"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2379 E., 2024/684 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nazilli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/296 E., 2022/64 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesi ile; davalının kardeşi olduğunu, 1999 yılında Aydın ili .... ilçesi .... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda kendisine ait 122 ada 77 parsel ile davalı kardeşine ait aynı yer 73 parsel arasındaki sınırın hatalı tespit edildiğini, bu durumun davalının da kabulünde olduğunu ve hatanın giderilmesi için rıza gösterdiğini belirterek dava konusu 122 ada 73 ve 77 nolu parsellerin sınırlarının tespitinde kadastro sırasında yapılan hatanın giderilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi ile; davacı tarafından açılan davada iddia edilen hususların doğru olduğunu, kadastro çalışması sırasında davacının ve kendisinin taşınmazın başında bulunmaması nedeniyle söz konusu hatanın yapıldığını belirterek açılan davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde; kadastro çalışmaları sırasında yapılan hatanın giderilmesi için ilgili kuruma müracaat ettiğini, ancak kendisine hatanın sadece Mahkeme yolu ile düzeltilebileceğinin bildirildiğini, bu nedenle bu davayı açmak zorunda kaldığını, ayrıca kardeşi ...'ın da davayı kabul ettiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu 122 ada 73 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının 17.08.2000 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 29.11.2021 tarihinde açıldığı, tutanağın kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde; davalının kabul beyanına rağmen hak düşürücü süre gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, davalının kabul beyanının hak düşürücü süreye üstün tutulması gerektiği uyuşmazlık konusu yapılmıştır.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesi,
6100 sayılı Kanun'un 308, 309 ve 311. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucu, Aydın ili .... ilçesi .... Mahallesinde yer alan 122 ada 77 parsel sayılı taşınmaz irsen intikal, zilyetlik ve taksim suretiyle davacı adına, aynı yer 73 parsel sayılı taşınmaz ise aynı sebeplerle davalı adına tespit ve tescil edilmiştir. Kadastro tutanakları tespite itiraz edilmemesi üzerine 17.08.2000 tarihinde kesinleşmiştir. Dava 29.11.2021 tarihinde açılmış, davalı 27.12.2021 tarihli cevap dilekçesinde ve 14.04.2022 tarihli ön inceleme duruşmasında davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
2.Bilindiği üzere, 3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir. Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 308. maddesi, “Davayı kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.”; 309/2. maddesi, "Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir."; 311. maddesi, “feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” hükümlerini içermektedir.
3.Somut olayda, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, ancak davalının da gerek cevap dilekçesiyle gerekse ön inceleme duruşmasındaki beyanıyla davayı kabul ettiğini bildirdiği; davanın, niteliği itibariyle kamu düzeni ile ilgili bulunmadığı ve davada taraf olmayan kişilerin haklarını etkilemeye yönelik bir istek de içermediği anlaşılmaktadır.
4.Hemen belirtilmelidir ki, hak düşürücü süre dava şartı olsa da, yukarıda değinilen olgular açıklanan yasal düzenlemeler ile birlikte değerlendirildiğinde, öncelikle kesin hükmün sonuçlarını doğuran davalının kabul beyanına değer verilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, davalının kabul beyanı çerçevesinde bir karar verilmesi yerine davanın hak düşürücü süre yönünden reddedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.