"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/219 E., 2023/111 K.
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil ve bedel davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; dava konusu 443 ve 729 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine; dava konusu 62 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden bedel isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı ... vekili, davacı ... vekili, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı ...; maliki olduğu 443 parsel sayılı taşınmazı ipotek tesis edilip kullanılacak kredilerle borçlarının ödenmesi düşüncesiyle davalı ...’a, onun da diğer davalı ...’a temlik ettiğini, 729 parsel sayılı taşınmazını da dava dışı ...’e, ...'un dava dışı ...’ya, ...’nin davalı ...’a, ...’un da diğer davalı ...’a devrettiğini, tüm temliklerin hileli olduğunu, davalıların borçlarını da ödemediklerini ileri sürerek davalı ... adına olan tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde bedelin tahsilini istemiştir.
2. Davacı ...; ipotek tesis edilip kredi kullanılması amacıyla davalı ...’ın yönlendirmesi ile diğer davalı ...’ı vekil tayin ettiğini, satış yetkisini de içeren vekâletname kullanılarak maliki olduğu 905 ada 62 parsel sayılı taşınmazın bilgisi ve rızası dışında davalı ...’a satış suretiyle temlik edildiğini, bu satış nedeniyle kendisine bir bedel ödenmediğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde bedelin tahsilini istemiş, davacı ...’un aşamada ölümü üzerine mirası reddetmeyen mirasçıları davacı ... ile ... davayı takip etmişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalı ...; iddiaların doğru olmadığını, 100.000,00 TL bedelle taşınmazı satın aldığını, 70.000,00 TL’nin davacının Halk Bankası’ndaki ipotek hesabına ödeme yapıldığını, vekil ...’a 29.200 TL nakit ödediğini, kalan 800,00 TL’nin anlaşma gereği ödenmediğini, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ...; davacılardan ...’ın evini satması konusunda kendisinden yardım istediğini, bu nedenle kendisini vekil kıldığını, davacının talebi doğrultusunda satış işlemini yaptığını, alıcı ... tarafından davacının kredi borçları ödenerek satış bedelinin verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı ...; taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldığını, davacıların bir kısım borcunu ödediğini, bir kısmını da üstendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
4. Davalı ...; taşınmazları bedelini ödeyerek ...’dan satın aldığını, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemece; davacı ... tarafından dava konusu parselleri kapsar şekilde ibraname düzenlendiği, ibranamenin aksini ispat edecek belge ibraz edilemediği, iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın davacılar tarafından temyizi üzerine Dairece; davacı ... tarafından imzalanan ibraname gereği 443 ve 729 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, öte yandan dava konusu 62 parsel sayılı taşınmazın davacılardan ... adına kayıtlı olduğu, davacılardan ... tarafından verilen ibranamenin davacı ... ve mirasçıları yönünden bir bağlayıcılığı bulunmadığı, ancak bu parsel yönünden gerekli inceleme ve araştırma yapıldığının söylenemeyeceğinden bahsedilerek 62 parselin temliki yönünden vekâlet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığının araştırılması, taraf delillerinin toplanması, soruşturma eksiksiz tamamlanarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş, bir kısım davalılar vekilinin karar düzeltme isteği reddedilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, 443 ve 729 parseller yönünden davanın reddine, 62 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalı ...’ün kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından iptal-tescil isteğinin reddine, davalı vekil ...’ın ise vekalet görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle tazminat isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davacılar vekilleri ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 11.01.2021 tarihli ve 2019/4489 Esas, 2021/40 Karar sayılı kararı ile; dava konusu 443 ve 729 parsel sayılı taşınmazlar yönünden hüküm tekrarı yapılmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olduğundan bahsedilerek anılan parseller yönünden hüküm onanmış; dava konusu 62 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise bozmada belirtilen şekilde araştırma yapılmadığı, davacı ve davalı ...’ın tanıklarının bozma kararında değinilen ilkeler çerçevesinde dinlenilmediği, diğer davalı ...’ün tanıklarının ise hiç dinlenmediğine değinilerek bozma kararında değinilen ilkeler ve olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, bu kapsamda davacı tanıkları ile davalı ...’ın ve davalı ...’ün tanıkları dinlenmek suretiyle 62 parsel yönünden vekâlet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığının, vekil ... ile kayıt maliki davalı ...’ün el ve işbirliği içerisinde olup olmadığının açıklığa kavuşturulması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş, davacı ...'ın karar düzeltme isteği ise Dairenin 23.09.2021 tarihli ve 2021/2344 Esas, 2021/4608 Karar sayılı kararı ile reddedilmiştir.
