Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4848 E. 2025/1129 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu başkası adına tescil edilen taşınmazın yolsuz tescil edildiği iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1862 E., 2024/195 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sındırgı Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/307 E., 2022/140 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; Balıkesir ili, Sındırgı ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 239 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti sırasında yolsuz olarak ... adına tespit edildiğini, taşınmazın davacıların kök murisleri İsmail Bacı adına kayıtlanması gerektiğini, davacıların dava konusu taşınmazın kendilerine ait olduğu düşüncesi ile ekip biçtiklerini, çekişmeli taşınmazın tespitine esas tapu kaydının intikal tarihinden geriye doğru yaklaşık 13 yıl boyunca kök muris İsmail ve vefatı ile mirasçıları olan davacıların taşınmazda zilyet olduklarını, bu kullanıma kimsenin itirazının bulunmadığını, TMK’nın 712. maddesi uyarınca davacıların yolsuz tescile dayalı hukuki haklarının ortaya çıktığını belirterek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında davacılar adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davada hak düşürücü sürenin geçtiğini, davalının iyi niyetli 3. kişi konumunda bulunduğunu, dava konusu taşınmazın davalı tarafından satın alındığını ve satın alınma tarihine kadar taşınmazın defalarca el değiştirdiğini, TMK’nın 712. maddesinin davada uygulanmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davada hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekilinin istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kadastrodan önceki hukuki nedene dayanılarak açıldığı, davanın açıklanan niteliğine göre 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabi olduğu, 239 ada 11 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin 2007 yılında yapıldığı ve söz konusu tespitin 13.11.2008 tarihinde kesinleştiği, tespitin kesinleştiği 13.11.2008 tarihi ile davanın açıldığı 30.12.2021 tarihleri arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu gerekçesi ile Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı açıklanarak davacılar vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde;

a. Yapılan araştırma ve incelemenin eksik olduğunu,

b. Davacıların dava konusu taşınmazın kendilerine ait olduğunu gösteren 1988 tarihli iki adet senetleri bulunduğunu, bahsi geçen senetlerle taşınmazın davacıların murisine satıldığını ve davacıların taşınmazın kendilerine ait olduğu düşüncesi ile 34 yıldır kullandığını,

c. Tapuda ilk malik olan ...’un davaya konu taşınmazın yakınlarında bir arsası bulunduğunu ve o taşınmazda da karışıklık olduğunu,

d. Davacıların TMK’nın 712. maddesinden kaynaklanan yolsuz tescile dayalı hakları bulunduğunu,

e. Davanın esasına girilmeden reddedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

01.08.2008 tarihinde yapılan kadastro sonucu; Balıkesir ili, Sındırgı ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 239 ada 11 parsel sayılı 4.576,39 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla vasfı ile ... oğlu ... adına tespit edilmiş, tespit, askı ilanı sonucunda 13.11.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Dava konusu taşınmaz; 13.03.2019 tarihinde yapılan satış nedeni ile ..., 10.05.2019 tarihinde yapılan satış nedeni ile ..., 05.06.2020 tarihinde yapılan satış nedeni ile ... ve 08.06.2020 tarihinde yapılan satış nedeni ile tam hisse olarak ... adına kayıtlanmıştır.

Davacılar dava konusu taşınmazın kendi zilyetliklerinde bulunduğu ve kadastro tespitinin yolsuz olduğu iddiasına dayanarak 30.12.2021 tarihinde dava açmıştır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,

Dosyanın Sındırgı Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

06.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.