Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5098 E. 2025/2158 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, banka tarafından yapılan usulsüz işlemler sonucu şirketten el çektirildiğini ve şirketin tek varlığı olan otelin düşük fiyattan bankaya satıldığını iddia ederek, tapu kaydının iptalini ve şirket adına tescilini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı banka aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edildiği, itirazın kısmen iptaline karar verildiği, kıymet takdiri raporunun borçlu şirkete tebliğ edildiği, itiraz edilmediği ve davacının satıştan önce ihaleden haberdar olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1399 E., 2023/1843 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/187 E., 2022/451 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.06.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekilleri Av. ..., Av. ... ile temyiz edilen davalı ... Otelcilik Turz. Seyahat İnş. Emlak San. ve Tic. Ltd. Şti. ... Life Heights Hotel Şubesi vekili Av. ... , fer'i müdahil Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası A.Ş. vekili Av. ... geldiler. Süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ... Turizm ve Ticaret A.Ş.'nin ortaklarından olduğunu, diğer ortakların ise davacının aile üyeleri olan ..., ... ..., ... ile davalı banka olduğunu, ... Turizm ve Tic. A.Ş. ile davalı banka arasında 1988 yılında turizm kredisi kullanılmak üzere sözleşmeler akdedildiğini, bir kısım kredinin kullanıldığı, bir kısmının alınamadığını, bu sefer bankanın Şirkete nakit kredi verebileceğini ancak bunun Şirketin %51 hissesinin bankaya devredilmesi karşılığında mümkün olduğunu belirttiğini, Şirketin bankanın teklifini kabul etmek zorunda kaldığını, Şirket paylarının tamamına sahip olan davacı ve diğer aile üyelerinin 1990 yılında Şirketin %51 hissesini gerçekte teminat amaçlı olarak inançlı temlik şeklinde davalıya devrettiklerini, bankanın söz konusu devirler sonrasında Şirket hisselerinin çoğunluğuna sahip konuma geldiğinden Şirketin yönetim kurulu üyelerinin de banka tarafından seçilmeye başlandığını, seçilen yönetim kurulu üyelerinin iş bilmezliği sonucu otelin işletilemez hale getirildiğini, borçların ödenmeyerek katlandığını ve yeni krediler alınmaya başlandığını, Şirketin tek mal varlığı olan otelin üç yıl süre ile işletilmeyerek çürümeye terk edildiğini, davalı bankadan avans ve krediler alınarak borçların katlanarak büyüdüğünü, davalı banka tarafından seçilen kötüniyetli yönetim kurulu üyelerinin dava dışı 3. bir Şirkete kiralandığını, kiracı Şirketin otelin odalarına ait kilit sistemine varana kadar bütün oteli talan ederek ayrıldığını, Şirketin zararı, borçları ve otelin işletilmemesi sebebiyle mahrum kalınan kâr oranı envanterlerde açıkça görülmesine rağmen yapılan yönetim kurulu toplantısında yine oy çokluğu ile acilen sermaye artırımına gidilmesi için genel kurul toplantısı yapılmasına karar verildiğini, 19.03.2007 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan nakit sermaye artırımı kararı sonucu çıkan yeni paylar da davalı banka tarafından alınarak davacı ve ailesinin hisse oranı 0,0072’ye düşürüldüğünü, alınan genel kurul kararlarının İstanbul 29. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/197 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile iptal edildiğini, ancak yargılama sırasında 02.07.2009 tarihli genel kurul kararı ile yeniden sermaye artırımına karar verdiğini, davalı bankanın bütün işlemleri tek başına yürüttüğünü ve yönetim kurulu üyelerinin tamamını yine Kalkınma Bankası ile ilişiği olan kişilerden seçerek kesin hükmü yok saydığını, yönetim kurulu üyelerine ilişkin açılan tazminat davasının derdest olduğunu, söz konusu süreçte otel işletilmediğinden ve sürekli olarak davalı bankadan kredi avans adı altında borç alındığından ve yüksek faiz kararlaştırıldığından Şirketin bankaya olan borcunun devam ettiğini, açılan takiplerin de ilerletildiğini, en nihayetinde düşük bedelle ve cebri icra yolu ile otelin bulunduğu taşınmazı satın almak amacıyla hareket eden alacaklı/davalı bankanın, borçlu Şirketi de bizzat yönettiğinden istediğini elde ettiğini, kullanılan krediler sebebiyle %156 faiz kararlaştırıldığını ve alacaklı banka lehine Muğla ili, Fethiye ilçesi, ... köyü 1294 ada 4 parselde kayıtlı dört katlı otel binası ve arsası üzerine 6 adet ipotek tesis edildiğini, davacının babası ...'