Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4118 E. 2024/6406 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi intikale dayalı tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Hükmen tescil kararının kesinleşme tarihinden itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, istinaf mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/994 E., 2024/718 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/9 E., 2024/16 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar murisi ... ile davalılar murisi ...'ın ortak kök murislerinin ... olduğunu, Hatay ili, .... ilçesi, ... Mahallesinde kain eski 744 parsel sayılı taşınmazın ... oğlu ...'a ceddinden intikâlen ve taksimen gelme malı olduğu, ...'in 1948'de öldüğü gerekçesiyle ... eşi ... ... ve tek oğulları ... ... adına tespit edildiğini, davalılar murisi ... oğlu ... tarafından tespite itiraz edilmesi ve isim tashihi istenmesi üzerine taşınmazın tamamının haksız olarak davalılar murisi ... adına tescil edildiğini, halbuki taşınmazın ortak kök muris ... çocukları ..., ... ve ... çocukları tarafından fiilen taksim edildiğini, taşınmazın 1/3 payının 3. kişiye satıldığını, kadastro sırasındaki ve sonrasındaki sebepler ile yolsuz tescile dayandıkları için hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalılar adına kayıtlı 4.026,66 m2'lik payın yarısının iptali ile davacılar adlarına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü süre ve zamanaşımının dolduğunu, taşınmazın İskenderun Tapulama Mahkemesinin 07.06.1979 tarihli ve 1978/72 Esas, 1979/78 Karar sayılı kararıyla hükmen davalılar murisi ... adına tescil edildiğini, murislerinin 3. kişiye sattığı 1/3 payın dava konusu edilmediğini, davacı ...'nin taşınmaz üzerindeki fuzuli işgali nedeniyle taraflar arasında anlaşmazlık olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın hükmen davalılar murisi ... adına tesciline dair kararın 10.03.1980 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 09.01.2023 tarihinde açıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf isteminde bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın davalılar murisi ... adına hükmen tespit ve tesciline dair kararın 10.03.1980 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın dayanağının kadastro tespiti sonrasındaki sebeplere dayandığını, taşınmazın tarafların ortak kök murisi ...'a ait olduğunu, ... mirasçıları arasında taşınmazın zeminde fiilen üçe bölünerek kullanıldığını, yolsuz tescile dayalı davalarda hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığını belirterek istinaf dilekçesini tekrar etmekle Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi irsen intikâl, miras yoluyla gelen hak ve taksim nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dava konusu Hatay ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde kain eski 744 (Yenileme sonrası 4779 ada 9 parsel) sayılı taşınmazın tesis kadastrosu sırasında 19.08.1976 tarihinde senetsizden, 23 nolu vergi kaydına istinaden ... oğlu ...'a cedden intikâlen ve taksimen gelme, 20 yılı aşkın nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyetliğinde iken ...'ın 1948 yılında ölümüyle geriye mirasçıları eşi ... ... ve tek evlâdı ... ...'ın kaldığı, hâlen onların zilyetliğinde olduğu, iştirak hâlindeki mülkiyeti müşterek mülkiyete çevirdikleri, eşin mülkiyet hakkını seçtiği gerekçesiyle 1/4 payın...kızı ... ..., 3/4 payın ... oğlu ... ... adına tespit edildiği, edinme sebebi sütununa düşülen şerhte ...'in ...'in annesi olduğunun, ...'in eşinin ... olduğunun tespiti sebebiyle mülkiyet hanesinde...kızı ... ... yerine, ... ...'ın adının yazıldığı, davalılar murisi ... oğlu ... tarafından ... adına tespite itiraz ve tutanaktaki "... oğlu ... ..." isminin tashihi konusunda dava açılması üzerine İskenderun Tapulama Mahkemesinin 07.06.1979 tarihli ve 1978/72 Esas, 1979/78 Karar sayılı kararı ile ... adına tespiti yapılan 1/4 payın davacı ...'e ait olduğu, davacının adının ... oğlu ... olduğu gerekçesiyle kadastro tutanağındaki malik tablosunun iptali ile taşınmazın ... oğlu ... adına hükmen tesciline karar verildiği, hükmen tescil kararının 10.03.1980 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmakla, tespitin kesinleştiği 10.03.1980 tarihi ile davanın açıldığı 09.01.2023 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1. hükmü uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.