Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4142 E. 2024/5507 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras yoluyla Suriye uyruklu mirasçıya intikal eden taşınmaz üzerindeki 1062 sayılı Kanun uyarınca konulan el koyma şerhinin iptali ve taşınmazın davacılar adına tescili talebi.

Gerekçe ve Sonuç: 1062 sayılı Kanun'un miras yoluyla intikali engellemediği, mirasçının Suriye uyruklu olması nedeniyle taşınmazdaki payına el konulmasının yasal olduğu ve Anayasa'nın mülkiyet ve miras hakkına aykırılık teşkil etmediği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/348 E., 2024/1416 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/571 E., 2022/477 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali - tescil ve şerhin terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; muris ...’in maliki olduğu 708 ada 13 parsel sayılı taşınmazın ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini, eşi ... (Necva Büyükçelik)’ın ise Suriye vatandaşı olduğunu, 1062 sayılı Kanun'a göre taşınmazda Hazine'nin el koyduğuna dair şerh bulunduğunu, bunun hukuka aykırı olduğunu, davalının taşınmazda mal edinme hakkının olmadığını, davalı adına yapılan tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek şerhin iptali ile taşınmazın adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili; 28.05.1927 tarihli 1062 sayılı Kanun'a dayanılarak çıkartılan 01.10.1966 tarihli ve 6/7104 sayılı ve 25.09.1967 tarihli 6/8890 sayılı kararname eki yönetmeliklere göre Suriye uyruklu bütün gerçek ve tüzel kişilerin Türkiye'de bulunan taşınır ve taşınmazları ile her türlü mal, hak ve menfaatlerine Hazinece el konulması ve Milli Emlak Müdürlüğü tarafından idare edileceğinin belirtildiğini, davalı mirasçı ...'ın da Suriye uyruklu olduğunu ve payına Hazinece el konulduğunu, tapuya buna ilişkin şerh düşüldüğünü, yapılan işlemin yolsuz olmadığını belirtip açılan davanın reddini istemiştir.

Davalı ... Ajam, cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

Gaziaosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.06.2022 tarihli 2021/571E., 2022/477K. sayılı kararı ile; davalının mirasbırakan ...'in mirasçısı olup mirasçılık sıfatının sona ermesine ilişkin bir durumun bulunmadığı, adına intikal yapılmasının yolsuz tescil niteliğinde olmadığı, davalının Suriye uyruklu olduğu, Tapu Kanunu'nun 35. maddesi ve 1062 sayılı Kanun ve bu kanun uyarınca alınan Bakanlar Kurulu Kararları gereğince taşınmazdaki davalı payına şerh konulmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, Suriye uyrukluların mal edinmesinin yasaklandığını, davalı ... Ajam'ın Suriye uyruklu olduğunu, tescilin yolsuz olduğunu belirterek kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 21.05.2024 tarih 2023/348 E., 2024/1416 K. sayılı kararı ile; şerhin dayanağının kanun olduğu, yolsuz nitelikte olmadığı, davalının taşınmazda murisinin külli halef olarak pay sahipliğinin bulunduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/(1).b.1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapu iptal-tescil ve şerhin terkini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1062 sayılı Kanun ve ilgili kararnameler.

3. Değerlendirme

15.06.1927 tarihinde yürürlüğe giren 1062 sayılı Yasa ile Bakanlar Kuruluna karşılık (mukabele-i bilmisil) olarak bir devletin vatandaşlarının Türkiye'deki malları üzerindeki tasarruflarını kısmen veya tamamen tahdit veya onlara elkoyma yetkisi verilmiştir. Bakanlar Kurulunca, bu yasaya uygun olarak Suriye uyruklu kişiler hakkında 13.01.1939 tarih, 2/10250 sayılı kararname çıkarılarak taşınmazlarını başkalarına devretmeleri ve üzerine ipotek koydurmaları yasaklanmıştır. 14.02.1942 tarih, 2/17317 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile muvazaalı temliklerin önlenmesi yönünden, Suriye uyruklu kişilerin borçlarından dolayı malları üzerine haciz konarak satışların yapılabilmesi de yasaklanmıştır. 18.11.1957 tarih 4/9697 sayılı kararname ile de Suriye uyrukluların paydaşı olduğu taşınmazların rızaen taksimleri yasaklanmış, ancak mahkeme eliyle şuyuun izalesine imkan verilmiştir.17.10.1966 tarihinde yürürlüğe giren 01.10.1966 gün, 6/7104 sayılı kararname ile de Suriye uyrukluların mallarına Devletçe el konulmuştur.

Yukarıda açıklanan tüm bu düzenlemelere göre Devlet, Suriye uyrukluların taşınmazlarına sahip çıkmış, özel şahıslara malikin iradesi veya iradesi dışında geçmesi önlenmiştir. Suriye uyrukluların mallarının mülkiyeti 1966 tarihine kadar Devlete geçmemiş ise de, Devletin vaziyet ettiği, hakimiyeti altında bulundurduğu açıktır. Ne var ki, 1062 sayılı Yasa'nın 1. maddesinin Suriye uyruklu şahısların taşınmazlarının miras yoluyla intikaline engel teşkil etmediği kuşkusuzdur. Aksi düşünce, Anayasanın tanıdığı mülkiyet ve miras hakkına aykırılık teşkil etmektedir.

Somut olayda; muris ...’in 23.02.2019 tarihinde ölümü ile geride eşi davalı .../ile ilk eşinden olan çocukları davacılar ...,... ve....’in mirasçı olarak kaldığı, dava konusu 708 ada 13 parsel sayılı 222 m2 miktarlı arsa nitelikli taşınmazın tamamı muris adına kayıtlı iken 30.04.2020 tarihli işlemle davacılar ve davalı ...’ya intikal ettiği, elbirliği halinde malik oldukları, aynı tarihte Suriye uyruklu davalı ... payında 1602 sayılı Kanun uyarınca el konulduğuna ilişkin şerh işlendiği anlaşılmaktadır.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle,

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.