ın söz konusu kredi sözleşmesinde şahsi kefaletname ile kefil olduğunu, davalının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla Ankara 22. İcra Müdürlüğü 1999/790 Esas sayılı dosyası ile takibe geçtiğini, satış işlemlerinin Fethiye 1. İcra Müdürlüğünün 2010/57 talimat sayılı dosyası ile yürütüldüğünü, bu dosyada ... taraf gösterildiğinden işlemlerden haberdar olunduğunu, dava konusu taşınmazın ihaleden borca mahsuben bankaya satışına ilişkin 05.03.2012 tarihli ihalenin Fethiye İcra Hukuk Mahkemesinin 12.07.2016 tarih ve 2016/334 Esas, 2016/423 Karar sayılı kararı ile feshedildiği, bu sefer ipotek alacağı ile karşılanmayan kısım ve faiz alacağı için Ankara 12. İcra Dairesinin 2002/6069 Esas sayılı dosyası ile girişilen icra takibine devam edildiğini, bu dosyada kefil olan ... borçlu olarak gösterilmediğinden hukuki süreci takip etmelerinin güçleştiğini, ancak yönetin kurulunda olduğundan takibe borçlu Şirket tarafından itiraz edildiğini, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.04.2011 tarih ve 2013/139 Esas, 2011/184 Karar sayılı kararı ile takibin kısmen kabulüne karar verildiğini, takibe devam edilerek taşınmaza haciz şerhi işlendiği ve kıymet takdiri yapıldığını, kıymet takdir raporunun borçlu Şirket vekiline tebliğ edildiğini ancak rapora karşı herhangi bir itiraz yapılmadığını, böylece Şirket varlıklarının eritilmeye devam ettiğini, Şirket hisselerinin %99'undan fazlası alacaklı bankada usulsüz olarak tutulduğundan, genel kurul kararlarının iptaline ilişkin kesin hükümler Şirketin yönetim kurulu tarafından uygulanmadığından ve davacı ile diğer aile üyelerinin yönetim kuruluna üye seçmesi nisap olarak mümkün olmadığından ilamsız icra takibi sürecinin takip edilemediğini ve kıymet takdiri raporunun itiraz edilmeyerek taşınmazın gerçek değerinin çok daha altında olacak şekilde satıldığını, satış ilanının kendisine tebliğ edilmediğini 13.02.2017 tarihinde haricen öğrendiğini, taşınmazın 17.02.2017 tarihinde alacağa mahsuben davalı/alacaklı bankaya 12.400.000,00 TL’ye satıldığını, satış işleminin iptaline ilişkin talebin Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 16.02.2017 tarihli 2017/144 Esas, 2017/91 Karar sayılı kararı ile reddedildiğini, taşınmazın satışı cebri icra yoluyla gerçekleşmiş olsa da satışın geçersiz olduğunu, yönetim kurulunun alacaklı banka menfaatine hareket ettiğini, devrin muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunu, her ne kadar kıymet takdiri ve satış ilanı Şirkete tebliğ edilse de yönetim kurulu üyeleri ve seçilen avukat aynı zamanda alacaklıyı da temsil ettiğinden Tebligat Kanunu 39. maddeye aykırı hareket edildiğini ileri sürerek davalı bankaya yapılan devrin muvazaa, hakkın kötüye kullanımı ve sair usulsüzlükler nedeniyle yolsuz tescil olduğundan tapu kaydının iptali ile ... Turizm Tic. A.Ş adına tesciline karar verilmesini adli yardım talepli olarak istemiş, yargılama sırasında taşınmazın dava dışı üçüncü kişiye devredilmesi nedeniyle 6100 sayılı Kanun'un 125. maddesi gereğince davayı temlik alan Şirkete yöneltmiş, Mahkemece adli yardım talebi 09.03.2021 tarihinde kabul edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı Banka vekili; Şirketin borcunun halen devam ettiğini, mülkiyetin, alacağın varlığı Mahkeme kararı ile kesinleşmiş yasal bir takip neticesinde İcra Müdürlüğü tarafından yapılan ihalenin feshi davası sonrası kesinleşen ihale neticesinde bankaya geçtiğini, dava dilekçesinde iddia edilenin aksine takip konusu borcun gerçekte olmadığı, ihalenin yasaya aykırı olarak yapıldığı hususlarının yanıltıcı nitelikte beyanlar olduğunu, davacının sadece Şirket içi ve ortaklar arasındaki çekişmeli halleri dava konusu yaptığını, davanın 13.08.2020 tarihinde taşınmazın banka tarafından ihale yolu ile satışa çıkartıldığı 14.08.2020 tarihinden bir gün önce açılmasının kötüniyetli hareket edildiğini gösterdiğini, hisselerin teminat karşılığında değil tamamen bedeli ödenerek hiçbir şarta bağlı olmadan devir alındığını, buna ilişkin hiçbir belge ve delil dosyaya ibraz edilmediğini, davacının babası olan diğer ortak ...'ın yönetim kurulu başkanı dahi olup Şirketin tek başına yönetilmediğini, hatta otelin bir dönem davacıların Şirketi olan Akaral Tur. İnş. Ltd. Şti'ne kiralandığını belirterek davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında taşınmazı devri nedeniyle 18.05.2022 tarihli dilekçe ile dava dosyasına davalı yanında fer'i müdahil olarak katılma talebinde bulunması üzerine Mahkemece sıfat değişikliği yapılmıştır.

