"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/151 E., 2024/800 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Hilvan Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/5 E., 2023/247 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelendi, duruşma isteği değerden reddedildi, gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...; ...'ın 1985 yılında öldüğünü, annelerine murisi ... oğlu ...'dan dava konusu 84, 86, 88 ve 90, 109 ada 62 ve 72, 289, 229, 266, 42 ada 1, 46 ada 3 ve 82 ada 3 parsel sayılı taşınmazların miras kaldığını, davalıların murisi Sino oğlu ...’ın, annelerine intikal eden hisseleri, başka bir kadını murisi ... gibi göstererek 1996 ve 1999 yıllarında adına tescilini sağladığını, dava konusu taşınmazlardaki hisselerin, hak sahibi muris ... tarafından değil, onun yerine geçen başka bir kadın tarafından davalıların murisi ...’a devredildiğini, dava konusu 46 ada 3 ve 82 ada 3 parsel sayılı taşınmazların dava dışı üçüncü kişilere temlik edildiğini, yapılan işlemlerin yolsuz olduğunu ileri sürerek 46 ada 3 ve 82 ada 3 parsel sayılı taşınmazlardaki murisi ...’a isabet eden paylara karşılık gelen bedellerin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, diğer taşınmazlar yönünden tapu kayıtlarının iptali ile muris ... adına kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında ... mirasçılarından ... ve ... davacı vekiline vekaletname vererek davaya muvafakat ettiklerini beyan etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar davaya cevap vermemişler, yargılama aşamasında muris ...’ın Tapu Müdürlüğüne bizzat giderek dava konusu taşınmazları satış suretiyle devrettiğini, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Hilvan Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.11.2019 tarihli, 2015/100 Esas, 2019/139 Karar sayılı kararı ile; davaya konu taşınmazların satış tarihleri öncesinde kök muris ...'ın öldüğü, kaldı ki kolluk araştırmasına göre de, satış senetlerinde fotoğrafı bulunan şahsın kök muris ... değil ... olduğunun tespit edildiği, taşınmazların davalıların kök murisi adına tescilinin yolsuz olduğu gerekçesi ile 46 ada 3 ve 82 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden 64.294,66 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, diğer taşınmazlar yönünden tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Kaldırma Kararı
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 05.12.2022 tarihli ve 2022/2622 Esas, 2022/1539 Karar sayılı kararıyla; kök muris ...’ın dava konusu taşınmazların satıldığı tarihler itibarı ile ölmüş olduğunun mahkeme kararı ile kesinleşmiş olmasına göre yolsuz nitelikteki tapu kayıtlarının iptal edilerek tescil hükmü kurulması isabetli olduğu gibi, üçüncü şahıslara satılan bir kısım taşınmazların dava tarihi itibarı ile belirlenen bedellerine hükmedilmiş olmasında da isabetsizlik bulunmadığı, ancak Mahkemece verilen hükme esas alınan veraset ilamının (kök muris ...'ın murisi), ... oğlu, 1327 doğumlu ... adına tanzim edildiğinin, nüfus kaydının incelenmesinde kök muris ...’ın baba adının (... oğlu, 01.07.1905 doğumlu) ... olduğunun anlaşıldığı, bu duruma göre hükme esas alınan veraset ilamı ile dayanak nüfus kayıtlarının birbiri ile örtüşmediği, bu nedenle anılan bu çelişki giderilmeksizin (nüfus kaydı düzeltilmeksizin veya kök muris ...'ın nüfus kaydında adı geçen ...'a ilişkin yeni bir veraset ilamı temin edilmeksizin) hüküm kurulmuş olmasının isabetsiz olduğu; kabule göre de davacıların kök murislerinin hisselerine isabet eden tapu hisseleri ile tazminat miktarından kendisine isabet eden miktarların hatalı hesaplanması sonucu davacılar yararına hükmedilecek vekalet ücretinin eksik hesaplanmış olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
Hilvan Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.10.2023 tarihli ve 2023/5 Esas, 2023/247 Karar sayılı kararı ile; iddianın ispat edildiği, davaya konu taşınmazların satış tarihleri öncesinde kök muris ...'ın öldüğü, kaldı ki kolluk araştırmasına göre de satış senetlerinde fotoğrafı bulunan şahsın kök muris ... değil ... olduğunun tespit edildiği, taşınmazların davalıların kök murisi adına tescilinin yolsuz olduğu gerekçesi ile 46 ada 3 ve 82 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden 64.294,66 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, diğer taşınmazlar yönünden tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
D. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
E. Gerekçe ve Sonuç
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 30.05.2024 tarihli ve 2024/151 Esas, 2024/800 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazlarda kök muris ... oğlu ...'ın hissesinin bulunduğu, ölümü ile birlikte bu taşınmazların yasal mirasçılarına ve bu kapsamda davacıların murisi ...'a intikal ettiği, ...'ın 01.09.1995 tarihinde öldüğü, ancak ölümü sonrasında kök murisinden (... oğlu ...) kendisine intikal eden davaya konu taşınmazların, 25.12.1996 ve 08.02.1999 tarihli işlemlerle, tapu memuru önünde kendisinin ... olduğunu beyan eden üçüncü bir şahıs tarafından davalıların murisi Sino oğlu ...'a temlik edildiği, yapılan temlik işleminin yolsuz tescil niteliğinde olduğunun sabit olduğu, davaya konu taşınmazlardan 46 ada 3 ve 82 ada 3 sayılı parsel sayılı taşınmazlar dışındaki diğer tüm taşınmazların halen davalılar adlarına kayıtlı oldukları, esasen davacıların 46 ada 3 ve 82 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptal ve tescil değil, tazminat talebinde bulundukları, davacı tarafın miras ortaklığı adına talepte bulunduğu, davanın niteliği gereği miras ortaklığı adına açılan davalarda tüm mirasçıların birlikte hareket etmelerinin gerektiği, nitekim yargılama sırasında muris ...'ın davacı dışındaki diğer varislerinin de davacı vekiline vekalet verdikleri ve açılan davaya muvafakat ettiklerini beyan ettikleri, bu şekilde taraf teşkili eksikliğinin giderildiği, tescil işleminin yolsuz nitelikte olması sebebi ile davanın kabulüne karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacıların adli yardım talebinin kabul edilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazların tapudaki satış işlemlerinde alıcı ve satıcıların dışında toplam 4 tane de tanık bulunduğunu, bunlardan ...’ın tanık olarak dinlenmediğini, anılan tanığın kamu düzeni gereği mutlaka dinlenmesi gerektiğini, kök muris ...’ın bir kısım mirasçılarının ... ...’i vekil tayin ettiklerini, vekil ...’in de bu vekaletnamelere dayanarak dava konusu taşınmazları 25.12.1996 ve 08.02.1999 tarihlerinde satış suretiyle devrettiğini, yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu, hiç bir şekilde vekalet görevinin de kötüye kullanılmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, davacıların yapılan tüm devirlerden haberdar olduklarını, kaldı ki Hilvan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/49 Esas sayılı dava dosyasının eldeki dosya ile bağlantısı olup anılan dosyanın da incelenmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, üçüncü kişiye devredilen taşınmazlar yönünden bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705., 1022/1. ve 1025/1. maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 289 (eski 215) parsel sayılı taşınmazın 11/15 payının, 266 parsel sayılı taşınmazın tamamının, 229 parsel sayılı taşınmazın 968/2640 payının, 84 (eski 1), 86 (eski 2), 88 (eski 3) ve 90 (eski 4) parsel sayılı taşınmazların 16/1920’şer paylarının, 42 ada 1, 46 ada 3 ve 82 ada 3 parsel sayılı taşınmazların tamamının, 109 ada 62 parsel sayılı taşınmazın 24026/25526 payının, 109 ada 72 parsel sayılı taşınmazın 7533/7948 payının kök muris ... oğlu ... adına kayıtlı iken mirasçılarına intikal ettirildiği, yasal mirasçılarından muris ... adına hareket eden şahsın dava konusu 289 (eski 215), 229, 266, 84 (eski 1), 86 (eski 2), (eski 3) ve 90 (eski 4) parsel sayılı taşınmazlardaki kendisine intikal eden hisseleri 25.12.1996 tarihinde, 42 ada 1, 46 ada 3, 82 ada taşınmazlardaki kendisine intikal eden hisseleri 08.02.1999 tarihinde davalıların murisi Sino oğlu ...’a temlik ettiğini belirterek dava konusu taşınmazlardaki muris ... hisselerinin davalıların murisine intikalini sağladığı, Hilvan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/174 Esas ve 2019/62 Karar sayılı kararı ile muris ...’ın ölüm tarihinin 01.09.1995 olarak tespit edildiği, anılan kararın kesinleştiği, ...’ın mirasçısı olarak geriye davacı çocuklarının kaldığı, halen dava konusu 42 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ... adına, 46 ada 3 parsel ve 82 ada 3 parsel sayılı taşınmazların üçüncü kişiler adına kayıtlı oldukları, diğer taşınmazlardaki ... adına kayıtlı payların ise davalı mirasçılarına intikalinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 58.694,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.