"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/51 E., 2024/192 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptal- tescil ve terditli tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tazminat isteğinin kabulüne, tapu iptali ve tescil isteğinin ise reddine karar verilmiş, kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmiş; Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılamada bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma isteğinin değerden reddine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; maliki olduğu dava konusu 4564 ada 31 parsel sayılı taşınmazın uzun yıllardır bir kısım davalıların mirasbırakanı olan kardeşi ... ve ailesi tarafından kullanıldığını, 2004-2005 yıllarında ...’nin taşınmazla ilgilenen birilerinin olduğu ve ederinin üzerinde bir rakama satabileceği telkini üzerine kardeşi ...’yi vekil tayin ettiğini, daha sonra vekilin, alıcının vazgeçtiğini beyan ederek taşınmazın satılmadığını söylediğini, eldeki davanın açılmasından kısa bir süre önce dava konusu taşınmazın kardeşi ... tarafından borçlu olduğu diğer davalı ...'a satış suretiyle devredildiğini öğrendiğini, kendisine herhangi bir bedel ödenmediğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, kayıt maliki davalı ...'nin de iyi niyetli olmayıp taşınmazı gerçek değerinin çok altında vekilden olan alacağına mahsuben devraldığını, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ederek kendisini zararlandırdığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ...; satışın geçerli bir vekaletname ile resmi şekilde yapıldığını, dava konusu taşınmazda bulunan tek katlı yapının üzerine 2, 3 ve 4. katların kaba inşaatının yapılması konusunda vekil ... ile anlaştıklarını, inşaat devam ederken ...'nin başka bir daireye taşınmak istemesi nedeniyle taşınmazı satışa çıkardığını, alıcı çıkmayınca kendisine teklif ettiğini, bunun üzerine taşınmazın 85.000,00 TL'ye satışı konusunda anlaştıklarını, kaba inşaat malzemesi ve işçilik borcu toplamı 20.000,00 TL'nin satış bedelinden mahsup edilerek kalan 65.000,00 TL'yi nakit olarak vekil ...'ye ödediğini, vekilin taşınmazın gerçekte kendisine ait olduğunu ancak ailevi nedenlerle davacı adına kayıtlı bulunduğunu bu nedenle vekaletle işlem yapılacağını söylediğini, ...'nin taşınmazı tahliye etmemesi nedeniyle el atmanın önlemesi davası açtığını, ayrıca vekilin tehdit suçundan da cezalandırıldığını, davacı ve diğer davalıların işbirliği içinde olup kötüniyetle dava açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2.Diğer davalılar ...,..,..., ve ... davaya cevap vermemiş, davalı ... duruşmada, davacının dava konusu taşınmazın gerçek değerini bulursa satması için eşi ...'ye vekaletname verdiğini, eşi ...'nin ise davalı ...'ye olan borcuna karşılık taşınmazı sattığını beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.10.2019 tarihli ve 2015/256 Esas, 2019/250 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın bir kısım davalıların mirasbırakanı vekil ... tarafından diğer davalı ...'ye satış tarihindeki gerçek bedelinin çok altında bir değerle satıldığı, satış bedelinin davacıya ödenmediği, ayrıca davalı ...'nin dava konusu taşınmazın davacıya ait olduğunu bilmesine rağmen vekil ... ile aralarındaki mahsup işlemi sonucu taşınmazı satın aldığını belirtmesi karşısında, aslında taşınmazın davacı adına değil de vekil ... adına satıldığını, aradaki pazarlığın kendi iç ilişkilerine göre yapıldığını bildiği dikkate alındığında vekil ... ile kayıt maliki davalı ...'nin birlikte hareket ederek davacıyı zararlandırdıkları, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