... Otelcilik Turz. Seyahat İnş Emlak San ve Tic. Ltd Şti. ... Life Heights Hotel Şubesi vekili; dava konusu taşınmazı 17.12.2021 tarihinde iyiniyetli üçüncü kişi olarak ihaleden satın aldığını, davacının iddialarının doğru olmadığını, aynı sebeplerle İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/311 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın reddedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Fethiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.10.2022 tarih 2020/187 Esas, 2022/451 Karar sayılı kararı ile, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2003/139 Esas, 2011/184 Karar sayılı ilamı da dikkate alınarak muvazaa iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 14.09.2023 tarihli ve 2023/1399 Esas, 2023/1843 Karar sayılı kararı ile, kararda isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/(1).b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davanın taraf muvazaası değil yolsuz tescil olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesinin İlk Derece Mahkemesinin muvazaa gerekçesini kabul ederek yolsuz tescile ilişkin itirazları incelemediğini, gerekçede belirtme yapmadığını, davacının ... Turizm Şirketinin ortağı olduğunu, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla baştan beri kötüniyetli olan Bankanın dava konusu Şirketi ilk günden beri ele geçirmek için yaptığı planı, Şirket sermayesinin çoğunluğunu ele geçirdikten sonra Şirket yönetimine atadığı kendi mensuplarına milim milim tatbik ettirdiğini, davalı Banka ile Şirkete atadığı yöneticilerin el ve iş birliği içinde çalışarak Şirketi yolsuzca ele geçirdiğini, davalı ... Otelcilik Şirketinin de dava konusu taşınmazı tapudaki “davalıdır şerhini” görerek ve bilerek satın aldığı için iyiniyetli olmayacağını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dosya içeriğinden; dava konusu 1294 ada 4 parsel sayılı 9.019 m2 miktarlı bir adet dört katlı otel ve binası ve arsası nitelikli taşınmazın ... Turizm ve Ticaret A.Ş adına kayıtlı iken Ankara 12. İcra Dairesi 2002/6069 Esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibi neticesinde Fethiye 1. İcra Müdürlüğü 2011/526 talimat nolu dosyası ile 17.02.2017 tarihinde 12.400.000,00 TL bedelle alacağa mahsuben davalı Banka’ya ihaleden satıldığı, yargılama sırasında 17.12.2021 tarihinde ise diğer davalı Şirket’e temlik edildiği anlaşılmaktadır.

Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle davalı Banka tarafından ... Turizm ve Ticaret A.Ş aleyhine Ankara 12. İcra Dairesi 2002/6069 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe itiraz edildiği, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.04.2011 tarihli 2003/139 Esas, 2011/184 Karar sayılı kararı ile itirazın kısmen iptaline karar verildiği, satışa esas alınan kıymet takdir raporunun borçlu Şirket vekiline tebliğ edildiği ve itiraz edilmediği, ihalenin ise dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davacı tarafından satıştan önce öğrenildiği, hatta satışın durdurulması ve iptali için şikayet yoluna başvurulduğu, talebin, kesinleşen Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 16.02.2017 tarihli 2017/144 Esas, 2017/91 Karar sayılı kararı reddedildiği, satıştan makul süre önce ihaleden haberdar olduğundan tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri süremeyeceği gözetildiğinde temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz eden davacının adli yardım talebi İlk Derece Mahkemesince kabul edilmiş olup harç yatırılmadığından, aşağıda yazılı 886,80 TL temyiz başvuru harcı ile 615,40 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davalılar vekili için 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.