Logo

1. Hukuk Dairesi2024/516 E. 2025/578 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın, davacılar tarafından zilyetlikle kazanıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, zilyetliğin süresi ve niteliği, taşınmazın terke konu olup olmadığı gibi hususların yeterince araştırılmaması nedeniyle uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin süresi ve niteliği, taşınmazın terke konu olup olmadığı, hava fotoğraflarının çelişkili yorumlanması, taşınmaz üzerindeki yapıların durumu ve su kuyularının kimler tarafından açıldığı gibi hususların yeterince araştırılmaması, ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki sınırlamaların gözetilmemesi nedeniyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1449 E., 2023/956 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/161 E., 2021/695 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; Mardin ili, Midyat ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 130 ada 95 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü üzerinde davacıların eşit hisseler ile 30 yılı aşkın süredir zilyet olmasına rağmen kadastro tespiti sırasında Hazine adına kayıtlandığını belirterek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile davacılar adına 1/2’şer hisseler ile tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin doğru olduğunu ve dava konusu taşınmaz üzerinde davacılar lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu yerin tarıma elverişli, imar - ihyası yapılan hali hazırda tarımsal faaliyette kullanılan, davacının dava konusu taşınmaz üzerinde 20 yıldan fazla süren eklemeli zilyetliğinin bulunduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi hükmünde öngörülen edinme koşullarının davacı lehine gerçekleştiği gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 43143,34 m²'lik bölümünün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar ... ve ... adına 1/2 payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek davalı Hazine vekilinin istinaf istemi reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde;

a.Davada hak düşürücü sürenin geçtiğini,

b.Verilen kararın usul ve yasaya aykırı olup çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle zilyetlikle edinilemeyeceğini,

c.Bilirkişi raporlarının yetersiz ve çelişik olduğunu,

d.Harç ve yargılama giderlerine ilişkin hükmün de irdelenmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Kadastro sonucunda, Mardin ili, Midyat ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 130 ada 95 parsel sayılı 692.896,32 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz hali arazi vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Davacılar, dava konusu taşınmazın kendi zilyetliklerinde bulunduğu iddiası ile tapu iptali ve tescil davası açmış, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacılar lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de dava konusu taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süre ve niteliği kesin olarak belirlenmemiş, taşınmazın terke konu olup olmadığı tartışılmamış, çekişmeli taşınmazla ilgili olarak yapılan hava fotoğrafı incelemelerine ilişkin raporlarda taşınmazın hangi tarihlerde ekili olduğuna ve imar- ihyasının tamamlanmasına dair çelişik ibareler yer almasına rağmen bu husus gözardı edilmiş, çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 2005 yılı olmasına rağmen, uyuşmazlığın çözümünden uzak hava fotoğrafı uygulaması ile yetinilmiş, davaya konu taşınmaz üzerinde harabe bulunduğu bildirilmesine rağmen bunun evveliyatında ne olduğu, kime ait olduğu ne zaman yıkıldığı üzerinde durulmamış, taşınmaz üzerinde bulunan su kuyularının kim tarafından ne zaman ve ne amaçla açıldığı belirlenmemiş, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen sınırlandırmalar yönünden yeterli araştırma yapılmamıştır.

Hâl böyle olunca; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle taşınmaza ait en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılarak Harita Genel Müdürlüğünden getirtilip dosya arasına konulmalıdır.

Dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, önceki keşfe refakat eden bilirkişiler dışında belirlenecek 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, taşınmazın kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, taşınmaz üzerindeki su kuyularını kimin ne zaman hangi amaçla açtığı, taşınmaz üzerindeki harabenin kime ait olduğu ve ne amaçla kullanılıp ne zaman yıkıldığı, taşınmazın terke konu olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi sorulmalı, keşifte alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli; ziraat bilirkişisi kurulundan çekişmeli taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve komşu parseller ile nasıl ayrıldığını açıklayıp tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş ve taşınmazın hangi bölümüne ait olduğu belirtilen fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine taşınmazı kapsayan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak dava konusu taşınmazın hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten ayrıntılı rapor hazırlatılmalı; 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların mirasbırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ile karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

13.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.