3. Mahkemenin 04.05.2023 tarihli ve 2021/219 Esas, 2023/111 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; 443 ve 729 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine; 62 parsel sayılı taşınmaz yönünden vekil ... ile kayıt maliki davalı ...’ün el ve işbirliği içerisinde olduğunun ispat edilemediği, davalı ...'ın vekalet görevini kötüye kullandığı gerekçeleriyle davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden bedel isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekilleri ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usule, yasaya, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bozma ilamına uygun bir şekilde karar tesis edilmediğini, davalının vekalet görevini kötüye kullandığı hususunda dosya kapsamında herhangi bir delil, dayanak bulunmamakla birlikte bozma kararına uygun olarak bu hususta bir değerlendirme ve muhakeme yapılmadığını, tanıklar ... ve ...'un beyanlarının dikkate alınmadığını, diğer tanık beyanlarında da savunmanın aksini gösteren hiçbir somut beyan bulunmadığını, davacı tanıklarının beyanlarının yoruma dayalı olduğunu, davacı tarafın iddiasını kanıtlayacak herhangi bir delil ve dayanağı olmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; 443 parsel ve 729 parsel yönünden açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davalı ... bakımından 62 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine dair verilen kararın da açıkça yasaya aykırı olduğunu, davalı ...'ün iyiniyetli olmadığını, davalıların el ve işbirliği ile hareket ettiklerini, davalı ...'ın diğer davalı ...'un yanında çalıştığını, 62 parselin gerçek değerinin tespiti ile gerçek değer üzerinden 02.07.2009 tarihinden itibaren faizi ile davacı tarafa iadesine karar verilmesi gerektiğini, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacı lehine düşük, davalı taraf lehine yüksek hesaplandığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalılar ..., ... ve ... yönünden davanın reddine dair verilen kararın hatalı olduğunu, davalı ... yönünden kısmen kabul kararı verilirken taşınmaza ilişkin belirlenen bedelin gerçek değerler ile bir alakası bulunmadığını, hükmedilen değerin çok düşük olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; hile ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36/1., 506. maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023. ve 1024. maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacılardan ...’ın maliki olduğu 443 parsel sayılı taşınmazı 29.01.2009 tarihinde davalı ...’a, ...un ise 29.04.2009 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiği, yine davacı ...’ın 729 parsel sayılı taşınmazını 11.02.2009 tarihinde ...’e, ...'un ise 13.02.2009 tarihinde ...’ya, ...'nin 03.04.2009 tarihinde davalı ...’a, ...un 29.04.2009 tarihinde diğer davalı ...’a devrettiği, ... tarafından da taşınmazın dava tarihi olan 11.01.2010 tarihinde dava dışı ...’a devredildiği, anılan taşınmazlar yönünden davanın reddine dair verilen kararın ise Dairenin 11.01.2021 tarihli ve 2019/4489 Esas, 2021/40 Karar sayılı kararı ile onandığı anlaşılmaktadır. Öte yandan; dava konusu 62 parsel sayılı taşınmazın davacılardan ... adına kayıtlı iken, Turgutlu 2. Noterliğinin 02.06.2009 tarih 4288 yevmiye sayılı vekâletnamesi ile vekil tayin edilen davalı ... tarafından üzerindeki Halk Bankası lehine tesis edilmiş ipotek ile yükümlü olarak 85.000,00 TL bedelle 02.07.2009 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle devredildiği kayden sabittir.
2. Bilindiği üzere; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi uyarınca hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri, hüküm sonucunu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesini, varsa kanun yolları ve süresini, hükmün verildiği tarih ve hakim veya hakimlerin ve zabıt katibinin imzalarını, gerekçeli kararın yazıldığı tarihi içermesi, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.
Bu husus, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.
3. Somut olaya gelince; dava konusu 443 ve 729 parsel sayılı taşınmazlar yönünden verilen davanın reddine dair kararın Dairenin 11.01.2021 tarihli ve 2019/4489 Esas, 2021/40 Karar sayılı kararı ile onandığı, yine Dairenin 23.09.2021 tarihli ve 2021/2344 Esas, 2021/4608 Karar sayılı kararı ile davacının karar düzeltme talebinin de reddine karar verildiği ve karar düzeltme talebinin reddedildiği 23.09.2021 tarihi itibariyle 443 ve 729 parseller yönünden verilen hükmün kesinleştiği gözetilerek bu parseller yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken, anılan parsellere ilişkin davanın reddine karar verilmesi ve bu parsellere dair yeni karar tarihi itibariyle yeniden yargılama giderlerine (vekalet ücretine) hükmedilmesi isabetsizdir.
4. Dava konusu 62 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazına gelince;
Temyizen incelenen Mahkeme kararının, dava konusu 62 parsel sayılı taşınmaz yönünden tapu iptali-tescil isteğinin reddine karar verilerek vekil yönünden bedele hükmedilmesi bakımından bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı tarafın değinilen hususlara ilişkin, davalı ...'ın ise tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Ne var ki; davacı tarafın dava dilekçesinde tapu iptal-tescil, olmadığı takdirde keşif sırasında belirlenecek değer nazara alınarak taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin talepte bulunduğu, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile dava konusu 62 parsel sayılı taşınmazın değerinin temlik tarihinde 140.000,00 TL, dava tarihinde 150.000,00 TL olarak belirlendiği (davanın adli yardımlı olarak görüldüğü), Mahkemece dava konusu taşınmazdaki ipotek bedelinin (70.000,00 TL) davalı kayıt maliki ... tarafından ödendiği gözetilerek anılan miktar dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri olan 150.000,00 TL'den mahsup edilerek karar verilmesi gerekirken, taşınmazın temlik tarihindeki 140.000,00 TL değeri üzerinden hüküm tesis edilmesi doğru değildir.
6. Hal böyle olunca; yukarıda bahsedildiği şekilde 443 ve 729 parsel sayılı taşınmazlara dair verilen kararın kesinleştiği gözetilmek suretiyle bu taşınmazlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi; kısmen kabul ile bedele hükmedilen 62 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise taşınmazın dava tarihindeki 150.000,00 TL değeri üzerinden (taşınmazdaki ipotek bedelinin -70.000,00 TL- davalı kayıt maliki ... tarafından ödendiği de nazara alınıp bu miktar mahsup edilerek) hüküm tesis edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmektedir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin tüm, davacılar vekillerinin öteki temyiz itirazlarının reddine.
Davacılar vekillerinin değinilen yönden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 42. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
16.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.