2.Davalı ... vekilinin istinafı üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 05.06.2020 tarihli ve 2019/1853 E., 2020/615 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaz üzerinde tek katlı bir ev var iken davacının kardeşi vekil ... tarafından inşaat ustası olan davalı ...'ye evin üzerine 2, 3 ve 4. kat inşaatlarının yaptırıldığı, 2. ve 3. kat inşaat bedellerinin davalı ...'ye ödendiği ancak 4. kat inşaatın işçilik ve bir kısım inşaat malzeme bedellerinin ödenmemesi üzerine vekil ... tarafından taşınmazın satışa çıkarıldığı, davalı ve tanık beyanlarına göre inşaattan kaynaklı davalı ...'nin 20.000,00 TL alacağının bulunduğu, davalının alacağını mahsup ederek 65.000,00 TL nakit ödemek suretiyle taşınmazı satın aldığının anlaşıldığı, kayıt maliki ... ile vekil ... arasında çıkar ve işbirliği içerisinde hareket edildiğine dair delil bulunmadığı, davalı ...'nin vekilden olan alacağını satış bedelinden mahsuplaşmasının kötüniyet anlamına gelmeyeceği, bu nedenle tapu iptali ve tescil talebinin reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3.Mahkemece kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararında belirtilen gerekçeler benimsenmek suretiyle tapu iptal-tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin ise kabulüyle 125.607,02 TL'nin davalı ... dışındaki diğer davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve ... dışındaki davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı ... ve vekil ...'nin işbirliği içerisinde hareket ederek kendisini zararlandırdığını, vekil ...'nin kendi borcunun ifası için taşınmazı iradesine aykırı olarak diğer davalıya devrettiğini, kendisine satış bedeli ödenmediğini, davalı ...'nin de vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilerek taşınmazı devraldığını, satış tarihinde 150-200 bin TL olan dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından çok düşük bir bedelle satın alındığının açık olduğunu, davalı ...'nin ediniminde iyiniyetli olmadığını, tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalılar ...,...,... ve ... vekili istinaf dilekçesinde; kendilerinin kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığını, vekilin diğer davalı ...'ye teminat amaçlı olarak sonrasında geri almak için taşınmazı devrettiğini, vekil ...'un mirasını reddettiklerini, reddi miras davasının görüldüğü Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2018/833 Esas sayılı davasının bekletici mesele sayılması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 03.06.2022 tarih ve 2021/1393 E., 2022/901 K. sayılı kararı ile; bir kısım davalıların mirasbırakanı vekil ...'nin vekalet görevini kötüye kullanarak çekişmeli taşınmazı diğer davalı ...'ye sattığı, kayıt maliki ...'nin ise kötüniyetli olduğuna ve vekil ... ile eylem ve çıkar işbirliği içinde hareket ettiği ispatlanamadığından tapu iptali ve tescil yönünden davanın reddine karar verilmesinde ve tazminat talebi yönünden de yazılı olduğu üzere kabul kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin ve davalılar Cenk vd. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA KARARI VE SONRASINDAKİ SÜREÇ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Dairenin 17.10.2023 tarih ve 2022/7364 Esas, 2023/5581 Karar sayılı kararıyla; vekil ...'nin vekalet görevini kötüye kullanarak davacının iradesine aykırı olarak dava konusu taşınmazı diğer davalı ...'ye satış suretiyle devrettiği, satış bedelinin davacıya ödenmediği, kayıt maliki davalı ...'nin ise satış bedelini ödediğini ispatlayamadığı gibi ödediğini iddia ettiği bedelin taşınmazın gerçek değerinden oldukça düşük olduğu, diğer yandan davalının davacıya ait olduğunu bildiği taşınmazı vekil ... ile aralarındaki iç ilişkilerine göre yaptıkları borç mahsubu sonucunda satın almış olması karşısında ediniminde iyiniyetli kabul edilemeyeceği, vekil ...'nin ve kayıt maliki ...'nin el ve iş birliği içerisinde davacıyı zararlandırma kastı ile hareket ettikleri, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın davalı ... dışındaki davalıların muris ... tarafından diğer davalı ...'ye gerçek bedelinin çok altında bir fiyata