"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/386 E., 2024/1561 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Ret-Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/279 E., 2023/637 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun kabulü ile 950 ve 1369 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın pasif husumetten reddine, diğer taşınmazlar yönünden esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; muris ...'nin davalı tarafından kandırılarak ve dolandırılarak vekaletname alındığını, murisin vekaletnamenin verildiği tarihte aşırı hasta ve rahatsız olduğunu, bu vekaletnameyi verebilecek akıl ve beden sağlığını haiz durumda olmadığını, aynı tarihli "İbraname" adlı belge ile taşınmazların parasını aldığı ve davalıya sattığı gibi bir adi kağıt düzenlediğini ve vefat eden babasının da bu belgeye şahit olarak yazıldığını, oysa davacının babası olan ...'in uzun yıllardır alzehimer hastası olduğunu, böyle bir evraka şahit olarak yazılmasının ve imzasının geçerli olmadığını, taşınmazlarının kandırılarak ellerinden alındığını, bedel ödenmediğini ileri sürerek vekaleten yapılan tüm satışların iptali ile adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde bedele karar verilmesini istemiş, 13.04.2016 havale tarihli dilekçe ile dava konusu taşınmazların ibranamede ve vekaletnamede belirtilen tüm taşınmazlar olduğunu belirtmiştir.
II. CEVAP
Davalı; vekalet ilişkisini kötüye kullandığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, vekalet ilişkisi kapsamında aldığı yerlerin bedelini 136.500 TL olarak davacı murisinin ziraat bankası hesaplarına yatırdığını, ödemelerin 18.09.2012 tarihinde 75.000 TL ve 02.11.2012 tarihinde 61.500 TL olarak gerçekleştiğini, satış bedelini ödendikten sonra muristen ibraname aldığını, murisin sağlık kurulu raporu almak suretiyle vekalet verdiğini, dava konusu işlemlerin ve vekaletnamenin 2012 yılına ilişkin olduğunu, davacı murisinin dava konusu işlemlerden iki yıl sonra 22.04.2014 tarihinde vesayet altına alındığını, dolayısıyla vekalet, satış ve ibraname işlemlerinin yapıldığı tarihlerde murisin akıl sağlığının yerinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.10.2023 tarihli 2015/279 E., 2023/637 K. sayılı kararı ile; murisin 18.09.2012 tarihinde ehliyetli olduğu, ancak vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve gabin şartları oluştuğu gerekçesiyle davanın kısman kabulüne, 950 ve 1369 yönünden davalı adına kayıt veya vekil sıfatıyla işlem bulunmadığından usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; bedelin ödendiğinin ispat edildiğini, davaya konu taşınmazlardaki iştirakler çözüldükçe ve davalı tarafından aynı parsellerde dava dışı hissedarlardan da hisselerini aldıkça davaya konu taşınmazların satış işlemlerinin gerçekleştirildiğini, davaya konu bir kısım taşınmazların da bu vekaletname gereği dava dışı ... Bal tarafından davalıya satıldığını, ayrıca vekalet görevinin kötüye kullanılması da söz konusu olmadığını, davacı vekili 11.04.2022 tarihli dilekçe ile gabin iddiasını ileri sürmüş ise de süresinde olmadığını, 1369 parsel yönünden eksik inceleme yapıldığını, husumete ilişkin iddiaların değerlendirilmediğini, olumlu olumsuz bir karar verilmediğini, ibranamenin hatalı değerlendirildiğini, yapılan ödemelerin davacı tarafından murisin hesabından çekildiğini, ibranamenin aksi ispat edilene kadar geçerli bir belge sayılacağını, satışın davacının (vekil edenin) iradesi doğrultusunda yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 30.05.2024 tarih 2024/386 E., 2024/1561 K. sayılı kararı ile; davanın 960 ve 1369 parsel yönünden pasif husumetten, diğerleri yönünden ise muris tarafından imzalanan ibraname tarihinin vekaletname tarihi ile aynı tarih olduğu, bu tarihte murisin fiil ehliyetini haiz olduğu, ibranamedeki murise ait imzanın davacı tarafça inkar edilmediği, ayrıca ibranamede yazılı bedelin muris hesabına yatırıldığı konusunda davalı tarafça dosyaya banka dekontlarının sunulduğu, her ne kadar değerler