"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/176 E., 2024/683 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/268 E., 2023/711 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; annesi ...'nın ... ve ...'in tek çocukları olduğunu, annesinin başka kardeşinin ve çocuğunun olmadığını, dilekçe ekinde sunduğu 02.07.2021 tarihli kadastro tespit tutanağında da ...'in aile nüfus kaydında ... adına bir kız çocuğuna rastlanılmadığının, ... ile ... arasında soy bağının kurulamadığının açıkça belirtildiğini, ancak ...'nin ...'ün kız kardeşi gibi kayıt ettirildiğini, davalılar adına olan tapunun yolsuz olduğunu, her ne kadar Yargıtay 1. Hukuk Dairesince hak düşürücü süre nedeniyle ret kararı verilmiş ise de yolsuz tescile, ketmi vereseye dayanan mülkiyet davalarının hak düşürücü süreye tabi olmadığını, ret kararından sonra eline geçen delil niteliğindeki ekte sunduğu kadastro tespit tutanağına dayanarak yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğunu belirtip tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla
; yargılamanın yenilenmesi isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 375. maddesinde sayılan sebeplerden olmadığı ve talebin kesinleşen bir yargılamanın iadesi üzerinden olmayan müstakil bir dava olarak ikame edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla
; Mahkemenin 1997/516 Esas, 2016/3 Karar sayılı dava dosyasındaki uyuşmazlığa konu talebin kadastro öncesi hukuki sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, Mahkemece verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davacının yargılamanın yenilenmesi isteminin HMK'nın 375. maddesinde sayılan sebeplerden olmadığı böylece Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; ... ile ...'ün arasında kardeşlik bağı kurdurularak ...'ün kendilerine teyze olarak gösterilmesi ile mirasçı sıfatı kazanmalarının aydınlatılması gereken bir husus olduğunu, bu açıdan sayın Mahkemenin yargılanmanın yenilenmesine dayanak kılınan ve ... ile ...'ün aralarında kardeşlik bağı olmadığının iddia edildiği Kırşehir Aile Mahkemesinin 2023/449 Esas sayılı dosyası ile devam eden nesep irse dayalı soy bağı davasının sonucu beklenilmeksizin yargılanmanın yenilenmesi isteminin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira bu Mahkeme kararı ile aralarında akrabalık ve kan bağı bulunmayan ... ve ... ailelerinin birbirlerine mirasçı olmasının mümkün olmadığının ortaya çıkacağını, kaldı ki kök muristen kalan mülkiyetin çocuğuna intikal edeceğini ve yasal mirasçı konumundaki mirasçıların zaman aşımı işlemeksizin mirasçı olacaklarını, murisin hak sahiplerince 20 yıl kullanılmaması taşınmaz ile arasındaki ilişkiyi fiilen kestiğini göstermiş olsa bile arasındaki hukuksal ilişkinin sona erdiği anlamına gelmediği gibi, mirasçıların devam eden mülkiyet hakkının kullanma hakkını da ortadan kaldırmayacağını, tapu siciline güven ilkesi gereğince mülkiyetin davacının annesi ... adına kayıtlı olup bu hususun 1341(1925) tarihli eski Türkçe tapu tercümesinden de açıkça anlaşıldığını, nüfus kayıtlarındaki yolsuz tescile dayalı tapu işlemlerinde mirasçılık hakkının zamanaşımına uğramasının hukuken mümkün olmadığını, Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen 2001/1060 Esas, 2001/1179 Karar sayılı verasetin iptali davası ile kararın hüküm kısmında ... ile ...'nın kardeş olmadığının tespiti ile ...'e mirasçı olarak gösterilen ... ve mirasçılarının verasetlerinin iptal edilmesi karşısında yargılanmanın yenilenmesi taleplerinin reddinin usul ve yasaya uygun olmadığını, davalıların ve murislerinin hak sahibi olmadıklarının da sonradan öğrenildiğini, yargılamanın yenilenmesi isteklerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, yargılamanın iadesi isteğine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Davacının yargılamanın iadesini talep ettiği Kırşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.01.2016 tarihli ve 1997/516 Esas, 2016/3 Karar sayılı dava dosyası ile davanın esastan reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 21.09.2021 tarihli ve 2021/2786 Esas, 2021/4463 Karar sayılı kararıyla; davanın kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, çekişmeli 282 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tespitinin kesinleştiği 28.01.1971 tarihinden dava tarihi olan 04.11.1997 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, esastan reddi isabetsiz ise de kararın sonucu itibarı ile doğru olduğu gerekçesiyle davacının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün, gerekçesi düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, Dairemizin 28.04.2022 tarihli ve 2022/1713 Esas, 2022/3626 Karar sayılı kararı ile, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin reddedilmesi neticesinde hüküm kesinleşmiştir.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.