"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/178 E., 2024/897 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Dereli Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/158 E., 2023/189 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, Giresun ili, Dereli ilçesi, ... köyünde 108 ada 36 parsel sayılı taşınmazın evveliyatında davacı ve davalıların kök murisi olan ...'e ait olduğunu, ...'e de babası Sefer'den intikal ettiğini, dava konusu taşınmazın davalıların muris babası ... tarafından satış veya bağış gibi herhangi bir eden ile edinilmemiş olup kök muris ...'e ait olduğunu, ancak gerçeğe aykırı olarak bu taşınmazın davalılar adına tespit ve tescil gördüğünü öne sürerek davalılar adına olan tapu kayıtlarının davacı müvekkillerinin muris ...'den intikalen gelen hisseleri oranında iptali ile muris ...'den intikalen gelen hisselerin murise ait mirasçılık belgesi uyarınca davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmasına üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı on yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş bulunması ile bu süre içerisinde taşınmazın kayıt maliki aleyhine usulünce bir dava açılmamış olmasına, davacıların babalarının vefat tarihinin davanın açılması için belirlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin hesaplanmasına etkisinin bulunmamasına ve tüm dosya kapsamına göre Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacının yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacıların babası ...'in 19.10.2020 tarihinde vefat ettiğini, murisin ölmesinin ardından davacıların taşınmazlarda hak sahibi olduklarını, intikal işlemleri sırasında tapu kayıtlarının gerçeğe aykırı tespit ve tescil edildiğinden haberdar olabildiklerini, bu nedenle hak düşürücü sürenin, davacıların haklarının doğumu olan 19.10.2020 tarihinden itibaren başladığını, bu nedenle açılan davanın süresinde olduğunu, Mahkemece henüz doğmamış haklarının seneler evvel düştüğü şeklindeki değerlendirilmesi ile davanın esasına girmeden usulden reddilmesinin hakkaniyetle bağdaşmadığını öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava; kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
1. Kadastro sonucunda Giresun ili, Dereli ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 108 ada 36 parsel sayılı taşınmazın eski tapu kaydına dayalı olarak ahşap ev ve çayır vasfıyla ... oğlu ... adına tespit edildiği, askı ilanlarının 04.05.1995-05.06.1995 tarihleri arasında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitinin kesinleşerek taşınmazın tapuya tescil edildiği, anlaşılmıştır.
2.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3.Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, dosya kapsamından eldeki davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu ve dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği 06.06.1995 tarihinden, eldeki davanın açıldığı 04.11.2022 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığına göre usul ve kanuna uygun olup davacı davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye 187,80 TL onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.