Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4280 E. 2025/185 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü süre ve davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun incelenmemesi nedeniyle yargılama usulüne ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının kadastro tespit tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olmasına rağmen açtığı davanın reddinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenmemesi adil yargılanma hakkına aykırı olduğu ve maddi hataların düzeltilebilir nitelikte olması gözetilerek, davacının temyiz talebi reddedilirken, davalı Hazine vekilinin temyiz talebi kabul edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/648 E., 2024/1040 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Afşin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/254 E., 2024/83 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Kahramanmaraş ili, Afşin ilçesi, Başüstü Mahallesi 165 ada 11 parsel saylı taşınmazın maliki olduğunu, ancak 5.000 m2 kısmının eksik yazıldığını, bu kısmın kadastro çalışmalarında taşınmaza komşu 171 ada 4 parsel ile 165 ada 59 parsel sayılı taşınmazlarda Hazine adına tescil edildiğini, taşınmazların babasından kaldığını 50-60 yıldır kendisinin kullandığını ileri sürerek tapu kayıtlarının 5.000 m2’lik kısmının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın Kadastro Kanunu 12/3. maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı ve katılma yoluyla davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/(1).b.1 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde; taşınmazı uzun yıllardır kendisinin kullandığını, tanık beyanlarının bu yönde olduğunu, eksik araştırma ile karar verildiğini, Kadastro Kanunu 22-a uygulaması yapıldığını 10 yıllık sürenin yeniden başladığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı ... vekili temyiz dilekçesine; istinafa cevap dilekçesinde vekalet ücreti yönünden itiraz edildiğini, ancak davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, vekalet ücretine ilişkin hüküm kurulmadığını belirterek kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dosya içeriğinden; dava konusu Kahramanmaraş ili, Afşi ilçesi, Başüstü Mahallesi 165 ada 59 parsel sayılı taşınmazın geldiği 165 ada 17 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu aynı yer 171 ada 4 parsel sayılı taşınmazın senetsizden Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan Kadastro Kanunu'nun 18. maddesi gereğince Hazine adına tespit edildiği, tespitlerin dava açılmadığından 06.03.1995 tarihinde kesinleştiği, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının davacı ...’a 27.03.2024 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 29.03.2024 tarihinde süresinde kararı istinaf ettiği, davalı ... vekiline kararın 01.04.2014 tarihinde, davacının istinaf başvuru dilekçesinin ise 03.04.2024 tarihinde elektronik tebligat yoluyla tebliğ edildiği, davalı ... vekilinin 05.04.2024 havale tarihli istinafa cevap dilekçesinde vekalet ücreti yönünden kararın düzeltilmesini talep ederek istinaf talebinde bulunduğu, ancak Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe ve hüküm kısmında sadece davacının istinaf başvurusuna yer verildiği, davalı ... vekilinin istinaf başvuru dilekçesine yer verilmediği ve istinaf itirazlarının değerlendirilmediği, hüküm kısmında da yalnızca davacının istinaf başvurusunun esastan reddedildiğine dair karar verildiği anlaşılmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, özellikle dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin 06.03.1995 tarihinde kesinleştiği, dava tarihinin ise 19.12.2022 olduğu, eldeki davanın Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gözetildiğinde, davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.

Hazinenin istinaf başvurusunun incelenmesine gelince;

T.C. Anayasası’nın 36. maddesinin birinci fıkrası uyarınca herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı yahut davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde de herkesin kişisel hak ve yükümlülükleriyle ilgili her türlü iddiasını mahkeme huzuruna taşıma hakkı teminat altına alınmıştır. Mahkeme kararlarına karşı kanun yoluna başvuru hakkı adil yargılanma hakkının sac ayaklarındandır. Bu anlamda mahkemeye erişim hakkı kapsamında uyuşmazlığın etkin şekilde sonuçlandırılması ancak kanun yolu denetimi ile mümkündür. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararlarının denetim mekanizmasını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamalar, erişim hakkını ihlâl edebilir.

Somut olayda, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... vekilinin istinaf itirazlarını incelemek üzere değerlendirme yapılması gerekirken, istinaf dilekçesinin değerlendirilmeyip incelenmemesi, yalnızca diğer istinaf eden davacının istinaf başvurusunun esastan reddi ile yetinilmesi doğru değildir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararında davacı talebinin açıklanmasına ilişkin kısmında dava konusu “171 ada 4” yerine “1171 ada 4” parsel şeklinde ve hüküm kısmında davacı vekille temsil edilmediği halde “davacı vekilinin istinaf başvurusunun” şeklinde belirtilmesinin mahallinde düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olduğu da açıktır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının temyiz itirazlarının reddine, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının resen değinilen yön itibariyle kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının değinilen yönden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına,Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,Temyiz eden davalı ... harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.