"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/122 E., 2023/143 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen, kadastro sırasında tespit harici bırakılmış iken yargılama sırasında tapuya tescil edilen taşınmazlar hakkında açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi neticesinde, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin babaları ... tarafından 1970'li yıllardan başlayarak ölüm tarihine kadar emek ve para sarfı suretiyle kültür arazisi haline getirildiğini, babalarının ölümünden sonra da kendileri tarafından bizzat aynı şekilde emek ve para harcanarak tarımsal faaliyetlere devam edildiğini belirterek taşınmaz bölümlerinin eşit paylarla adlarına tescil istemiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalılar; çekişmeli taşınmazların zilyetlikle mülk edinilemeyecek yerlerden olduğunu ve taşınmazlar üzerinde davacılar lehine iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesince; davacıların dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde malik sıfatıyla zilyetliğinin 20 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız olarak devam ettiği ve davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 11.11.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda, (A) harfi ile gösterilen 36.708,85 metrekarelik, (B) harfi ile gösterilen 11.859,17 metrekarelik ve (C) harfi ile gösterilen 3.082,21 metrekarelik taşınmazların davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, davalı Hazine ve davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin davacıların aktif dava ehliyetinin araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kabulüne ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahalli Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesince; kaldırma kararı gereğince yapılan yargılama sonucunda, davacıların aktif dava ehliyetinin ispatlandığı ve çekişmeli taşınmazlar üzerinde davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 11.11.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda, (A) harfi ile gösterilen 36.708,85 metrekarelik, (B) harfi ile gösterilen 11.859,17 metrekarelik ve (C) harfi ile gösterilen 3.082,21 metrekarelik taşınmazların davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 21.12.2017 tarih, 2017/1409 Esas, 2017/1472 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi benimsenerek davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairenin 08.11.2021 tarih, 2021/3300 Esas, 2021/6608 Karar sayılı kararıyla; eksik inceleme ve araştırma sonucunda karar verildiği belirtilerek, ''doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, üç kişilik uzman ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, üç kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendisi ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında dinlenilecek mahalli bilirkişi ve tanıklardan taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmişse ihyanın hangi tarihte bitirildiği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmesi, beyanlar arasındaki çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılması; çekişmeli taşınmazın niteliğine ve fiziksel özelliklerine ilişkin Mahkeme hakiminin gözleminin keşif tutanağına yansıtılması; ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan komşu parsellerle karşılaştırmalı olarak çekişmeli taşınmazın toprak yapısını, eğimini, bitki desenini tarımsal niteliğini belirten, taşınmaz üzerinde bir zilyetlik mevcut ise zilyetliğin şeklini ve süresini, zilyetliğe ara verilip verilmediğini irdeleyen ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulundan dosya arasında bulunan hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihyaya konu edilmişse ihyanın hangi tarihte bitirildiğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmesi ve bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması'' gerektiğine değinilmek suretiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına hükmedilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, çekişmeli taşınmazlar üzerinde davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 11.11.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda, (A) harfi ile gösterilen 36.708,85 metrekarelik, (B) harfi ile gösterilen 11.859,17 metrekarelik ve (C) harfi ile gösterilen 3.082,21 metrekarelik taşınmazların davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Hazine vekili; dava konusu taşınmazın 1/25000 ölçekli Başkent Ankara Nazım İmar Planı kapsamında kaldığı halde, bu husus araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, imar planı kapsamında kalan taşınmazın imar-ihya edilmek suretiyle tescilinin mümkün olmadığını, verilen kararın bu nedenle hatalı olduğunu; ayrıca hükme dayanak bilirkişi raporunun aksine zilyetlik yoluyla mülkiyet kazanılmasına dair şartların somut olayda gerçekleşmediğini, bilirkişi raporlarının hüküm kurulması için yeterli olmadığı ve denetime elverişsiz düzenlendiğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili; somut olayda davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleşmediğini, Türk Medeni Kanunu ve Kadastro Kanunu hükümleri uyarınca çekişmeli taşınmazların davacı adına tapuya tescilinin mümkün olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılmış iken karar tarihinden evvel tapuya tescil edilen taşınmazlara yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Hazine vekili ile davalı ... vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Öte yandan; eldeki dava, 1950 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar-ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK'nın 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri gereğince tescil istemi ile açılmış olmakla beraber, Dairemizin geri çevirme kararlarıyla dosyaya getirtilen belgelerden ve Kadastro Müdürlüğünün yazısına ekli krokiden, davaya konu taşınmaz bölümlerinden hükme esas teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün, 14.09.2017 tarihli Mera Komisyonu kararı ile 4342 sayılı Yasa'nın 5/b maddesi uyarınca mera olarak tahsis edildiği, bu nedenle 1128 parsel numarasıyla ve mera niteliğiyle tapuya tescil edildiği, bilahare 3402 sayılı Yasa'nın 22/a maddesi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları sonucunda 250 ada 77 parsel numarasını aldığı, hükme esas teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümün ham toprak niteliği ile idari yoldan davalı Hazine adına tescil edilen 250 ada 81, 82 ve 83 parsel sayılı taşınmazların içerisinde kaldığı, hükme esas teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölümün ise ham toprak niteliği ile idari yoldan davalı Hazine adına tescil edilen 250 ada 34 ve 35 parsel sayılı taşınmazlara dahil edildiği anlaşılmakta olup sözü edilen taşınmazların tapuya tescil edilmesi nedeniyle eldeki davanın tapu iptali ve tescil davasına dönüştüğünün kabulü zorunludur. Ne var ki; Mahkemece, bahsi geçen parsellerin oluşumuna esas bilgi ve belgeler getirtilmemiş, karar tarihinden evvel tapuya tescil edilen taşınmazların haritası ile fen raporu çakıştırılmak sureti ile iddiaya konu taşınmaz bölümlerinin, hakkında tapu kaydı oluşturulan ve yukarıda zikredilen taşınmazların hangi kısmında kaldığı belirlenmemiş, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin karar tarihinden evvel tapulu hale geldiği ve davanın tapu iptali ve tescil davasına dönüştüğü gözetilmeksizin tapu iptali ve tescil kararı yerine sadece tescil kararı verilmesi de isabetli olmamıştır.
3. Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, 250 ada 34, 35, 77, 81, 82, 83 parsel sayılı taşınmazların oluşumuna esas tüm bilgi ve belgeler (tescil bildirimi, krokisi, ihdasından itibaren tedavüllü tapu kayıtları vs.) dosyaya getirtildikten sonra mahallinde fen bilirkişisi eşliğinde keşif yapılmalı, sözü edilen taşınmazlara ait kroki ile fen bilirkişi raporu çakıştırılmak suretiyle davacının iddiasına konu taşınmaz bölümlerinin bahsedilen taşınmazların hangi kısmında kaldığı belirlenerek fen bilirkişisinden rapor alınmalı ve sonucuna göre tapu iptali ve tescil yönünde hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Başkanlığına iadesine,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğininin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.