satıldığı, satış bedelinin davacıya ödenmediği, bu durumun davacıyı zarara uğratma kastı taşıdığı, vekil ...'nin ve kayıt maliki ...'nin birlikte hareket ederek davacıya ait taşınmazın elinden çıkmasına neden oldukları belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; diğer davalıların vekil ...'nin mirasını reddetmek üzere mirasın reddi davası açtığını, bu davanın sonucu beklenmeksizin eldeki davada karar verilmesinin taraf teşkilinde eksiklik anlamına geleceğini, dava konusu taşınmazın gerçekte kime ait olduğuna ilişkin yeterli araştırma yapılmadığını, taşınmazın tapuda bir katlı kargir ev olarak kayıtlı olmasına karşılık sonradan davalı ... tarafından inşa edilen katların tapu kaydında yer almadığını, söz konusu binanın davalı Zihniye ait olduğunun tespitine karar verilmesinin gerektiğini, bozma kararının 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesine aykırı olduğunu zira eldeki davada bozma nedeni olabilecek hiçbir neden bulunmadığını, vekil ... ve eşinin dosyaya yansıyan ve taşınmazın davacıya ait olmadığına işaret eden beyanlarının nazara alınmamasının hatalı olduğunu, davalı ...'nin vekaletin kötüye kullanılıp kullanılmadığına ilişkin bilgi sahibi olmadığını, adı geçen davalının bütün işlemleri evin ...'nin olduğuna dair inanç ile yaptığını, vekil ... mirasçılarının Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı öncesinde ve sonrasındaki beyanlarının çelişkili olduğunu, davalı ... ile diğer davalılar arasında birçok hukuki uyuşmazlık bulunduğunu bu nedenle davalılar arasında herhangi bir işbirliğinin olmasına olanak bulunmadığını, bu kapsamda vekil ... ve davalı ...'nin eylem ve çıkar birliği içinde olduğuna yönelik tespitin soyut nitelikte olacağını, davalı ...'nin satış bedelini ödediğini ispat edemediğine dair değerlendirmenin gerçeğe ve dosya kapsamına aykırı olduğunu zira vekil ...'nin davalı ...'ye borcu olduğuna dair ikrarların dosya kapsamında mevcut olduğunu, davalı ... tarafından inşa edilen katların bedelinin satış bedelinden düşüldüğünü, dava konusu taşınmazın ... tarafından satışa çıkarılmasına rağmen istediği fiyata alıcı bulamaması üzerine taşınmazın davalı ... tarafından inşaat için yapılan masraflar mahsup edilmek suretiyle satın alındığını, öte yandan bedelin düşük olmasının tek başına kötüniyet göstergesi olarak kabul edilemeyeceğini, taşınmazın satış tarihi ile vekaletname arasında iki gün fark bulunduğu nazara alındığında vekalet görevinin kötüye kullanıldığının kabulüne olanak bulunmadığını, davacı tarafından vekaletname tarihinden on yıl sonra tapu iptali ve tescil davası açılmış olmasının kötüniyetin bir göstergesi olduğunu, davacı ve vekil ... mirasçılarının birlikte hareket ederek davalı ...'yi zarara uğratma amacında olduklarını, davacının eylemlerinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını, dava konusu taşınmazın vekil ...'ye ait olması nedeniyle davacının taraf sıfatının bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 504/1. ve 506. maddeleri,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2. ve 3. maddeleri,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190/1. maddeleri.
3.Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının Gaziantep 7. Noterliğinin 29.11.2005 tarih ve 27612 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile dava konusu 4564 ada 31 parsel sayılı taşınmazın satışı konusunda bir kısım davalıların mirasbırakanı olan kardeşi ...'u vekil tayin ettiği, vekil ...’un çekişmeli taşınmazı 01.12.2005 tarihinde 25.000,00 TL bedelle davalı ...'a satış yoluyla devrettiği anlaşılmaktadır.
2.Temyiz olunan nihai kararın bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, davacının adına karar başlığında iki defa yer verilmiş ise de bu hususun mahallinde düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 9.436,18 TL
bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.