arasında fark olsa da gabin yönünden subjektif unsurun gerçekleşmediği gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; gabin bakımından tüm unsurların oluştuğu ibranamenin geçersiz olduğu, banka kanalı ile ödeme yapıldığına ilişin delil sunulmadığını, ödeme yapılmadığını, gabin gereği taşınmazların tapu iptal ve tesciline karar verilmesi gerektiğini, murisin vekaletnamenin alındığı zaman aşırı rahatsız ve hasta olup bu vekaletnameyi verebilecek beden ve akıl sağlığını haiz olmadığını, ibraname tanığı babası ....’nın uzun yıllardır alzehimer hastası olup ne yaptığını, neye şahit olduğunu dahi bilmediğini, böyle bir evraka şahitlik yapmasının ve imzasının geçerli olmadığını, annesi ve eşinin tamamen kandırılarak ve dolandırılarak taşınmazların alındığını, davalının murisin yaşlılık ve rahatsızlıklarını fırsat bilerek böyle bir eylem içerisinde girdiğini, hiçbir bedel ödenmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve gabin hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6, 9, 10, 13, 15. maddeleri ve 409. maddesinin ikinci fıkrası, 14.02.1951 tarihli ve 1949/17 Esas, 1951/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 28. ve 506. maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi,
3. Değerlendirme
Muris 1929 doğumlu ...’in 25.01.2015 tarihinde ölümü ile geride tek mirasçısı manevi evladı davacının kaldığı, murisin Kartal 2. Noterliğinin 18.09.2012 tarih 2214 yevmiyeli vekaletname ile TC sınırlarında intikal, taksim, kamulaştırma işlemleri ve İstanbul ili, .... ilçesi, .... köyünden bulunan 7, 7192 ada 6, 8379 ada 3, 7199 ada 1, 48, 93, 100, 112, 137, 153, 170, 194, 228, 309, 320, 884, 894, 950, 1187, 1254, 1369, 1405 ve 1487 parsel sayılı taşınmazlardaki hak ve hisselerinin tamamını dilediği bedel ve koşulla, dilediği kişiye satmaya, satış bedellerini almaya, verilen yetkilerin ölümünden sonrada geçerli olması kaydıyla davalı ..., dava dışı ... ...,..., Av. ... ve ...’ın vekil tayin edildiği, aynı tarihli “İbraname” başlıklı davacı ve şahit olarak eşi ... imzalı belgede vekaletnamede bahsi geçen 23 adet taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamının 136.500TL bedelle ...’a sattığı, satış bedelini nakten ve tamamen aldığının belirtildiği, murisin Ziraat Bankası hesabına 18.09.2012 tarihinde ... Bal tarafından 75.000TL gönderildiği, 02.11.2012 tarihinde ... tarafından 61.500TL yatırıldığı, murisin dava konusu 115 ada 5 parsel sayılı(eski 137 parsel) taşınmazdaki 11975/231937 payının vekil ... tarafından 27.09.2012 tarihinde ...’na satıldığı, 48 parsel sayılı taşınmazdaki 322560/137625600 ve 1/240 payının vekil ... tarafından 17.10.2012 tarihinde ...’e satıldığı, 320 parsel sayılı taşınmazdaki 1/20 payının vekil ... tarafından 18.12.2012 tarihinde davalı ...’ye satıldığı, 112 parseldeki 32260/137625600 ve 1/120 paylarının, 1187, 884 ve 950 parsellerdeki 32260/103219200 ve 1/120 paylarının vekil ... tarafından 15.11.2012 tarihli sıralı iki ayrı akitte 950 parselin ...’a, diğerlerinin ...’a satıldığı, 309 parseldeki 5/768 payının vekil ... tarafından 12.02.2013 tarihinde ...’a satıldığı, 100,170,194,7,93 parsellerdeki 322560/34406400 payı, 153 parselin 1/240 payı, 7192 ada 6 parselin 35639/2400000 payı, 7199 ada 1 parselin 1757/2400000 payı, 8379 ada 13 parselin 2279/243070 payı ile 126 ada 7(eski 894), 142 ada 1(eski 894), 127 ada 4(eski 1487), 131 ada 1(eski 1487) parsellerdeki bir kısım paylarının 02.05.2013 tarihinde ...’a satıldığı, 1254 parseldeki 1/120 payı ile 228 parselin 322560/34406400 payının vekil ... tarafından 03.05.2013 tarihinde ...’ya satıldığı, tüm devirlerde taşınmazın diğer bir kısım paydaşlarının da aynı vekillere verdiği vekaletname ile onlar adına da işlem yapıldığı, 25.12.2013 tarihli akitle ise 1369 ve 1405 parseldeki 1/40’ar payın vekil ... tarafından 1405 parselin ...’a, 1369 parselin eşit payla ... ve...’a satıldığı anlaşılmaktadır.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Onama harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.