"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/43 E., 2022/63 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/248 E., 2018/382 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa mülkiyetin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Iğdır ili, ... köyünde kain 109 ada 223 parsel sayılı taşınmazın kendisinin zilyetliğinde olduğunu, taşınmazı nizasız fasılasız 20 yılı aşkın zamandır kullandığını, yine bu taşınmazla bir bütün halinde olan 109 ada 207 parsel sayılı taşınmazın da kendisinin mülkiyetinde olduğunu, dava konusu 223 parsel sayılı kanal vasıflı taşınmazın kadastro tepsiti sırasında diğer taşınmazlardan ayrılarak Maliye Hazinesi adına tespit edildiğini, ayrıca taşınmazın beyanlar hanesinde DSİ lehine şerh bulunduğunu, kadastro tespitinden haberi olmadığından itiraz edemediğini ve tespitin kesinleştiğini ileri sürerek 223 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı DSİ; kadastro çalışması sırasında yapılan tespite davacının itiraz etmediğini, bu nedenle talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca dava konusu taşınmazda DSİ'nin 1980 yılında kanal geçirdiğini, Kadastro Kanununun ön gördüğü 10 ve 20 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, yine Kadastro kanunu'nun 46 ncı maddesinde "Hazine adına kayıtlı taşınmaz mallardan iskan suretiyle veya toprak tevdii suretiyle verilen yerlerin başka şart aranmaksızın hak sahipleri adına tescil ve tescil edilir..." denildiğini ancak maddenin devamında " bu kanun yürürlüğü girdiği tarihte Hazinenin mülkiyetinden çıkmış bulunan veya kamu hizmetine tahsis edilen taşınmaz mallar hakkında bu madde hükmü uygulanmaz" dendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.07.2018 tarihli ve 2018/248 Esas, 2018/382 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve davacı tanıkları tarafından taşınmazın bakımı yapılan, ürünü alınan tarım arazisi olduğu, kanal yapılıncaya kadar kullanımın devam ettiği, kanal geçtikten sonra taşınmazın kullanılmadığının bildirildiği, tespit bilirkişilerinin Karakuyu köyünün 1930 yılında kurulmasından bu yana davacının kendisi, baba ve dedesinin dava konusu taşınmazı tarım arazisi olarak kullandığını ifade ettikleri, ziraat mühendisi bilirkişinin raporu anılan beyanlar ile uyumlu olduğu, dava konusu 109 ada 223 nolu parselin zilyetlik yoluyla kazanılabilmesi için gereken, tespit tarihinden geriye doğru kanunda belirtilen kazanma süresi ve koşullarının oluştuğu, dava konusu taşınmazın davacının dedesi ve babası tarafından uzun yıllar kullanıldıktan sonra davacıya devredildiği ve davacı tarafından da 20 yılı aşkın süredir kesintisiz ve davasız şekilde, bağ olarak ekonomik zilyetliğe uygun şekilde kullanıldığı ve böylece TMK’nın 713 üncü maddesinde yer alan, tapuya kayıtlı olmayan taşınmaza malik sıfatıyla davasız ve aralıksız 20 yılı aşkın süre zilyet olma koşullarının oluştuğu, fen bilirkişisi raporuna göre DSİ kanalı içerisinde olduğu anlaşılan ve Kadastro Kanunu'nun 16/c ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre kanal alanında kalan taşınmaz için sicil oluşturulamayacağı ve taşınmazın fiili durumu itibariyle su kanalı niteliğinde olduğundan tescil hükmü kurulamayacağı gerekçesi ile; 1.136,28 m2’lik taşınmazın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu için tescil harici bırakıldığını, taşınmazın sulama kanalının etrafında olmasının tarım arazisi vasfında olduğu yönünde bir sonuç çıkarmadığını, bu yerin çok yakın zamanda işlenmeye başlandığını, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, bilirkişi raporlarında aleyhe olan hususları kabul etmediklerini belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.01.2022 tarihli ve 2019/43 Esas, 2022/63 Karar sayılı kararıyla; davacı lehine 4721 TMK’nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve devam eden maddelerinde düzenlenen kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlikle edenim koşullarının oluştuğu, ancak fiili durum itibariyle su kanalı niteliğinde olduğu belirlenerek mülkiyetin tespitine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazlarını yineleyip verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde mülkiyetin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 inci maddeleri;
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu Iğdır ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 109 ada 223 parsel sayılı 3.762,87 metrekare yüzölçümlü, kanal vasıflı taşınmazın 28.04.1994 tarihinde Maliye Hazinesi adına tespit edildiği, ... isimli şahıs tarafından açılan kadastro tespitine itiraz davası neticesinde Iğdır Kadastro Mahkemesinin 1995/268 E- 1997/365 K sayılı kararı ile dava konusu 223 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, söz konusu kararın 22.05.1998 tarihinde kesinleştiği ve taşınmazın 03.12.1998 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edildiği, tapu kaydının beyanlar hanesinde; "üzerindeki kanal DSİ Genel Müdürlüğüne aittir" şerhinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
2.Mahkemece, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
3. Şöyle ki; kanalın faaliyete geçtiği tarihten geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının dosyaya dahil edilerek jeodezi bilirkişisine inceleme yaptırılmamıştır.
4. Öte yandan; davacının 1956 doğumlu olduğu, babası ...'ın ise 1927 doğumlu olup, ...'ın 1980 yılında öldüğü anlaşılmakla; davacının taşınmazdaki zilyetliğinin başlangıcı ve sürdürülüş biçimi, dava konusu taşınmazda zilyetliğe iradi olarak ara verilip verilmediği ve terk edilip edilmediği, hususları yöntemince araştırılmadan karar verilmiştir.
5. Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazın kanalın faaliyete geçtiği tarihten geriye doğru, en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş ve zilyetlikle iktisap evresine ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Müdürlüğünden, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise, İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, memleket haritası (1/25000 ve 1/5000 ölçekli haritalar) ve varsa en eski uydu fotoğraflarının temin edilmesi, komşu taşınmazın tamamının kadastro tutanakları ve dayanak belgelerinin ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilmesi ve ardından dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılarak, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarına; taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, dava konusu taşınmazda zilyetliğin iradi olarak terk edilip edilmediği, zilyetliğe ara verilip verilmediği hususlarında maddi olaylara dayalı olarak ayrıntılı bilgi alınmalı, komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının nizalı taşınmaz yönünü mera okuduğu tespit edildiği takdirde Mahkemece yöntemine uygun mera araştırmasının yapılması; üç kişilik jeodozi ve fotogrametri mühendislerinden oluşturulacak bilirkişi heyetine haritalar, hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılması, taşınmazlarda zilyetliğe ara verilip verilmediğini açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, önceki bilirkişi raporlarının değerlendirilip, aralarındaki çelişkinin giderilmesi, HMK'nın 290/2 nci maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip Mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulması suretiyle, toplanan ve toplanacak olan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.