını, devri takiben 2111 metrekarelik kısım için Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde 1995/448 Esas sayılı dosyası ile kamulaştırma bedelinin artırımı istekli dava açıldığını, davalı kurumun kamulaştırmadan vazgeçtiğini, anılan kısmın İdare açısından yolsuz tescil niteliği taşıdığını ileri sürerek 5421 parselin 1.700 metrekarelik kısmının davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına payları oranında tesciline karar verilmesini talep etmiş, aşamada davacılardan ... ve ...’in ölümleri üzerine mirasçıları davaya dahil olmuşlardır.
II. CEVAP
Davalı vekili; 5421 parsel sayılı taşınmazın 3.811 metrekaresinin kamulaştırma sınırları içerisinde kalması nedeniyle kamulaştırmaya tabi tutulduğunu, bu nedenle 03.08.1995 tarih ve 3532 yevmiye numarası ile yola terkin işlemi yapıldığını ancak 19.08.2016 tarih ve 1996/40 sayılı kamulaştırma işlemine başlama kararının kapsamının daraltılması kararına göre kamulaştırılan 3.811 metrekarelik alanın 1.700 metrekarelik kısmından vazgeçildiğini, proje için 2.111 metrekarelik alana ihtiyaç duyulduğunu, Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/448 Esas ve 1995/669 Karar sayılı kararı ile bedelin hak sahiplerine ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın 1.700 m²'lik kısmı hakkında herhangi bir kamulaştırma işleminin yapılmadığı, İdare tarafından ilk kamulaştırma kararı kapsamında belirlenen 3.811 m²'lik alanın tamamının yol olarak terkin edildiği, dolayısıyla bedeli ödenmeyen ve kamulaştırma kararı kapsamında bulunmayan 1.700 m²'lik alan için yapılan işlemin yolsuz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesi kararının davacılar ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın 1.700 m²'lik kısmı hakkında herhangi bir kamulaştırma işleminin yapılmadığı, İdare tarafından ilk kamulaştırma kararı kapsamında belirlenen 3.811 m²'lik alanın tamamının yol olarak terkin edildiği, dolayısıyla bedeli ödenmeyen ve kamulaştırma kararı kapsamında bulunmayan 1.700 m²'lik alan için yapılan işlemin yolsuz olduğu, davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu ancak davalının harçtan muaf olduğu, tamamlama harcının davacılara iadesine karar verilmesi, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi ve taşınmazın ihdasen ayrı bir parsel numarası verilerek davacılar adına tescil edilmesi gerektiği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/448 Esas ve 1995/669 Karar sayılı davasına göre yasal faiziyle beraber ödemelerin yapıldığını, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kamulaştırmasız el atma bulunmadığını, nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava; Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulunun 12.09.2024 tarihli kararına göre tamamı için kamulaştırma işlemine başlanan ancak daha sonra bir kısmı kamulaştırma dışında bırakılmakla birlikte tamamı davalı İdare adına tescil edilen taşınmazın kamulaştırılmasından vazgeçilen kısmının hak sahipleri adına tescili istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 5421 parsel sayılı taşınmazın 26/07/1993 tarih ve 1993-33 sayılı kamulaştırma işlemine başlama kararına göre kamulaştırmaya tabi tutulduğu, taşınmazın 3.811 m²'lik kısmı hakkında kamulaştırma işlemlerine başlandığı, taşınmazın 3811 m²'lik alanı dışında kalan 1.462 m² alanının da ifrazen 5421 parsel olarak tarla vasfı ile davacılar adına tescil edildiği, daha sonra kamulaştırma alanının 19.08.1996 tarih ve 1996-40 sayılı karar ile 1.700 m²'lik kısmının kamulaştırma sahası dışında bırakıldığı, kamulaştırmanın 2.111 m²'lik kısım yönünden devam ettiği, 2.111 m²'lik kamulaştırılan alan hakkında davacılar ve bir kısım davacılar murisleri tarafından Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/442 Esas, 1995/669 Karar sayılı kamulaştırma bedel artırım istekli dava sonucunda davanın kabul edildiği, kararın onanarak kesinleştiği, terkin işlemlerinin ise 3.811 m²’lik kısmın tamamı yönünden yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Ancak Bölge Adliye Mahkemesince ayrı bir parsel numarası verilmek suretiyle davacılar lehine tescil hükmü kurulan 1.700 m2’lik kısmın vasfının hükümde yazılmamış olması doğru değildir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370. maddesinin 2. fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yön itibari ile kabulüne, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm kısmının B bendinde yer alan "tapu siciline son parsel numarası verilerek" ibaresi hükümden çıkarılarak yerine “tapu siciline son parsel numarası verilerek ve tarla vasfı ile” ibaresinin yazılmasına, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Temyiz eden davalı ... harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 26.05.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.