"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/52 E., 2024/924 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Palu Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/47 E., 2023/9 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sırasında dava konusu 325 ada 9 ve 350 ada 7 parsel sayılı taşınmazların ... adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmazların irsen intikal ve taksim suretiyle davacıya kaldığını, taşınmazların eklemeli şekilde 100 yılı aşkın zamandır malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız olarak zilyet edildiğini, kadastro tespiti sırasında taşınmazlara uygulanan vergi kaydının taşınmazları kapsamadığını, davalı Vakfın hayrat vakfı niteliğinde olmayıp taşınmazlarda 1967 yılına kadar zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine oluştuğunu, davalı Vakfın ise zilyetliğinin bulunmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... mütevellisi Abdulbaki Yılmaz cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların bulunduğu Arıcak ilçesinin tamamının vakıf malı olduğunu, 1958 yılında bölgede yapılan toprak tevzi çalışmaları sonucunda 1505 dönüm yerin vakıf adına tespit edildiğini, taşınmazlara kadastro tespiti sırasında uygulanan vergi kaydının taşınmazları kapsadığını, Karayolları Bölge Müdürlüğü tarafından 1993 yılında köyde yapılan istimlak çalışmaları sırasında kamulaştırma bedelinin vakfa ödendiğini, bunun da taşınmazların vakfa ait olduğunu gösterdiğini, davacının taşınmazlardaki zilyetliğinin 20 yıla ulaşmadığını, kaldı ki vakıf mallarının zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı Malatya Vakıflar Bölge Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların vakfiye kapsamında kaldığını, bu nedenle zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, kadastro tespiti sırasında uygulanan vergi kaydının taşınmazlara uyduğunu ileri sürerek Mahkemece Toprak Tevzi Komisyonunun kararı, vakıf senedi ve taşınmazlara uygulanan vergi kaydının yöntemince uygulanması ve yapılacak yargılama sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu taşınmazların kadastro tespitinin 15.09.2009 tarihinde kesinleştiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yer alan 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 16.04.2021 tarihinde davacının, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine, yani kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açtığı gerekçesiyle davacının davasının HMK'nın 114, 115/2 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesi uyarınca hak düşürücü süreden usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mülkiyet iddiasının zamanaşımına ya da hak düşürücü süreye tabi olmayıp her zaman ileri sürülebilen mutlak haklardan olduğunu, gerekçede belirtilen 10 yıllık sürenin yapılan tapu kadastro işlemlerine karşı itiraz için belirtilen süre olduğunu, dosyada yapılan tapu kadastro işleminin iptali için dava açılmadığını, dosyada davaya konu gayrimenkulün mülkiyetinin davacıya ait olduğu hususunda dava açtıklarını, Mahkemenin davanın reddine dair gerekçesinin hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını beyan ederek istinaf isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; çekişmeli 325 ada 9 parsel ve 350 ada 7 parsel sayılı taşınmazların 10.06.2009 tarihinde davalı adına tespit edildiği, çekişmeli taşınmazların tutanağının 15.09.2009 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafın 14.06.2021 günü dava açtığı, tutanağın kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıldan fazla zaman geçtiği ve davacının iddiasının mülkiyete ilişkin olup tespit öncesi sebebe dayandığı, her ne kadar dava konusu taşınmazlardan 325 ada 9 parsel sayılı taşınmazda 03.06.2019 tarihinde kesinleşen 22/a uygulama kadastrosu bulunmakta ise de uygulama kadastrosu çalışmalarında mülkiyet uyuşmazlıklarının çözümlenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2.Değerlendirme
Kadastro çalışmaları sonucunda Elazığ ili, Arıcak ilçesi, Serinevler Mahallesi 325 ada 9 parsel sayılı 1.591,66 m2 yüz ölçümlü taşınmaz, beyanlar hanesinde Ali oğlu ...'in kullanımında olduğu; 350 ada 7 parsel sayılı 264,51 m2 yüz ölçümlü taşınmaz, beyanlar hanesine üzerindeki evin Ali oğlu ...'e ait olduğu belirtilerek vergi kaydı nedeniyle ... adına tespit edilmiş, tutanaklar 15.09.2009 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiş, eldeki dava ise 16.04.2021 tarihinde açılmıştır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.01.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.