"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1025 E., 2024/596 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/183 E., 2023/354 K.
Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf isteğinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin kararı davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; Batman ili, Merkez ilçesi, ... köyünde bulunan ve kadastro çalışmalarında tescil dışı bırakılan (dava dilekçesine ekli krokide (C) harfiyle gösterilen 32.224,65 m² yüz ölçümündeki) taşınmazı davacının Kadastro Kanunu'nun 17. ve Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddeleri uyarınca tarıma elverişli hale getirdiğini, imar-ihya şartlarını sağlayarak taşınmazı iktisap ettiğini ve 20 yıldan fazla süre malik sıfatıyla kullandığını ileri sürerek taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; davacının taşınmazdaki zilyetliğinin 20 yıl olmadığını, taşınmazın aktif dere yatağında kaldığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, Hazine aleyhine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğini, TMK'nın 713/6. maddesi uyarınca taşınmazın Hazine adına tescil taleplerinin olduğunu ileri sürerek davanın reddine ve taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacının taşınmazın bulunduğu bölgenin taşlık ve kumluk vaziyetteyken toprak doldurma suretiyle tarıma elverişli hale getirildiğini beyanla talepte bulunduğu, dava konusu taşınmazda mısır ekili olduğu, bilirkişi heyeti raporunda imar-ihyanın tamamlandığı hususunda gerekçeli, somut ve hüküm kurmaya elverişli veri bulunmadığı, talebin taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfi olarak gösterilen kısma ilişkin olduğu, 1992 yılında kullanımın kısmi olduğu, taşınmazın bütünündeki kullanımın 2002 yılında başladığı, böyle olunca zilyetlik süresinin 2002 yılından itibaren başlayacağı, dava tarihi itibariyle 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı, 1992 ve 2002 yılları arasında taşınmazın kullanıldığına dair hava fotoğrafı ve uydu görüntüsü de bulunmadığı, bu hususta yaklaşık tarih belirtilerek somut verilere dayanmayan ve birbiriyle uyumlu olmayan yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına dayanarak tek başına zilyetlik süresinin başlangıcının tespitinin mümkün olmadığı, salt bu beyanlara dayanarak tescil hükmü kurulamayacağı, taşınmazların yoğun emek ve masraf sarfı ile imar-ihya edildiğinden söz edilemeyeceği, davacı lehine imar-ihya koşullarının oluştuğunun ispatlanamadığı, Hazinenin TMK'nın 713/6. maddesi uyarınca tescil talep ettiği, Kadastro Kanunu'nun 18. maddesi şartlarının oluştuğu, kaldırma kararı uyarınca eksik hususların tamamlandığı, bu bağlamda kaldırma sebepleriyle sınırlı olarak taşınmazın zemin değeri üzerinden gerekli harcın tamamlandığı gerekçesiyle açılmış bulunan davanın reddine, Batman ili, Merkez ilçesi, ... köyünde kain fen bilirkişisi tarafından düzenlenmiş 03.05.2021 tarihli krokili raporda (A) harfi ile gösterilen 32.224,65 m²’lik yerin TMK'nın 713/6. maddesine göre davalı Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; taşınmazın imar-ihya öncesinde yer yer tepeler halinde taşlık ve kumluk vaziyette olduğu, davacının imar-ihya faaliyetini kamyonlar ile toprak taşıyıp kepçe ile düzeltmek suretiyle sağladığı, keşifte elde edilen beyanlardan öncesi itibariyle taşlık olan taşınmazların imar-ihyaya muhtaç olduğu anlaşılmakla beraber bu şekilde yapılan faaliyetin (kamyonla toprak doldurma, kepçe ile düzeltme eyleminin), Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2021/3718 Esas, 2022/8532 Karar sayılı toprak doldurmak suretiyle kumluk ve taşlık alanların tarım alanına dönüştürülmesinin 3402 sayılı Kanun'un 17. maddesi anlamında imar-ihya sayılmayacağına dair ilkesel kararı da dikkate alındığında imar-ihya faaliyeti sayılmayacağı, bu haliyle taşınmazın iktisabı için öncesi itibariyle imar-ihya koşulunun sağlanması gerekliliği ve imar-ihya koşulunun sağlanmadığından davanın reddi gerektiğine ilişkin Mahkeme kabulünde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; eksik inceleme ile karar verildiğini, hava fotoğraflarının eksik celp edildiğini, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre iddianın kanıtlandığını, atıf yapılan Yargıtay kararının somut olaya uymadığını, taraf teşkilinin sağlanmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, tespit harici yerin tescili istemine ilişkindir.
Batman ili, Merkez ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu taşınmazın 1956 yılında yapılan kadastro çalışmasında tespit harici bırakıldığı anlaşılmıştır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.